13/07/2018 | Yazar: Ali Erol

“Bir daha 3’ün 1’ini alırsınız” pasını polisinden alan vatandaş; “amirim/müdürüm” yaltaklanmasıyla “zaten onların istediği o” cinsiyetçi ve homofobik nefretini “geyik” niyetine çevirmelere doyamıyor.

Özgürlük ve eşitlik olmadan 3’ün 1’i yetmez! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Bir daha 3'ün 1'ini alırsınız” pasını polisinden alan vatandaş; “amirim/müdürüm” yaltaklanmasıyla “zaten onların istediği o” cinsiyetçi ve homofobik nefretini “geyik” niyetine çevirmelere doyamıyor.

Fotoğraf: DHA, 2018 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü

İstanbul Onur Yürüyüşü’ne karşı 2015’te başlayan polis saldırıları ve ardından her yıl otomatiğe bağlanan Valilik yasağıyla bir Onur Ayı daha geldi geçti.

En son 2014 senesinde herhangi bir engelleme ile karşılaşmadan yapılan İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü hemen ertesi sene sokakta işkenceye varacak şekilde polis saldırısıyla engellendi. Son üç senedir ise İstanbul Valiliği aynı kopyala-yapıştır gerekçelerle Onur Yürüyüşlerini yasaklıyor.

İstanbul Valiliğinin son iki yıldır “Ramazan’a denk gelmeyen” ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşü yasaklamasına tepki gösteren Onur Haftası Komitesi, söz konusu “yasak” kararının, ayrımcı bir uygulama olmakla kalmayıp, LGBTİ+’lara yönelik nefreti körüklemekten başka hiçbir şeye hizmet etmeyeceğine dikkat çekiyor.

İstanbul Onur Yürüyüşü’ne karşı işte o “körüklenen” nefretin cinsiyetçi, transfobik ve homofobik seyrinin Haziran ayında sosyal medya ile internet ortamlarında nasıl yükselişe geçtiğinin takibini yaptık.

Fotoğraf: DHA, 2018 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü

“ne guzel hepsi bir arada. kimlik tespiti yap ...”

Ankara ve Adana yasakları arasında bu yıl İzmir ve Bodrum’da sorunsuz gerçekleşen LGBTİ Onur Yürüyüşleri, Valilik ve Emniyet kıskacında İstanbul’da bir kez daha engellenirken, Akitnefret söylemi üretme ve yayma işinde gene başı çekti.

Anadolu Ajansı (AA), İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü görmezden gelirken, yürüyüşe karşı yasak çağrıcılarının açıklamalarına aracılık etmeyi tercih etti. Ayrımcı, ırkçı ve nefret söylemi ile kaleme alınmış dezenformasyon bültenini “haber” diye aktaran Anadolu Ajansı twitter hesabına düşülen tek takipçi yorumu “Allah a şükür birileri dur dedi bu sapıklara” ifadesi oldu.

İstanbul Onur Haftası ve LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü, “LGBTİ hastalığına kapılmış sapkınlar, İstanbul'da yine ahlâksızlık kusmaya hazırlanıyor” ihbarı ile “haber”leştiren Milli Gazete, İstanbul Valiliğine yürüyüşün yasaklanması çağrısı yaptı.

Milli Gazete’nin “Sapkınlar, İstanbul'da ahlâksızlık kusmaya hazırlanıyor” çağrısına, “Onlara vakıf dernek kurma hakkını verip kanunlaştıran kim?” yorumu düşülürken, bir başka yorumda en son seçimlere gönderme ile “Destekleyip ittifak yaptığınız Mahmut Tanal'da en önde yürüyecek. Karamollada gidip yürür belki, hani herkesi kucaklayan bir partiydi. Unutmadık” deniliyor.

İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü, “LGBT'li sapkınlar yine sahneye çıktı” nefret söylemiyle gören Akit’in twitter paylaşımına, “LGBT için yürümek; Kırmızı ışıkta geçmektir…” yazısını “yorum” olarak ekleyen Milli Gazete yazarlarından Selahaddin Gezer’den destek geliyor.

