19/12/2018 | Yazar: Kaos GL

Özel Sektör Çalışanı LGBTİ’lerin Durumu 2018 Yılı Raporu yayında: Çalışanlar, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılık ile mücadele için “toplumsal farkındalık kampanyaları” istiyor.

“Özel sektörde 198 LGBTİ çalışandan sadece 43’ü açık kimlikli” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Özel Sektör Çalışanı LGBTİ’lerin Durumu 2018 Yılı Raporu yayında: Çalışanlar, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılık ile mücadele için “toplumsal farkındalık kampanyaları” istiyor.​

Kaos GL Derneği, lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ) çalışanların Türkiye'de kamuda ve özel sektörde istihdam durumunu anlamak için anket çalışması yürütüyor. İlk kez 2015 yılında yapılan “Türkiye’de Kamu Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İntersekslerin Durumu” anket sonuçları ile LGBTİ kamu çalışanlarının sorunlarının ve öncelikli gereksinimlerinin daha iyi anlaşılması bekleniyor.

Bu yılki çalışmayı Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi’nden Prof. Dr. Mary Lou O’Neil, Dr. Reyda Ergün, Selma Değirmenci ve Doğancan Erkengel yürüttü; editörlüğünü ise Kaos GL Derneği’nden Murat Köylü üstlendi.

İşe alım sürecinde LGBTİ çalışanların %16’sı açık kimlikli

Rapora göre özel sektör araştırmasının 2018 yılı ayağına katılan 198 kişiden 32’si, işe alım sürecinde “tamamen açık olduğunu”, 19’u “kısmen açık olduğunu”, 46’sı “açıklama gereği duymadığını”, 9’u “zaten belli olmadığını”, 89’u “tamamen gizlediğini”, 3’ü ise “isteği dışında öğrenildiğini” belirtmiş.

İşe alım sürecinde açık ya da örtülü bir ayrımcılıkla karşılaşıp karşılaşmadıklarına ilişkin soruya katılımcılar yüksek bir oranda (%96) “karşılaşmadım” cevabını vermişler. Ancak Prof. Dr. Mary Lou O’Neil, Dr. Reyda Ergün bu oranı, katılımcıların işe alım sürecinde herhangi bir ayrımcılıkla karşılaşmamalarını dayandırdıkları nedenlerle birlikte değerlendirmek gerektiğini söylüyor:

“Katılımcıların %30’u cinsiyet kimliğini ve/veya cinsel yönelimini gizlediği için, %26’sı da cinsiyet kimliği ve/veya cinsel yönelimi belli olmadığı için ayrımcılıkla karşılaşmadığını düşünüyor. “Bu oranlar da yine katılımcıların işe alım sürecinde cinsel kimliğiniz konusunda açık davranabildiniz mi” sorusuna verdikleri cevaplarla birlikte değerlendirilmesi gerek. Katılımcıların sadece %16’sı işe alım sürecinde tamamen açık olduğunu beyan etmiş. Katılımcıların paylaşımlarından, işe alım sürecinde açık olamama durumunun nedenleri arasında, işe alınmama endişesi, nefret söylemiyle karşılaşma ve dışlanma korkusu, işe alındıktan sonra ciddiye alınmama ve dolayısıyla işini yapamama endişesi olduğu anlaşılmaktadır.”

“Açıklama gereği duymadım”

%23 oranında katılımcının, işe alım sürecinde açık olup olmadıklarına ilişkin soruya “açıklama gereği duymadım” cevabını verdiği göze çarpıyor. Katılımcıların paylaşımlarından da anlaşılacağı gibi bazı LGBTİ çalışanlar cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi özel hayata dair mahrem bir konu olarak görmekte ve bu alanla istihdam ve ekonomik ve sosyal haklar arasındaki ilişki kurmuyor.

“Özel sektörde 198 LGBTİ çalışandan sadece 43’ü açık kimlikli”

Cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimlerine dair işyerlerinde ne ölçüde açık oldukları sorusuna verdikleri yanıtlardan, katılımcıların %22’sinin (43 kişi) işyerinde tamamen açık davranabildiği anlaşılıyor. Ankete katılanların %42’si (82 kişi) işyerinde tamamen kapalı olduğunu, %36 oranında katılımcı ise cinsel kimliğine dair kısmen açık olduğunu ifade etmiş.

“Ayrımcılığa maruz kalmadım çünkü açık değilim”

İşyerinde bizzat cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa maruz kalınıp kalınmadığına ilişkin soruya %84 oranında katılımcı karşılaşmadığı yönünde cevap vermiş. Ancak bu katılımcıların yarısı ayrımcılıkla karşılaşmamalarını cinsiyet kimliği ve/veya cinsel yönelimlerini gizlemelerine bağlamışlar. Dolayısıyla bu cevabı veren katılımcılar potansiyel ayrımcılık karşısında cinsiyet kimliği ve/veya cinsel yönelimini gizlemek zorunda kalmışlar.

İşyerinde diğer LGBTİ çalışanlara yönelik ayrımcılık vakalarıyla karşılaşıp karşılaşmadıklarına ilişkin soruya toplamda %54 oranında katılımcı karşılaşmadığı, %35 oranında katılımcı ise işyerinde başka LGBTİ çalışan bulunmadığı için karşılaşmadığı yönünde yanıt vermiştir. Prof. Dr. Mary Lou O’Neil, Dr. Reyda Ergün, bu oranları, “işyerinizde sizden başka LGBTİ çalışan var mı” sorusuna verilen cevaplarla birlikte değerlendirmek gerektiğini söylüyor.

Bu soruya “bilmiyorum” ve “yok” cevabı verenlerin toplam oranı %72. Yani katılımcıların yalnızca %28’i işyerinde çalışan başka LGBTİ çalışanlar olduğunu beyan etmiş. Katılımcıların %11’i ise başka bir LGBTİ çalışana karşı ayrımcılığa tanık olduğunu bildirmiş. Dolayısıyla çalıştığı işyerinde başka LGBTİ çalışanların bulunduğundan haberdar olan katılımcıların yarısına yakını bu meslektaşlarına karşı ayrımcılığın da tanığı olmuş.

Özel sektör çalışanı LGBTİ’ler toplumsal farkındalık kampanyaları istiyor

İstihdamda LGBTİ’lere karşı ayrımcılığın başlıca üç nedenin ne olabileceğine ilişkin soruya verilen cevaplarda, önyargılar ve bilgisizlik, müşteri ve imaj kaybı endişesi ile politik baskı endişesi en çok işaretlenen seçenekler olarak öne çıkıyor. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılık ile mücadelede alınması gereken başlıca üç önlemin ne olduğuna ilişkin soruda “toplumsal farkındalık kampanyaları” en çok işaretlenen seçenek olmuş, “ulusal mevzuatta ayrımcılık yasağı” ile “şirket içi eğitimler” toplumsal farkındalığın arttırılmasına ilişkin ihtiyacın ardından gelmiş.

“Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnstersekslerin Durumu 2018 Yılı Araştırması” raporuna buradan ulaşabilirsiniz.


Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
İstihdam