29/04/2024 | Yazar: Belgin Günay
17 Mayıs ve Kaos GL dernekleri, LGBTİ+ çalışanların özel sektördeki durumu ve LGBTİ+’ların istihdamdaki sorunlarıyla ilgili yaptıkları araştırmaları Ankara’da özel sektör temsilcileri ve LGBTİ+’ların olduğu bir panelde kamuoyuna aktardı.
Özel Sektörde LGBTİ+ Kapsayıcı Uygulamalar Paneli, 26 Nisan günü Ankara’da gerçekleştirildi. Panel, Türkiye'de Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+'ların Durumu 2023 Yılı Araştırması sunumuyla başladı. Panelin açılışında Umut Güner, araştırmanın genel amaçlarını ve LGBTİ+’ların iş dünyasındaki deneyimlerini detaylı bir şekilde ele aldı. Güner, sendikalar ve özel şirketlerle kurdukları temaslarda çoğu zaman bu kurumların LGBTİ+’ların kendi bünyelerinde çalışan olduklarının farkında olmadığını, bu cinsel azınlıkları toplumun dışında sandıklarını vurguladı. Ayrıca, işyerlerinde LGBTİ+’ların da birer ailesi ve partnerleri olabileceğinin göz önüne alınmadığını, cinsel azınlıklardan çalışanların cis-hetero çalışanlarla aynı haklardan faydalanamadıklarını, çoğu zaman tatil günlerinde dahi çalışabildiklerini belirtti.
Türkiye’de “Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu Raporu”nun sonuçları aktarıldı
Umut Güner’in açılışından sonra Reyda Ergün, Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu 2023 Yılı Araştırması bulgularına dair sunumunu yaptı. Araştırma dahilinde LGBTİ+’ların işe alım süreçlerinde ve iş yaşamlarında karşılaştıkları veya karşılaşma ihtimalleri bulunan ayrımcılıklardan ve LGBTİ+’ların buna karşı geliştirdikleri zorunlu gizlilik stratejilerinden bahsedildi. Ergün, Araştırmaya göre LGBTİ+’ların ayrımcılıkla karşılaşma riskine karşı kimliklerini iş yerlerinde gizlemek zorunda kaldıkları, bir ayrımcılığa uğramaları durumunda sendikalara, meslek örgütlerine ya da yargı yoluna başvuru yolunu da izlememeyi tercih ettiğini aktardı. Oturum, soru cevap bölümüyle sona erdi.
Panelde, “LGBTİ+ Kapsayıcı İşyerleri İçin Öneriler” notu sunuldu
Panel öğleden sonra 17 Mayıs Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Defne Güzel ve Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Janset Kalan’ın LGBTİ+ Kapsayıcı İşyerleri için Öneriler sunumuyla devam etti. Sunumun açılışını yapan ve aynı başlıklı yayını tanıtan Defne Güzel, işyerlerindeki ayrımcılık nedeniyle LGBTİ+ çalışanların hayat boyu öğrenme ve temel yetkinlik kazanma süreçlerinin kesintiye uğrayabildiğine dikkat çekerken, sosyal, politik ve ekonomik olarak savunmasız bırakıldıklarını belirtti. Güzel, işe alımda, çalışma yaşamında ve işten ayrılma sürecinde çok çeşitli ayrımcılıklar yaşandığını, farklılıkların tanınması ve eşit yaklaşımda eksikler olduğunu aktardı.
İş Kanunu’nun 5. maddesinde “Dil, din, ırk, mezhep, renk, engellilik, siyasal düşünce, cinsiyet ve benzeri sebeplerle işyerinde ayrımcılık yapılamaz” ifadesinin bulunduğuna dikkat çeken Güzel, LGBTİ+’ların iş hayatında özgürlüğe kavuşmasının bir feminizm meselesi de olduğunu, kadınların uğradığı cinsiyet ayrımcılığını da ortadan kaldırabileceğini belirtti.
Defne Güzel, sunumunun ardından çözüm önerileri de sundu. Güzel, işyerleri için önerilerinde tüm çalışanların cis-hetero sayılmaması ve LGBTİ+ çalışanların varlığının kabul edilmesine, iş ilanlarında “askerlik yapmış olması” ve cinsiyete dayalı ifadelerin kullanılmamasına, başvurularda yasal ismin sorulması zorunluysa bile kişiye kendi adını da verme şansı sunulmasına, “Evli misiniz?” yerine “Partneriniz var mı?” gibi ifadelerin tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
İkili hayat yaşamak zorunda kalmayan çalışanların anksiyete, depresyon ve tükenme oranları daha düşük
Janset Kalan ise kendi konuşmasında işyerlerinde kapsayıcılığın neden önemli olduğunu açıklarken, LGBTİ+ çalışanların gizlenmek zorunda olmadıkları, güvenli ve huzurlu iş ortamlarında daha verimli çalıştıklarına ve yurtdışında yapılan araştırmalara göre ayrımcılığın işyerinde verimliliği düşürerek maliyet kaybına yol açtığına dikkat çekti. Her transın görünür olmayabileceğini belirten Kalan, işyerlerinin trans bir çalışanla karşılaşmadan önce bu duruma hazır olması gerektiğini, kapsayıcı politikalarını hazırlaması gerektiğini söyledi. Yapılan çalışmalara göre işyerinde kendini gizleyerek ikili hayat yaşamak zorunda kalmayan çalışanların anksiyete, depresyon ve tükenme oranlarının çok daha düşük olduğunu vurguladı. İşverene ve işyerine sadakatin de iş etiğinin bir parçası olarak bu çalışanlarda daha güçlü olduğunu belirtti.
Kalan her işyerinin mutlaka bir taciz karşıtı politikası olması gerektiğini, ayrımcılık ve taciz durumunda kimin nereye, ne şekilde başvuracağının ve konunun nasıl çözüleceğinin belirlenmesi gerektiğini aktardı. Ayrıca, işyerlerindeki soyunma odası, tuvalet gibi cinsiyetlendirilmiş alanların çok düşük maliyetli ve basit önlemlerle her cinsel kimlik ve yönelim için uygun ve eşitlikçi hale getirilebileceğine dikkat çekti. Son olarak Kalan, işyeri içinde yapılan anketlerde ve kullanılan belgelerde de LGBTİ+ eşitlikçi bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Oturum soru cevap bölümüyle sona ererken, panel 26 Nisan Lezbiyen Görünürlük Gününü kutlayarak Lezbiyen İnsan Hakları Raporu sunumuyla bitti.
Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı