10/11/2006 | Yazar: KAOS GL

Türkiyeli Eşcinsellerin 10. Buluşması’nda üç bölümlük bir toplantı yapıldı. ‘Kadın örgütlülüğü’, ‘Öğrenci Örgütlülüğü’ ve ‘Travesti ve Transeksüel Sorunları’ bu toplantının ana başlıklarıydı.

Türkiyeli Eşcinsellerin 10. Buluşması’nda üç bölümlük bir toplantı yapıldı. ‘Kadın örgütlülüğü’, ‘Öğrenci Örgütlülüğü’ ve ‘Travesti ve Transeksüel Sorunları’ bu toplantının ana başlıklarıydı.

KAOS GL

12-13 Temmuz 2003, Ankara

Toplantı üç saatlik bir zaman diliminde üç bölümden oluşuyordu. Birinci bölümde ‘kadın örgütlülüğü’, ikinci bölümde ‘öğrenci örgütlülüğü’, üçüncü bölümde ise ‘diğer’ başlığı altında ‘travesti ve transeksüel sorunları’ üzerine konuşuldu. Toplantının birer saatlik bölümlerde konuşulması ve genel bir çerçevenin çizilmemesi nedeniyle özellikle bu toplantılarda bir ortaklaşma sağlanamadı. Ancak örgütlerin bu toplantılarda çizilen çerçevede politika oluşturmaları gerektiği ve bu politikaları kendi içlerinde tartışmalarının bir zorundalık olduğu konusunda ortaklaştık.

Kadın Örgütlülüğü

Raportör: Fırat, Öner, Umut

Kadın örgütlülüğü başlığının çok geniş bir konu olduğunun, bu başlık içinde çok fazla konuda konuşulabileceğinin altı çizildi.

Bir çerçeve çizilmediği için Kaos GL tarafından konunun tartışılmasını istediği şekilde konu tartışılamadı.

Lezbiyenlerin bulundukları alanların hangilerinin örgütlenme için öncelikli alanlar olması gerektiğinin düşünülmesi önerildi.

Kadınların örgütlenmesinin sadece kadınların yapması gereken ‘bir kadın işi’ olarak değerlendirilmemesi gerektiği, eşcinsel örgütlerinin bir sorunsalı olarak tartışılması gerektiği üzerinde duruldu.

Eşcinsel hareketi içinde ise kadın örgütlülüğü olduğu ancak lezbiyenlerin yaşadıkları sorunları aşmak için eşcinsel hareketteki varlığının daha fazla hissedilmesi gerektiği üzerinde duruldu.
Kadınların kendi aralarında toplanmalarının gerekli olduğu, erkeklerle yapılan karma toplantılarda genellikle ‘erkek eşcinselliği’ üzerine konuşulduğu, erkek eşcinsellerin kamusal alanlarda, parklarda, hamamlarda var olabildikleri ve kamusal alanda, örgütlerden önce de oluşturulmuş olan dille ve pratik alışkanlığıyla söz üretebildikleri ve karma toplantılarda bunun etkisinin hissedildiği belirtildi.

Eşcinsel hareketteki kadınların etkileşimin gerçekleşememesinin sebepleri olarak; görünürlük açısından yaşanılan çekiniklik, aileye karşı fazla direnme gücünün olmaması, politik olan eşcinsel kadınların azlığı, erkeklere oranla daha fazla farklı sorumlulukların olması belirtildi.
Eşcinsel harekette kadınların azlığını ya da sayıca çokluğunu konuşmanın çok önemli olmadığı belirtildi. Önemli olanın, politika yaparken bu politikanın nasıl hayata geçirileceği olduğunun altı çizildi.

