01/07/2021 | Yazar: Kaos GL
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, 19. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nü takip eden AFP Muhabiri Bülent Kılıç’a uygulanan polis şiddeti hakkında İçişleri Bakanı’na soru önergesi verdi.
Halkların Demokratik Partisi HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, 26 Haziran Cumartesi günü Taksim'deki 19. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nü takip eden AFP Muhabiri Bülent Kılıç’a uygulanan polis şiddeti hakkında İçişleri Bakanı’na soru önergesi verdi.
Soru önergesi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 1 Nisan 2020 ile 1 Nisan 2021 dönemini kapsayan "Basın Özgürlüğü Raporuna atıfta bulunuyor ve “AFP’nin muhabiri Bülent Kılıç’a şiddet uygulayan kaç polis memuruna soruşturma izni verilmiştir” diye soruyor.
Kemalbay’ın soru önergesi aynı zaman “LGBT hakları insan hakları olmasına rağmen Onur yürüyüşü ve LGBT+’ların hükümet ve Bakanlığınız tarafından kriminalize edilmeye çalışıldığı, evlerinin mühürlendiği, nefret söylemiyle ötekileştirildiği görülmektedir” diyor ve İçişleri Bakanı’na “Onur yürüyüşü ve LGBT+’ların kriminalize edilmesinin nedeni nedir” sorusunu yöneltiyor.
Soru önergesinin tamamı şöyle:
Basın özgürlüğü, birçok anayasada, uluslararası bildiri ve sözleşmede düşünceyi açıklama özgürlüğü ile birlikte ele alınmıştır. 1776'da Virginia İnsan Hakları Yasası’nın 12. maddesinde, basın özgürlüğünün özgürlüğün en güçlü kalelerinden biri olduğu ve sadece despot hükümetler tarafından engellenebileceği ilan edilmiştir.
Türkiye ise taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmelerinin yanı sıra, Anayasa’daki 26. Madde ile de düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini; 28. Madde ’de geçen “Basın hürdür, sansür edilemez” ifadesi ile de basın özgürlüğünü koruduğunu beyan etmesine rağmen gazetecilere yönelik olarak artarak devam ederken, gözaltılar, tutuklamalar, baskılar ve daha birçok sindirme yöntemi gazetecilik mesleğinin gereklerini yerine getirmeyi, haber alma özgürlüğünü, yaşam hakkını tehdit etmekte ve basın özgürlüğü ihlal edilmektedir. Nitekim Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2021 yılı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde Türkiye’nin 180 ülke arasında 153'üncü sırada bulunduğu açıklanmıştır.
Yapmış oldukları haberler, yazdıkları yazılar, çektikleri fotoğraflar nedeniyle soruşturma, gözaltı ve tutuklamalar karşısında halkın haber alma hakkını yerine getirmeye çalışan gazeteciler, son zamanlarda sayısı artan fiziksel saldırıların da hedefi haline gelmiştir. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 1 Nisan 2020 ile 1 Nisan 2021 dönemini kapsayan "Basın Özgürlüğü Raporuna göre ise de Türkiye'de 44 gazetecinin fiziksel saldırıya uğradığı, 23 gazetecinin sözlü olarak tehdit edildiği, 57 gazetecinin toplamda 144 gün gözaltında kaldığı, 6 gazetecinin gözaltında darp edildiği belirtilmektedir. Kolluk kuvvetleri darp, yaralama ve hatta ölüme sebebiyet vermeye, yandaş basın karalamaya, itibarsızlaştırmaya, kriminalize etmeye devam ederken açılan davalar da sonuçsuz kalmakta, cezasızlıkla sonuçlanmaktadır. Sahada çalışan bazı gazetecilere göre, kamusal alanda görevlerini yapan polisin ses ve görüntü kayıtlarının alınmasını engelleyen genelgenin de "basın mensuplarına yönelik şiddetin artmasında da rol oynadığı belirtilmektedir.