Milli Gazete’nin “sapkınlar” haberine düşülen “okur” yorumlarında “haber”in nefret söylemi yeniden üretilirken, takipçiler arasında “Saadet” ile “AKP” taraftarları atışmaları dikkat çekiyor.

“bu sapkinlarin vatani milleti dini yok, bunlar hepsini toplayip ....”

Akit’in, “Rezil güruh yürüyüş boyunca homofobi ve transfobiye karşı sloganlar attı.” dediği “sapkınlar” haberine düşülen “okur” yorumlarında söz konusu “homofobi” ve “transfobi” sergilendi. “AKİT. Bu pi.lerin reklamını ballandıra ballandıra yapmayın.ne o hayırdır başka haberini kalmadı” tepkisi gösteren bir “yorum” haricinde bütün tepki ve çağrılar belediye, valilik, hükümet ve devlete yönelik ifade edildi.

Tamamı büyük harflerle “Bu LGBT Denilen Pacavraları Avrupa Türkıyeye Gönderıyor” yorumuna karşılık bir başka takipçi, “Ne Avrupa gönderiyo ya, bunlar bizim yerli malı rezil ibne ve lezbiyenler. Bunların dertleri siyaset filan değil var olan ahlaksızlığa milleti daha da alıştırmak istiyorlar.” yorumu düşüyor.

“İstanbul Sözleşmesi”nden “AB uyum yasaları”na Hükümeti eleştirme yarışına giren Akit okurlarının homofobik ve transfobik nefret söylemli ifadeleri arasında iki yorum, “ne guzel hepsi bir arada. kimlik tespiti yap ...” ile “bu sapkinlarin vatani milleti dini yok, bunlar hepsini toplayip ....” dikkat çekiyor.

CNN Türk’ün “LGBTİ bireylerin Onur Yürüyüşü bekleyişi” haberine, bir takipçi, “İbneliğin onuru mu var? Ya da orospuluğun?” derken, bir başka takipçi, “bunların onur haftası neden 1 ay sürüyor amk?” diye soruyor.

“Yurttaş Haberciliği” yaptığını belirten Ötekilerin Postası’nın İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü paylaşımının altında “yurttaşlar” tartışıyor. Bir takipçi “Ne onuru yavvv böyle saçmalık mı olur..” diyor ve devam ediyor: “Ya Onurun anlamını mı bilmiyorlar ya da milletle dalga geçiyorlar. Yaptıkları iğrenç şeyleri meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Allah tan korkmaz kuldan utanmazlar. Bu işi alenen yapıp gazabı üzerlerine çekiyorlar. Yazık çok yazık. Yaşadığı toplumun değerlerini de hiçe sayıyorlar.”

Ötekilerin Postası facebook sayfasındaki “onur” tartışmaları, “Gizli ne bok yerse yesinler sorun değil Açık açık yürüyüş yapıp milletin ahlakını bozmak ayrı bi kaşarlık” ile “Onur haftasında(Pride) kastedilen onur, kişinin kendi oluşunun onurudur, kendi varoluşundan utanmayışının yansımasıdır.(Wikipedia'dan aldım, Türkiye'de yasak olduğu için Türkiye'de anlamını unutmuş olanlar olabilir!)” yorumları arasında seyrediyor.

“Zaten 3 ün 1 ini istiyorlar”

BBC Türkçe’nin yayınladığı bir haber-videoda, İstanbul Onur Yürüyüşü’ne saldıran polislerin amirlerinden birinin, hak savunucusu avukatlardan birine, “Bundan sonra bir daha 3'ün 1'ini alırsınız izin diye” küfrü duyuluyor. BBC Türkçe takipçilerinin cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemleri, “onurlu-onursuz” atışmalarıyla seyrederken, söz konusu polis küfrünü, Cumhuriyet gazetesi, “Polisten LGBTİ üyelerine hakaret”; Mynet, “İstanbul'daki LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nde polis amirinden ilginç sözler”; ensonhaber.com sitesi ise “LGBT eyleminde sokakları karıştıranlara polis müdahalesi” başlıkları ile aktardı.

