28/08/2006 | Yazar: Kaos GL

Pazartesi Anneleri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Türkiye’nin önde gelen feminist yayınlarından Pazartesi dergisi, üçüncü sayısında feminizmin en tartışmalı konularından birini masaya yatırıyor: Annelik! Anneler soruyor: ‘Burada çocuk bezi, kusmuk ve can sıkıntısından başka bir şey yok! Cennet nerede?’

KAOS GL

Türkiye’nin önde gelen feminist yayınlarından Pazartesi dergisi yeni şekli ve içeriğiyle dosya başlıkları etrafında ‘kadın olmak’ı tartışmaya devam ediyor. Daha önce ‘Aşk’ ve ‘Cinsellik’ konularını dosya başlığı yapan Pazartesi, üçüncü sayısında feminizmin en tartışmalı konularından birini masaya yatırıyor: Annelik! Anneler soruyor: ‘Burada çocuk bezi, kusmuk ve can sıkıntısından başka bir şey yok! Cennet nerede?’



Ağustos-Eylül sayısında ‘Annelik’i işleyen Pazartesi dergisi yöneticileri, bu konuyu neden seçtiklerini şöyle anlatıyorlar:

‘İsteriz istemeyiz, olur olmaz, doğururuz doğurmayız ama adet görmeye başladığımız günden itibaren vücudumuz her ay sorar bize, ‘doğuracak mısın?’ diye. Çevremiz ise ne zaman doğurarak ‘tamam’ bir kadın haline geleceğimizi bekleyenlerle doludur. Birçok kadın evlendirildiği erkek tarafından rızası dışı gebe bırakılıyor ve ne o kadınlar ne de o erkekler bunun dışında bir annelik müessesesi düşünemiyorlar. Ama öte yandan birçok kadın artık kendi seçimleri olduğu için evlenmeden doğuruyor. Başka haller de var ama her halükarda doğurmak kadınların sadece kadınların yeteneği dâhilinde.

Her kadın anne olunca bir yandan kendindeki üreme gücünü sınamış, devamında ise sorumluluk, bakım ve şefkatle örülü bir emek sürecine girmiş oluyor. Kadınlar cinsiyetçi aile düzeni içinde ona bırakılan bu sahada kendine özgü bir güç gösterisi yapma ve çocuklarına manevi olarak da olsa el koyma imkânı buluyor. Aynı zamanda çocukları annelerinin yakasından hiç düşmüyor. Kadınlar toplumsal anlamda babalık yapabiliyorlar ama erkekler annelik kapsamında tanımlanmış iş ve sorumluluklardan bucak bucak kaçıyorlar. Başka türlü bir ebeveynliğin inşası için sorulacak sorulara vesile olmak bu dosyanın amaçlarından biri.

Olağanüstü doğal bir deneyim olarak anneliği toplum içinde nasıl yaşıyoruz? Bu süt kokulu ruhsal tecrübe, nasıl oluyor da patriarkal düzenin sürmesini sağlayan temel bir kuruma hizmet etmemizi sağlıyor? Annelik erkek egemenliğine karşı çıkan kadınlar olarak bizlerin karşısına bir tuzak olarak çıkmıyor mu? Egemenler anneliği yüceltiyor ya biz? Peki, anneler olmasa toplumdaki son sevgi sığınağı da yıkılır mı? Anne olmak için heteroseksüel olmak zorunda mıyız? Anne olmak zorunda mıyız? Analarımız bizim sürekli üstümüzü örterken aynı zamanda olağanüstü sıkılıyorlar mıydı? Annelikle ilgili sorularımız böyle akıp gidiyor. Dosyamızı, Pazartesi’de yayımlanmış yazılardan seçmeler, feministlerin yazdıkları ve ustalardan seçtiklerimizle oluşturduk.’

Bu sayının yazarları ise Zehra Peker, vildan, Ünzile, Tülay, Şahika Yüksel, Su, Simone de Beaviour, Shulamith Firestone, Serap Şahinoğlu, Satı, Reyhan, Öykü Potuoğlu, Nur, Nevin Cerav, Nesrin Tura, Nermin Yıldırım, Nermin Ketenci, Mürüvvet Yılmaz, Melek, L.Nilgün Aklar, Lois Gould, İlknur, Hester Eisenstein, Hande Öğüt, Handan Koç, Gülnur Savran, Gözde, Gökhan Keptiğ, Füsun Özlen, Filiz Koçali, Feyza Dinç, Feryal Saygılıgil, Fatma, Ersan Ocak, Elvin Süzer, ebru, Didem, Christine Delphy, Beyhan Demir, Ayten Ağırdemir, ayşe düzkan, Ayla Önder, Feminist Anneler Grubu.




Etiketler: kadın
İstihdam