20/04/2012 | Yazar: KAOS GL

Strasbourg’daki uluslararası toplantıda Türkiye demokrasisi açısından Pınar Selek davasının simge rolü vurgulandı.

Fransa’nın Strasbourg şehri önemli bir uluslararası toplantıya ev sahipliği yaptı. "Pınar Selek davası ve Türkiye’de yargı sorunları" başlıklı toplantı, Türkiye kökenli Yurttaş Dernekler Birliği (RACORT) ve üye dernekleri (Strasbourg’da Kültürlerarası Yurttaşlar Haraketi ASTU, Paris’te Türkiye kökenli Yurttaşlar Meclisi, L’ACORT ve etz’de Moselle Türkiyeli İşçiler Derneği) girişimiyle 18 Nisan akşamı Sendika Evi’nde düzenlendi. Strasbourg Üniversitesi’nden tarihçi ve siyaset bilimci Samim Akgönül’ün yönettiği toplantı, Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamenter Komisyonu Başkanı Hélène Flautre’un destek mesajı ile başladı. Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Başkanı Barbara Lauchbihler, yaptığı açılış konuşmasında bir kitap projesi için birlikte çalıştığı Pınar Selek’le ilgili yargı sürecini yakından takip ettiklerini ve yayınladıkları İlerleme Raporları ile Türkiye’nin ifade özgürlüğü sürecine olumlu katkı sağlamayı sürdüreceklerini ifade etti.  
 
Toplantıya konuşmacı olarak katılan Pınar Selek’in babası ve avukatı Alp Selek ve avukat Akın Atalay, on dört yıldır sürmekte olan davadaki hukuksuzlukları ayrıntılarıyla gözler önüne serdi. Alp Selek, Kürt hareketine yönelik bilimsel çalışmasına el konulduktan sonra Mısır Çarşısı komplosu ile kuşatılan Pınar Selek’in patlamanın gaz sızıntısından olduğu ve hakkındaki ifadelerin işkence altında alındığının anlaşılmasına rağmen ısrarla mahkûm edilmeye çalışıldığını anlattı. 28 Şubat sürecinin en karanlık sürecinde bu davaya dönemin emniyet, İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılan müdahaleler dinleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi. Akın Atalay da işkence altında verdiği Pınar Selekle işbirliği yönündeki ifadeyi mahkemede reddeden Abdülmecit Öztürk’ün beraat kararının temyiz edilmemesine karşın, üç kez beraat eden Pınar Selek üzerinden davanın ısrarla devam ettirilmeye çalışılmasının anlaşılmazlığını vurgulayarak hukuk mücadelesine devam ettiklerini belirtti.
 
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) sorumlusu avukat Martin Pradel, bağlı bulunduğu kuruluş adına bu davanın özel olarak ve yakından izlendiğini ifade ederken felsefe profesörü-yazar Zeynep Direk ise Pınar Selek’in sosyolog olarak getirdiği farklı bakış açısına dikkat çekerek konuyu bilimsel boyutuyla tamamladı. Zeynep Direk, Selek’in cinsel ve etnik kimliği yüzünden şiddet gören insan gruplarına yönelik ve özgür sorular sorarak çalıştığını, resmi ideolojiyi eleştirdiği oranda da sistem tarafından tehlikeli görüldüğünü vurguladı.  
 
On dört yıldır davayı yakından takip eden gazeteci-yazar Oral Çalışlar, hedef gösterici manşetler ve polis işbirliği içerisinde başlayan medya sürecinin aradan geçen zamanda gerçeklere yer veren, dayanışmacı bir noktaya nasıl evrildiğini anlattı. Başta Alp Selek’in basın temasları olmak üzere, Pınar Selek için adalet isteyen bütün kesimlerin dayanışma çalışmalarının etkili olduğunu belirten Oral Çalışlar, yurtdışından da konuya destek ve duyarlılık istedi.
 
Son olarak söz alan gazeteci-yazar Karin Karakaşlı da Pınar Selekle kendisini tanıştıran Hrant Dink’ten başlayarak, barış için mücadele edenlerin hedef gösterilme süreçlerini, Türkiye’de mahkemede tecelli etmeyen adaleti çeşitli platformlarda kamu vicdanında arama gerekliğini anlattı. Hala Tanığız Platformu’nun on dört yıllık macerasını paylaşan Karakaşlı, yurtdışı dayanışma hareketlerinin de yürütmeyi, sürece dair inisiyatif kullanarak bu hukuksuzluğa son vermesi açısından teşvik edebileceğini belirtti. Pınar Selek dayanışmasının tam da Selek’in yaşam ve siyaset felsefesine uygun olarak birbiriyle ilgisi olmayan pek çok farklı kesimi bir araya getirdiğini vurgulayan Karakaşlı, Selek’in nihai olarak beraat ettiği, mutlu şekilde üreterek yaşayabildiği bir Türkiye’yi demokrasi açısından bir sağlama olarak gördüğünü ifade etti. İzleyicilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantı sorularla noktalanırken, benzer dayanışma toplantılarının sürdürülmesi konusunda ortak kanaat ve irade ifade edildi. 

Etiketler: insan hakları
İstihdam