BBC Türkçe’nin haberini çarpıtmakla yetinmeyen “ensonhaber” sitesi, “izinsiz gösteri düzenleyerek vatandaşın huzurunu bozan eylemciler polisten bir daha izin alamayacak” diye devam ederken, bir takipçisi, “Zaten 3 ün 1 ini istiyorlar” diyerek “yorum”u yetiştiriyor. Bu “yorum”un, ensonhaber.com takipçilerince pek beğenildiği ve “müdürüm” yaltaklanmasıyla tekrar tekrar paylaşıldığı görülüyor.

Mynet’in, hak savunucusu avukatın maruz kaldığı küfrü, “polis amirinden ilginç sözler” diye aktardığı habere “yorum” düşen okurlardan bazıları, “amirim zaten onların istediği o” cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemini “geyik” niyetine çevirmeye devam ediyorlar.

“atacan bi bomba şuraya sonra her yer gökkuşağı shshsj”

DW Türkçe, “Polis grubun basın açıklamasına izin verse de daha sonra yürüyüş yapmak isteyenlere biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti” diye verdiği 1 Temmuz’daki Onur Yürüyüşü haberinin videosunu youtube kanalında yayınladı.

Takipçilerine “etik kuralları”nı hatırlatan DW Türkçe, “hakaret, küfür, nefret söylemi, taciz, tehdit veya ırkçı söylemler içeren yorumların silineceğini” söylüyor.

Bu “etik kurallar” notunun hemen altında, geleneksel “top” muhabbetinden, “lut kavminden ibret almayan insanlar” otomatiğine cins cins cinsiyetçi ve homofobik küfürler sıralanıyor. Gene, hakaret ve küfür gelgitinde “onurlu-onursuz” atışmalarının, DW Türkçe takipçilerinin “yorum”ları arasında geniş yer tuttuğu görülüyor.

“Fatih'in fethettiği İstanbul ibnelere mi kalmış? Bu nasıl ahlaksızlık lan böyle?!” yorumu düşen bir takipçi ise fazlasıyla “yanıt” alacağından emin olmalı. Bir başka takipçi ise hızını alamıyor, “Ah ah Oraya işte Atamız TimurLenk yüzlerce fil ve binlerce Türkmen mücahidle girecrk ve hepsini fillerin altında çiğneyecek” derken, gelen “yanıt”lar üzerine, cinsiyetçi küfürden girip ırkçı aşağılamaya saydırıyor.

DW Türkçe’nin haber yayınından yakınan bir takipçi, “Keşke biraz da kendi ülkelerindeki ırkçılık, islamafobi ve benzeri insan dışı ayrımcılıklarını videoya alıp türkçeye çevirip bize servis etseler” siteminde bulunuyor.

DW’in, İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne polis müdahalesi videosunu izleyen bir takipçi, “Tövbe estağfurullah nereye geldik artik..layiklik işte böyle ınsanları çıkartır..” derken, biz de diğer takipçilerin nefret mesajlarından bir demet derledik:

“Aids kokusu geldi burnuma”

“abi bune ya midem bulanıyor iğrenç tiplere felan bi bak ya kusacam yeminle bunlar insan felan olamaz”

“Bunlar icin bi hastane acilip hepsi tedavi edilmesi lazim bu bir hastaliktir tedavi edilebilir dogaya aykiri bir yasam tarzinin kesinlikle tedavi edilmesi lazim”

“atacan bi bomba şuraya sonra her yer gökkuşağı shshsj”

“Inşaallah ülkemiz en kısa zamanda lgbtlilerde tamam kurtulur”

“Homosexuellerin vatandasliktan atilma süreçleri kanunla sabitleştirilsin”

Fotoğraf: DHA, 2018 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü

“Kendi aralarında ne yaşıyorlarsa yaşasınlar ama bunu yürüyüşe dökme hakları yok”