LGBT hakları insan hakları olmasına rağmen Onur yürüyüşü ve LGBT+’ların hükümet ve Bakanlığınız tarafından kriminalize edilmeye çalışıldığı, evlerinin mühürlendiği, nefret söylemiyle ötekileştirildiği görülmektedir. Nitekim, kolluk kuvvetinin şiddetinin son örneğinde 26.06.2021 tarihinde İstanbul Taksim’deki Onur Yürüyüşünü takip eden birçok gazeteciye yönelik saldırılar ile birlikte AFP’nin muhabiri Bülent Kılıç’ın uğradığı vahim polis şiddeti gösterilebilir. Haksız ve hukuk dışı müdahale ve şiddet ile Bülent Kılıç’ın görev yapmasını engelleyen polisler Bülent Kılıç’ın cebinden basın kartını çıkartıp göstermesine dahi izin vermeksizin yere yatırarak boğazına dizleriyle bastırarak ölümle sonuçlanabilecek bir şiddet uyguladıkları, kamerasını kırdıkları ve hareketsiz bırakmak suretiyle ters kelepçe yaparak gözaltına aldıkları görüntüleri basına yansımıştır. Sadece Bülent Kılıç değil birçok gazetecinin fiziksel saldırılar da dahil birçok saldırıya maruz kaldığı ülkede gazetecilerin korunması hukuk devleti ve demokrasinin gereği iken İçişleri Bakanlığı’nın yaşanan polis şiddetine yönelik olarak “İzinsiz gösteri sırasında polise direnenleri gözaltına almak zorbalık değildir” açıklamaları ise iktidarların kolluk kuvvetlerinin yasaları aşan davranışlarını koruduğu ve şiddeti meşrulaştırdığını beyan etmesi olmuştur.
Bu bağlamda;
1- AFP’nin muhabiri Bülent Kılıç’a şiddet uygulayan kaç polis memuruna soruşturma izni verilmiştir?
2- AFP’nin muhabiri Bülent Kılıç’ın darp raporu bulunmasına rağmen şiddet uygulayan polis memuruna öncelikle mala zarar verme soruşturma izninin verilmesinin nedeni nedir?
3- Yapılmış haksız ve hukuksuz göz altıların tazmin edilmesi için Bakanlığınız nezdinde yürütülen bir çalışma bulunmakta mıdır? Bülent Kılıç’ın zararlarını maddi olarak tazmin edilecek midir?
4- Eylem görüntülerinde basına yansıyan şiddetin yanı sıra yurttaşlara küfürler, hakaretler eden polisler hakkında Bakanlığınızca herhangi bir cezai işlem yapılacak mıdır?
5- 2015-2021 yılları arasında Türkiye’de haksız ve hukuk dışı şiddet, gözaltı, tutuklama ve hüküm verme nedeniyle hakkında yaptırım uygulanan kolluk kuvveti sayısı kaçtır?
6- Hiçbir kanuni dayanağı bulunmayan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün eylemler sırasında ses ve görüntü alınmasını yasaklayan genelgesi ile polisin görevini yapması nasıl engellenmektedir?
7- Emniyet Genel Müdürlüğü’nün eylemler sırasında ses ve görüntü alınmasını yasaklayan genelgesi ile toplumsal olaylar sırasında polislerin ölçüsüz güç kullanımı, gaz kapsüllerini yurttaşları hedefleyerek sıkması, hakaretler etmesi, ateşli silahın meşru savunma kapsamında kullanılıp kullanılmadığı gibi vakaların en önemli ispat aracı fotoğraf ve videoların çekilmesinin önüne geçmek için mi yayımlanmıştır?
8- Onur yürüyüşü ve LGBT+’ların kriminalize edilmesinin nedeni nedir?
9- Türkiye’de özellikle Bakanlığınızca yayımlanan genelge sonrası halkın haber alma hakkı görevini yerine getiren gazetecilere yönelik saldırıların arttığına yönelik yapılan açıklamalara istinaden Bakanlığınızca hiçbir kanuni dayanağı bulunmayan ve keyfiyeti arttıran bu genelgeyi kaldırmaya yönelik bir çalışması bulunmakta mıdır?
10- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Anayasaya, işkence yasağına, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Prensipler Bütünü ’ne, basın ve ifade özgürlüğüne aykırılık teşkil eden bu uygulamalara son vermeye yönelik Bakanlığınızca bir çalışma yapılacak mıdır?
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, siyaset