Eşcinsel kadınlar niçin ayrı örgütlenmek istiyor ya da niçin ayrı örgütlenmeli? Var olan eşcinsel örgütlerindeki erkek egemenliğinin bir çekince ve katılımda isteksizlik yarattığı, gruplara kadın katılımını engellediği dile getirildi. Bununla beraber ayrı eşcinsel kadın örgütlerinin varlığı, kadınların sosyalleşmesini ve iletişim kurmalarını kolaylaştıracaktır ve var olan çekinikliği kıracaktır denildi.

Toplantıya Kaos GL’den katılan bir arkadaş Kaos GL içerisindeki heteroseksüel ve eşcinsel kadınların bağımsız örgütlenme isteklerini çok masum bulmadığını çünkü Kaos GL’de beraber örgütlenmenin mümkün olduğunu belirtti.

Buna yanıt olarak Kaos GL toplantılarına yıllardır birçok erkeğin gelip, kimlikleriyle barışıp gittiği, bunun sorun edilmediği, ama kadınlara gelince bunun sorun olarak ifade edildiği söylendi.

Kadınların neden siyasete katılmadığı ya da örgütlerde cinsiyetçiliğin tartışılabileceği ifade edildi.

Örgütlerdeki cinsiyetçiliğin önemli bir konu olduğunun altı çizildi. Kurumsallaşmış ve kadın çalışan barındıran oluşumlarda bile iş bölümüne bakıldığında evdeki iş bölümünün bir benzerinin görüldüğünü vurgulandı.

Lambda – Amargi komisyonu, gruplarında cinsiyetçilik ve heteroseksizmi sorgulatmak için önce tartışma toplantıları düzenledi. Ancak bunun dönüştürme yolunda yeterince etkin olmadığı görüldü ve bunun yerine alıştırmalar düzenlendi. Cinsiyetçilikten arınma alıştırmasında herkesin katkısıyla iki kadın hakkında bir öykü oluşturuldu ve bu yolla ‘içimizdeki cinsiyetçiliği sorguladıkları’ pratiği aktarıldı.

Geçen Güztanbul (2002) sırasında, organizasyon ekibinin deneyimi aktarıldı; ‘Bir kişi hariç herkes erkekti ve kadınların kendi aralarında yapacakları bir toplantının gündeme alınması için ekipteki kadın çok fazla mücadele etmek zorunda kaldı, çünkü erkekler buna yanaşmak istemediler. Bunun yapılmamasını ya da başka ara bir zamanda yapılmasını önerdiler. Sonunda toplantılar yapıldı ve 50-60 kadın geldi. Erkekler yine tek tek, aslında sistemli bir biçimde aynı espriyi yaptılar: ‘Biz de kadınız, niye bizi almıyorsunuz?’ bu ‘şakanın’ sistemli olduğu söylendiğinde ‘Ne kadar abarttınız, yalnızca şakaydı’ dendi. Tüm bunlar, eşcinsel hareketi içinde kadın örgütlülüğünün önündeki bir engel olarak karşımıza çıkıyor.

Kadınlar örgütlenmeye çalıştığında ya erkeklerin aşağılamalarına maruz kalıyor, ya da iki toplantıda, erkeklerin on yılda geldiği noktaya gelinmesi ya da en azından müthiş sonuçlar çıkması bekleniyor.

Kaos GL’de cumartesi söyleşileri kapsamında yapılan ‘karma örgütlerde lezbiyen örgütlenmesinin önündeki engeller’ toplantısı sonuçlarını okunduğunda; ortaya çıkan sonuçların tamamen teorik olduğunu, aynı teorik sonuçlar üzerinden burada tartışmanın önümüzü açmayacağı, erkeklerin cinsiyetçilikleri ile yüzleşmelerinin bir zorundalık olduğu ama bunun dışında kadınların kendilerini sorgulamaları gerektiği belirtildi.

Eşcinsel hareketin bugün geldiği nokta itibariyle eşcinsel kadınların feminist kadınların yanına gidip orada politika üretmeleri değil feminist heteroseksüel kadınların eşcinsel kadınların yanına gelmeleri ve eşcinsel örgütlerde politika yapmalarının ilerletici bir adım olacağı belirtildi.
Kaos GL’li kadınların özerk bir alanı olduğu ve bu alanda birbirleriyle iletişim kurabildikleri ama bir ara bu özerk alan üzerine geylerin soru soramaz hale geldiği üzerine konuşuldu.

