26/12/2023 | Yazar: Kaos GL
ÜniKuir’in tarih serisi Perde’nin ilk dosyası yayında. Şebin, “Derneklerin Kökeni Üzerine –Derneğime Dokunma–” dosyasında LGBTİ+ hareketinin örgütlenme tarihinde dernekleşme tartışmalarına değiniyor.
Şebin “Varoluşumuzun meşruiyetini ispata mecbur değiliz; nefret politikaları bazen nefesimizi daraltsa da tarihi artık biz yazıyoruz” diyerek ÜniKuir’in tarih serisi Perde’nin ilk dosyasını açtı.
Perde yazı dizisi odağına Türkiye’deki LGBTİ+ mücadelesini alıyor. Şebin de Perde ile Türkiye’de onlarca yıldır devam eden LGBTİ+ hak mücadelesinin yazılı hafızasına katkı sunmayı amaçlıyor.
Dizinin ilk dosyası “Derneklerin Kökeni Üzerine –Derneğime Dokunma–”, LGBTİ+ hareketinin örgütlenme tarihinde dernekleşme tartışmalarına değiniyor:
“2000’lerin ortalarında yürütülen resmî tanınmaya ilişkin tartışmaların 2010’ların ortalarında da yürütüldüğüne bizzat şahitlik etmiş biri olarak kendi yaşadığım bir güne araladığım perdeden küçük bir bakış atıp, 2020’li yılların ortasına geldiğimiz bugünlerde pek çok örgütlenmede halen daha yürütülen resmî tanınırlık tartışmalarının tarihsel bağlamını anlamanın, hareketin resmiyet ile olan ilişkisini görmek açısından güzel bir bakış açısı sunduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz ay üniversite yönetimince uydurma bahanelerle kapatılan Hacettepe Kuir Araştırmaları Topluluğu’nun nasıl olup da hâlâ aktif olduğunu görmenin güçlendirici olduğuna inanıyorum. LGBTİ+ derneklerinin kapatılması gündeme her geldiğinde içimi saran karamsarlık hissini ben, hareketin dernekler yokken de var olduğunu kendime hatırlatarak aşıyorum.
Kaos GL iki ay önce 29. yılını kutladı. Dile kolay, 29 yıldır neredeyse aralıksız çıkan koskoca bir yazılı arşivden bahsediyoruz: Kaos, 29 yıldır şanlıyor.
Kaos GL Dergisi’nin ilk sayısı, kapağın arkasındaki manifestonun hemen ardından gelen ‘Varolan Durum ve Eşcinsellik’ başlıklı şu giriş yazısıyla başlıyor:
‘İktidar'ın fizik şiddetten belki de daha etkili silahı unutturmak olmalı. Tarihsel ve toplumsal hafıza kaybı olarak ortaya çıkan bu durum bireylerde görülmekle birlikte asıl etkisini bir bütün olarak toplumsal gruplarda gösteriyor. Saray ve hamam muhabbetleri dışında toplumsal geçmişimizle ilgili şimdilik bir şey bilmiyoruz. 'Şimdilik' mi bilmiyoruz ya da 'bilecek' bir şey mi yok, zamanla ortaya çıkacak.’
Bu yazıyı kaleme alan dostlarımız, o zamanlar dünyada dahi olmayan bir lubunyanın 29 yıl sonra tek başına bu yazının kendisini bile ‘bilecek bir şey’ olarak nitelendireceğinin ne kadar farkındaydı acaba. Perde serisinin giriş yazısında ‘Neler yaşandığını bilmediğimiz bir geçmişi neler yaşanacağını bilmediğimiz bir gelecekten ayıran çok ince bir çizgi var elimizde, takvimde yazan sayılar’ derken aslında biraz da bundan bahsetmiştim.
Kaos GL Dergisi’nin tarihinde, dergi arşivini inceleyenlerin fark etmiş olabileceği bir gariplik vardır. Ekim 1999’a kadar dergi düzenli olarak 62 sayı çıkarır. Sonra 63. sayının gelmesi beklenirken Kaos GL okurları Aralık – Ocak / 1999 – 2000 sayısını 1. sayı olarak alırlar. Derginin künyesine bakan kişiler daha önceki sayılarda olmayan bir ibare göreceklerdir: “Sahibi: Ali Erol”. Dergi artık el altından hazırlanıp satılan bir fanzin olmaktan çıkmış, resmî olarak kayıtlı bir süreli yayın olmuştur. Giriş yazısı ‘Türkiye'nin ilk yasal eşcinsel yayını, Gey ve Lezbiyen Araştırmaları Dergisi Kaos GL'den, eşcinsel ya da heteroseksüel tüm okurlarımıza merhaba!’ cümlesiyle başlar. Aynı giriş yazısı ilerleyen satırlarında şöyle der:
‘Artık kayıtlı/izinli/yasal bir yayın olmanın zorunlu kıldığı ‘yayın idare adresimiz’ var ama maalesef teknik işlerimizi ve kültürel etkinliklerimizi yapabileceğimiz bir mekân olmaktan uzak bu adres... Bu geçici adresten çıkıp tamamen kendimize ait olan bir büro/merkeze acil olarak ihtiyacımız var. Böyle bir merkeze şimdilik kendi maddi olanaklarımızla sahip olabilecek durumda değiliz. Yalnızca bir dergi bürosu için değil, aynı zamanda bir Gey ve Lezbiyen Kültür Merkezi için de önümüzdeki en acil planımızı tamamen kendimize ait bir mekâna sahip olmak oluşturuyor…’
1’den itibaren yeniden sayılmaya başlayan Kaos GL Dergisi, Mayıs – Haziran 2008 sayısını olması beklenen gibi 38. sayı olarak değil 100. sayı olarak çıkarmış, böylelikle ilk numaralandırma sistemine geri dönmüştür. Ancak dikkatli bakanlar için bu süre zarfında derginin künyesinde bir değişiklik daha olmuştur. Dikkatli bakanlar için diyorum çünkü dergi bunu alelade bir olay gibi, bir son sayfa duyurusu olarak bildirmiştir. Derginin 25’inci (ya da nasıl saydığınıza göre 87’nci) sayısının künyesinde ‘Sahibi: Ali Erol’ ibaresi son kez yer almaktadır çünkü son sayfasında göreceğimiz üzere dergi artık bir şahıs bünyesinde yayınlanmayacaktır: ‘Artık Bizim Bir Derneğimiz Var’.”
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, kültür sanat, tarihimizden