Gazeteci İrfan Değirmenci, 1 Temmuz İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü günü bir tweet attı ve “Sık sık nefret suçlarıyla karşı karşıya kalan lgbti bireylerin senede bir gün, ayrımcılığa ve nefrete karşı yürümesine gösterilen tepki, ülke demokrasisiyle doğru orantılıdır” paylaşımı yaptı. Tweetine ek yapan ve parantez içinde (Bu tweetin altına yazılacak olanlar da demokrasi kültürü ve ahlak bilgisini gösterir) notu düşen Değirmenci’yi takipçileri yanıltmayarak hakaret, küfür, alay ile cinsiyetçi, homofobik ve transfobik nefret söylemi üretmede yarışıyorlar.

4 binden fazla beğenilen, 500’den fazla rt edilen ve 300’den fazla yanıtlanan gazeteci İrfan Değirmenci’nin tweetine gelen ilk tepki, “Kendi aralarında ne yaşıyorlarsa yaşasınlar ama bunu yürüyüşe dökme hakları yok.” oldu. Bir başka takipçi ekliyor: “Bu kadar demokratik(!) olmak zorunda mısın? Kendi içlerinde ne halleri varsa görsünler Ama kimseye görünmesinler.İğrençliklerini görmek zorunda bırakan bir demokrasi kültürünü edinmesek de olur.”

Gazeteci ve HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, 1 Temmuz’da, Mis Sokak’tan paylaştığı İstanbul Onur Yürüyüşü videosuna verilen bir tepki: “Ahmet sende çok pis bozdun onca delikanlıca direnişin onca emeğinin sonucunda yarattığın güveni vekillikle taclandirip böyle yayınlarla halkın baş sorunları dururken tribüne oynaman yozlaşmanın dibindesin dedirtiyor insana..”

Feminist ve bir başka HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm’ün Onur Yürüyüşü tweetine yönelik hakaretler, cinsiyetçi, homofobik ve transfobik nefret ile harmanlanırken, yetmiyor, hem “Türk halkı” adına hem “Kürt halkı” adına ırkçı küfürler geliyor.

“Gökkuşağının tüm renkleriyle varız, varolacağız” tweeti atan HDP İstanbul İl Örgütü ise tekrar tekrar “Kürtlerin yeterince sorun yok mu? Ölümle kalım arasında duruyorken Homoseksüeleri savunmak Kürtlere mi kalmış ?” tepkileri ile karşılanıyor.

HDP Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcı ve İzmir Milletvekili Murat Çepni, “Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği insanın temel varoluşudur. Baskılanamaz, kalıplara sığdırılamaz, cezalandırılamaz! İstanbul Valiliği'nin Onur Yürüyüşü'nü yasaklaması, LGBTİ+'lere yönelik nefretin ifadesidir.” tweeti atıyor ama dikkat ektiği nefretin, cinsiyetçi, homofobik, transfobik ve ırkçı her türlü ifadesiyle karşı karşıya kalıyor.

“Öldürürüm demiyorum ama bu konuda süslenip normal bişeymiş gibi gösterilmesin”

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun LGBTİ+ Hakları Taahhütnamesi’ni imzaladığını duyurmasıyla başlayan alay, aşağılama, hakaret ve küfrün cinsiyetçi, homofobik ve ırkçı nefret söylemi taarruzu, İstanbul Onur Haftası ve İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü tweetlerine yönelik devam etti.

Onur Haftası kutlama mesajı paylaşan insan hakları aktivisti ve hukukçu Sezgin Tanrıkulu’nun, “LGBTİ+ bireylerin Türkiye’deki özgürlük mücadelelerine her zaman ortak olacağız” tweeti, “Müslümanım diyen herkes buna tepki gösterir. Dilerim Allah'tan lut kavmi gibi helak olur böylelerinin cümlesi...” ile karşılandı.

