01/08/2019 | Yazar: Kaos GL

Resmi Gazete’de yayınlanan internet üzerinden yapılan yayınların denetimiyle ilgili yönetmeliğin ardından RTÜK üyesi Faruk Bildirici kişilerin platformlarla yaptığı sözleşmelerin devletin yüksek ahlak anlayışının dışında olması gerektiğini söyledi.

“Platformlarla yapılan sözleşmeler devletin yüksek ahlak anlayışının dışında olmalı” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Resmi Gazete’de yayınlanan internet üzerinden yapılan yayınların denetimiyle ilgili yönetmeliğin ardından RTÜK üyesi Faruk Bildirici kişilerin platformlarla yaptığı sözleşmelerin devletin yüksek ahlak anlayışının dışında olması gerektiğini söyledi.

Resmi Gazete’de bu sabah (1 Ağustos) “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkındaki Yönetmelik” yayınlandı. 24 maddeden oluşan yönetmeliğin ilk maddesinde amaç “Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin internet ortamından sunumuna, iletimine, medya hizmet sağlayıcılara yayın lisansı, platform işletmecilerine de yayın iletim yetkisi verilmesine ve söz konusu yayınların denetlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir” şeklinde tanımlanıyor.

Yönetmelik radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini sadece internet ortamından sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcılar RTÜK'ten internet ortamından yayın lisansı almak zorunda olduğunu söylüyor.

Faruk Bildirici

“Açıklık taşımayan konuların özgürlükler lehine değerlendirilmesi gerekiyor”

Medya ombudsmanı ve RTÜK üyesi Faruk Bildirici, yönetmeliğin medyada kendine yer bulmasının ardından resmi Twitter profilinden açıklama yayınlayarak “Kişilerin bu platformlarla yaptığı sözleşme devletin yüksek ahlak anlayışının dışında olmalı” dedi:

“Ben bunca yıllık gazeteci olarak elbette her zaman medya özgürlüğü ve toplumun haber alma hakkının özgürce, otoriteler tarafından sınırlanmadan kullanılmasından yanayım. İnternet ortamından yapılan radyo ve televizyon yayınları konusunda da RTÜK üyesi olarak aynı tavrımı sürdüreceğim.”

“Benim göreve başlamamdan önce hazırlanmış olan yönetmelikte gri alanlar var; örneğin özgülenmemiş platformların tanımı açıkça yapılmamış. Bütün bu gri alanların ve açıklık taşımayan konuların özgürlükler lehine değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum ve ben öyle yapacağım. Umarım geçmişteki cezalandırıcı RTÜK pratikleri burada da devreye girmez ve RTÜK’teki çoğunluk grubu da gri alanları özgürlükler lehine değerlendirir.”

“Özel sözleşmelerle yapılan yayınlar kamuya açık olanlar ile aynı ilkelerle değerlendirilemez”

“Özellikle de çeşitli dijital ortamlardan bağımsız habercilik yapan siteler, gazeteciler, youtuberler ve sair bireysel iletişimlerin bu yasal düzenleme ve yönetmelik kapsamına girmediği kanısındayım.”

“İsteğe bağlı yayın hizmetleri platformunun diğer televizyon ve radyo hizmetlerinden daha geniş bir özgürlük alanı olduğuna inanıyorum. Bu platformdaki yayınlara demokrasi, insan hakları, nefret söylemi, ayrımcılık, cinsiyetçilik, şiddeti körükleme, savaş çığırtkanlığı gibi temel insani değerler dışında müdahale edilmemesi gerek. Kişilerin bu platformlarla yaptığı sözleşme devletin yüksek ahlak anlayışının dışında olmalı.”

"Bu yönetmeliğin en büyük sakıncalarından biri isteğe bağlı yayın platformlarına da RTÜK yasasının 8. maddesindeki, yayın ilkelerine uyma yükümlülüğü getirmiş olması. Oysa özel sözleşmelerle yapılan yayınlar ile kamuya açık yayınlar aynı kapsamda aynı ilkeler ile değerlendirilemez. Birinde izleyici yayına maruz kalıyor diğerinde izleyici o yayını isterse alıyor.”

İlgili Haber

“Gazeteci nefretin, ötekileştirmenin, ayrımcılığın aktarılmasına karşı olmalı”


Etiketler: medya
nefret