Eşcinsel mücadelesinde salt eşcinsellerin örgütlenmesi yerine homofobiye sahip olmayan herkesin katılabileceği bir sürecin önemi vurgulandı. Eşcinsel hareketteki kadın örgütlülüğünün bunun yolunu açabileceği belirtildi.


Öğrenci Örgütlülüğü

‘Gey gettolar değil kentin tamamını istiyoruz’ diye yola çıkıyorsak eğer yaşamın her alanına dair politika üretmemiz gerektiği, eşcinsellerin bulunduğu her alanı, politika yapacağımız ve kendimizi var edeceğimiz alan olarak algılamamız gerektiği belirtildi.

Eşcinsel hareketin öznesi olarak kendini tanımlayan her grup veya örgütün bu konuda politika geliştirmesinin önemi vurgulandı.

Öğrenci üzerine politika üreten bir grubun varlığının, eşcinsel hareketin diğer öznelerinin bu konuda politika üretemeyeceği anlamına gelmemesi gerektiği üzerinde duruldu.

Legato’nun nasıl bir ihtiyaçtan çıktığı, zaman içinde nasıl evirildiği üzerine konuşuldu. Kaos GLli gey ve lezbiyen öğrencilerin kampüslerde örgütlenme ihtiyaçları üzerine ODTÜ’lü gey ve lezbiyen öğrencilerin nasıl örgütlendikleri, daha sonraki süreçte Geyankara sürecinin Legato mail listelerini açma süreçleri, son olarak Legatoankara sürecine değin konuşmalar yapıldı.
Bu toplantıda sadece Legato ve Legato üzerinden yaşanılan sorunların konuşulmaması gerektiği ve Legato’nun ve Legato üzerinden yaşanılan sorunların bu toplantının bir parçası olduğu dile getirirdi.

Legato üzerinden kişisel tavırların gruplarda sorun yarattığı ancak her iki tarafın da bu konuda daha özverili davranması gerektiği belirtildi.

Toplumsal bir hareket yaratmak istiyorsak bunu hayatın her alanına yaymamız gerektiği ancak böyle bir toplumsal hareket yaratabileceğimiz konusunda hemfikir olduk.


*Diğer alanlar...

Travesti ve Transeksüeller

Son bir haftada İstanbul’da gerçekleşen ve travesti ve transeksüellere yönelik ‘para cezası kesme’ şeklinde ortaya çıkan sorun üzerine konuşuldu.

Devletin travesti ve transseksüellere karşı açtığı savaşla travesti ve transeksüellerin varlığını toplumsal ahlakın arkasına gizleyerek silmek istediği, bu konu üzerinde acilen çalışılmaya başlanılması gerektiği belirtildi.

Öncelikli olarak hukuki mücadele süreci başlatılması, bunun için de hukukçularla işbirliği yapılması gerektiği belirtildi.

Travesti ve transeksüellere yönelik insanlık dışı uygulamanın deşifre edilmesi gerektiği ve insan hakları ihlalleri ile ilgilenen derneklerin bu konuda harekete geçirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. İnsan hakları dernekleri ve uluslararası örgütlerin bu konudan haberdar edilmesi gerektiği belirtildi.

Eşcinsel örgütleri içindeki bireylerin sahip olduğu transfobinin ve iletişimsizliğin travesti ve transseksüellerin eşcinsel mücadele içinde yer almasını engelleyen sorunlardan olduğu, var olan transfobinin yıkılıp birlikte mücadele yollarının beraber yaratılması gerektiği vurgulandı.

Kaynak: Kaos GL, Eylül - Ekim 2003 Sayı 17

Etiketler: insan hakları, eğitim
nefret