Söz konusu takipçi, “Müslüman ailelerde eşcinsel doğmaz mı” yanıtları üzerine, “Daha öncesinde bunun hormonal bir hastalık olduğunu biliyordum lakin şimdi özellikle araştırdım ve cinsel tercihmiş. Bu tarz herhangi birisine asla ama asla saygı duymam. Öldürürüm demiyorum ama bu konuda süslenip normal bişeymiş gibi gösterilmesin. Allah hepsini islah etsin.” diyerek, “helak”tan vazgeçiyor ama tartışma uzayınca, “Nette öyle yazıyor ve çok da ilgilendirmiyor... Sapkınlık resmen...” kesip atıyor.

Hak temelli yaklaşımı için Milletvekiline teşekkür eden takipçi paylaşımların arasına çok geçmeden “Hepiniz ibnesiniz hepiniz ermenisiniz biliyorum. Allah'ın laneti üzerinize olsun sapik zihniyet” cevabı giriyor. Bir takipçi, “Defol giy atamin partisinden istifa et” derken, bir başka takipçi, “Diyarbakirda Lgbtı demezler Sezgin. Oglanbeş, totoş, godoş,nonoş falan derler. Hic bir isin kalmadi gidip bunların işleriyle ilgilen. Umarım sonunda onlar gibi olmazsın!” diyerek devam ediyor.

Bir takipçi, “çok demokratsın ya, açıklasana çocukların gay lezbiyen olsa ne yaparsın? yoksa elalemin çocuğu ne olursa olsuncu musun?” derken, geri kalan tweetler, “Tuh ALLAH senim belanı versin.lut kavminin akıbeti senide bulsun zındık herif.” ile “Allah hepinizin belasini versin pislik insanlar. Cehennem odunlari necis mahluklar.. ipnelere lezbiyenlere ozgurluk he. Yiyosa bi tarafiniz verin bu ozgurlu haysiyetsizler.” arasında alay, hakaret, küfürlerle akıyor.

İstanbul Valiliği’nin, LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü yasaklaması üzerine, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, sosyal medya hesabından, "Cinsiyetçi ve ayrımcı yaklaşımların her türüne karşıyız" dememiş miydiniz? OHAL'de 'İnsan Hakları İhlalleri' hız kesmeden devam ediyor. Valilik 1 Temmuz’da yapılması planlanan İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü yine OHAL’i gerekeçe göstererek yasaklamış...” mesajı paylaştı.

Milletvekilinin Onur Haftasını kutlayan mesajına gelen hak tanımaz, ayrımcı yanıtlar, Onur Yürüyüşü’nü engelleyen Valilik yasağını alkışlayarak devam etti: “İbnelerin yürümesinin insan hakları ile ne alakası var gitsin gözönünde olmayan bir yerlerde yapsınlar ibneliklerini”

“devletimizle ilgili cümle kurarken ona yakışan cümleler kur ibnelikle devlet kelimelerini yan yana kullanacak hadsizlik yapma”

İstanbul Üniversitesi’nden hukukçu, Prof. Dr. Bahadır Erdem’in çok sayıda “beğeni” ve “rt” alan “Devlet LGBTyi ONURSUZLAŞTIRAMAZ” tweetine 180’den fazla “yanıt” geldi: “İstanbul Valiliği tüm dünyada büyük bir coşku ile kutlanan herkesin destek verdiği polislerin yürüyenlerle dans ettiği LGBT Onur yürüyüşünü yasaklamış Neden? İnsan hakkı nedir bilmediğinden LGBT Onur Yürüyüşü her farklı bireyin ONURUNU temsil ediyor”

Medeni Hukuk Profesörü Hüseyin Hatemi, “devlet LGBT’yi onursuzlaştıramaz” diyen hukukçu Bahadır Erdem’i yanıtlıyor: “Bu kişilere elbette şefkatle yaklaşılıp tedavi imkanı sunulmalı amma alenen gösteri yapıp gençlerin, çocukların ruh sağlığına zarar vermelerini genel sağlığı koruma yükümlülüğü olan devletin önleme ödevi vardır aziz bahadır bey!”

Bunun üzerine bir takipçi, “Ne tedavisi aziz hocam hastalık mı? Sizin gibi bir aydın hocaya yakıştıramadım doktrini sizden okumak başka ama bu görüşünüze katılmıyorum!” sitemini paylaşıyor. Hüseyin Hatemi devam ediyor: “Yanılmışım,nekrofiller de,sadistler de mavisakal landrular da ,pedofiller de gösteri yapsın ve emellerine ulaşsınlar ,dört dörtlük hukuk devleti olalım!subhanallah!Anarşi hukuk devleti midir?”

Hukukçu Bahadır Erdem, “Sizin söylediğinizin üstüne twitterda yazmam” diyerek Hukukçu Hüseyin Hatemi’yi saygıda kusur etmeden selamlarken, seviye gecikmeden, “Ne onur yürüyüşü, götünü siktiren adamın onurumu olur", paylaşımlarına dönüyor.

Hesabında “avukat” olduğunu belirtmiş bir takipçi ise kendinden son derece emin bir ifade ile hukukçu Bahadır Erdem’i bilgilendiriyor: ““Tüm dünyada”? “Herkesin destek verdiği”? Sadece Türkiye’de mi yoksa yetmiş küsur ülkede mi yasak? “İnsan hakkı”? Aihs? Hukuki dayanağı neler? Sözleriniz bilimsel değil, lgbt’ci bir söylem sadece.Özel hayatın gizliliği insan hakkıdır, kamusal alanda ise sınırı devlet/toplum koyar”

Kendisini, “Akademisyen, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi, Yerel Yönetimler, Maliye Teorisi, Galatasaraylı, Gitarist, BIG Koordinatörü, Beyoğlu Kent Konseyi Genel Sekreteri” olarak tanıtmış bir isim ise, “senin Onur Yürüyüşü dediğin şeye”, “Geçen sene Paris’te denk geldim” diyor ve devam ediyor: “İnsanın onuru çıplak gemeklemi yüceliyor? anadan doğmuş gibi çığlak gezerek mi? özgürlük, insan haklarına saygı bu mudur? Batı’nın terbiyesizliğini modernite diye insan hakları diye yutturmayın!”

Bir başka “avukat”, “Hocam , biz kadınlarla bir takım namahrem hareketlerimizi toplu yürüyüşlerle nasıl pazarlamıyorsak , onlarda aynı hassasiyeti göstersinler . Ben haftada bi haberlerde onların cinsel yürüyüşlerini görmek zorunda degilim .” dert yanarken; Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bir takipçi ise tamamı büyük harfli mesajında, “hayasızlığı, çağdaş yaşam diye yutturmaya çalışan seküler herif! sizin bu çarpık zihniyetinizin sonu inşallah bir gün gelecektir” katkısında bulunuyor.

“LGBT Onur Yürüyüşü her farklı bireyin ONURUNU temsil ediyor” dese de, hukukçu Bahadır Erdem’in maruz kaldığı alaydan aşağılamaya, hakaretten cins cins küfre, cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemlerinin ayarının kaçtığını düşünen bir takipçi, “Evli çoluk çoçuk sahibi akademisyene” söz konusu hitapların doğru olmadığını hatırlatıyor.

Aşağılama, alay etme, komik bulma, karikatürize etme, ciddiye almama seyrinde hınçla kabaran cinsiyetçi ve homofobik nefret ile dolmuş takipçiler, hukukçu Bahadır Erdem’e yetiştirmeye çalıştıkları “yanıt”lar ile aslında bir nevi hukukçu Hüseyin Hatemi’nin “mülayim” tepkisinin açılımını yapıyorlar:

İyide sana ne oluyor kalem tutunca adammı oldun. Prof sun düşündüğün şeye bak. Onursuzların yürüşüne destek veriyorsun

“topitoşlar, azgınlar, aşırılar, dinsizler, eroinmanlar, maddebağımlıları, travestiler daha Bu liste uzar da uzar bunlarımı övüyorsun yoksa dersin başka mı”

“Hocaa sapkınlığın avukatlığı sanamı kaldı büyük Türkiye devletinde yaşadığını unutma devletimizle ilgili cümle kurarken ona yakışan cümleler kur ibnelikle devlet kelimelerini yan yana kullanacak hadsizlik yapma”

“Bu eleman DEVLET ÜNİVERSİTESİNDE. Gereğini yaparsınız artık.”

Homofobi, bir gruba sahip oldukları kimlikleri nede­niyle yöneltilen her türlü ayrımcılık, olumsuz dav­ranış ve tutumu içerir. Homofobi heteroseksüel ve eşcinsel kişilerde farklı derecelerde bulunabilir. Ho­mofobi toplumsal olarak beslenen cinsiyetçi politik bir tutumdur.

Heteroseksüel olmayan kimliklerin gizlenmesi talebi cinsel bir pratiğin gizlenmesiyle sınırlı değildir. Ki­şilerin kendilerini sahte bir kimlikle heteroseksüel olarak takdimi beklenir. Bu kendini inkâra dayanan, benlik duygusunu olumsuz etkileyen değerler anla­yışının hâkim olduğu toplumlarda yetişen eşcinsel kişilerde erken yaşlardan, sıklıkla önergenlikten iti­baren, kendi cinsine yakınlık duyma korkusu taşır ve homofobik anlayışı içselleştirebilir. Eşcinsellerin içinde yaşadıkları toplumlarda karşılaştıkları ayrım­cılık, önyargılar ve kalıp yargılar özellikle eşcinsel­lerin, cinsel kimliklerini gizlemeden görünür olmayı daha çok tercih etmeleriyle neredeyse doğru orantı­lı olarak giderek artan homofobi, sadece eşcinselle­rin değil, adil ve özgür bir yaşamı savunan herkesin sorunu haline geliyor.”

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor olacak.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Sosyal Psikolog, Porf. Dr. Melek Göregenli, nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili araçlardan birinin medya olduğuna dikkat çekiyor:

“Medya, dünyada ve ülkemizde nefret suçlarına yol açan ayrımcılığı oluşturan ve besleyen kalıpyargıların, önyargıların kısaca nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili aracılardan biridir. Medyanın nefret suçları kapsamında ele alınabilecek eylemleri haberleştirme, kullanılan dil ve mağdurları ya da olayı sunma şekli, eylemi meşrulaştırmaya ve suçun altında yatan ayrımcılığı gizlemeye yol açabilir; sıklıkla böyle olmaktadır. Örneğin, Türkiye’de bütünüyle nefret suçları kapsamında görülmesi gereken eşcinsellere, travesti ve transseksüellere yönelik saldırılar, genellikle mağdurların yarattığı tahrik sonucunda oluşan eylemler gibi sunulmaktadır. Açık bir saldırı ve çoğunlukla cinayete varan ya da bizim ülkemizde ancak ölümle sonuçlandığında ‘haber’ değeri taşıyabilen suçlar, mağdurların çıkardıkları ‘olaylar’ sonucunda gerçekleşmiş, ‘doğal’ sonuçlar olarak ele alınmaktadır. Genellikle mağdurlar, faillerin ‘hassasiyetlerine’ dokunur ve cezalarını bulurlar; oysa failin hassasiyetinin tek kaynağı ayrımcılık ideolojileridir. Bu yaklaşım, sadece şiddeti meşrulaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kendini ifade etme ve gerçekleştirme hakkının, bir toplumda kimlere ait bir ayrıcalık olduğunu da tarif eder; bu doğrudan herkesin sadece insan olmak bakımından eşit olduğu ön kabulüne dayanan çoğunu bizim de kabul ettiğimiz evrensel hukuk normlarının çiğnenmesi anlamına gelir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.

İlgili bağlantılar

MAYIS - “Hâlâ milletin kaşıyla gözüyle uğraşıyorlar!”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=26024

NİSAN - “Cinsel haklar ahlaksızlığı teşvik etmez; heteroseksist ahlaka karşıdır”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25712

MART - “İnsanların cinsiyet seçimi kimseyi ilgilendirmez!”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25650

ŞUBAT - Sağlık, Anayasal haktır!

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25519

OCAK - “Kahrol düşman al sana bomba ayol”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25430


Etiketler: medya
nefret