07/08/2024 | Yazar: Suay Yüksel
Selin Yıldız ile spor topluluğu QLUB üzerine konuştuk. Yıldız, “QLUB kuir bir ortamda spor yapmak isteyen herkese açık bir spor alanı” dedi.
Birçok kadın ve LGBTİ+ için spor, güvenli bir alan olmaktan hala çok uzakta. Spor federasyonlarının LGBTİ+fobik yorumlarıyla zaman zaman yüz yüze gelirken şimdilerde de Paris Olimpiyatları’nda yaşanan ayrımcılıklar kamuoyunun gündeminde. Tartışmalar sosyal medyada “TERF Uyanışı”nı beraberinde getirirken sporda kadınlar ve LGBTİ+’lar için güvenli ve kapsayıcı alanlar yaratmanın önemi günden güne artıyor.
Kadın ve LGBTİ+ sporcuların maruz bırakıldığı hak ihlalleri ve ayrımcılık dışında, yeterli destek ve kaynaklardan yoksun olmaları onları spor alanında ayrımcılığa uğrayan gruplar haline getiriyor. Ayrımcılık ve hak ihlallerini önleyecek kapsayıcı politikaların spor federasyonları tarafından benimsenmemesi ise sporun 21.yüzyılda hala birçok kadın ve LGBTİ+ için güvensiz bir alan olarak kalmasına yol açıyor. Dolayısıyla bu durum, kadınlar ve LGBTİ+’ları sporda da alternatif güvenli alanlar oluşturmaya yönlendiriyor.
Bu güvenli spor alanlarından birisi yakın zamanda kurulan QLUB.
Türkiye’nin ilk LGBTİ+ futbol takımı Sportif Lezbon’un kurucularından ve spor alanında yaklaşık on yıldır LGBTİ+ aktivizmi yürüten Selin Yıldız ile Ankara’da yeni kurulan spor topluluğu QLUB üzerine konuştuk.
“Yıllar içinde nerede spor yapmaya çalıştıysam bu, benim için hep bir mücadeleydi” diyen Yıldız şunları söyledi:
“Çocukken bir kız çocuğu olarak spor yapmak benim için bir mücadeleydi, açıldıktan sonra onun için ayrı bir mücadelem oldu. Dolayısıyla bu ihtiyacı benim gibi yaşayan başka insanlar da olduğu için kendimizi özgürce ifade edebileceğimiz bir takımımızın olmasını istedik. Sportif Lezbon böyle kuruldu ve hala varlığını sürdürüyor.”
Yıldız QLUB’ün kurulma sürecini ve arkasındaki motivasyonları ise şöyle aktardı:
“QLUB kuir bir ortamda spor yapmak isteyen herkese açık bir spor alanı. Dolayısıyla kimsenin yönelimini, cinsiyet kimliğini sormuyoruz ama kuir bir ortam sunuyoruz. Burası LGBTİ+ kapsayıcı bir alan. QLUB, hiçbir ayrımcılığa tolerans göstermediğimiz, insanların keyifle var olabileceği ve kendilerini özgürce ifade edebileceği spor alanları sunmak için kuruldu. Kendimizi branş olarak sınırlandırmıyoruz. Şimdilik sadece bir yürüyüş QLUB’ü ve bir voleybol QLUB’ü ile başladık. Bir de “QLUB off the pitch” adını verdiğimiz spor ve LGBTİ+ kesişimselliği ile ilgilenen fakat spora bizatihi olarak katılmayan, bu alana düşünsel olarak katkı sunmak isteyen ve söz üretmek isteyenler için de bir alanımız olacak. Bu alan ile savunuculuk kaslarımızı biraz daha geliştirirken Türkiye’de LGBTİ+ spor aktivizmi üzerine de daha çok konuşabileceğimiz bir girişim yaratılmasını istiyoruz. Kuir bir ortam sunan, performans kaygısının olmadığı, kadın ve LGBTİ+’ların öncelikli hedef grup olduğu bir ortamda spor yapmak isteyen kişilerin bir araya geleceği alanlar örgütlemek peşindeyiz.”
“Bizim derdimiz, varoluşumuz nedeniyle bir şekilde dahil edilmediğimiz o alanları almak”
Sporun ikili cinsiyet sistemine göre örgütlenmiş bir alan olduğuna dikkat çeken Yıldız, QLUB’ün toplumsal anlamda dert edindiği sorunları ise şöyle anlattı:
“Spor, normatif erkeklik ve kadınlık varoluşları için çok zorba ve ayrımcılıklarla dolu bir alan. Bu iki cinsiyete göre de adeta atanmış belirli sporlar var. Bir kız çocuğu olarak senin için yapılması makbul bazı sporlar vardır, bir erkek çocuğuysan da öyledir. O yüzden bir kız çocuğunun çok iyi futbol oynadığının bir haber değeri vardır. O kız çocuğu makbul görülmeyen bir alana dahil olmuştur. Bunun bir haber değerinin olması bile aslında sporun ne kadar cinsiyetlendirilmiş olduğunu gösteriyor. Sporun bu kadar ikili cinsiyetçi bir sistem üzerine örgütlenmiş olması beraberinde türlü ayrımcılıkları da getiriyor. Bu cinsiyet ile başlıyor, sonra cinsel yönelim geliyor. Böylece; homofobinin, transfobinin ve buna bağlı zorbalıkların yaşandığı alanlar ortaya çıkıyor. Bizim derdimiz, bizden zamanında bir şekilde çalınan o oyun alanlarını, spor alanlarını; varoluşumuz nedeniyle bir şekilde dahil edilmediğimiz o alanları almak. Spor yapmak pek çok kadın ve LGBTİ+ için çocukluktan başlayarak travma haline gelmiş durumda. Dolayısıyla bizim LGBTİ+ kapsayıcı spor alanlarına bugün ihtiyacımız var. Bizler yetişkinliğimizde o güvenli spor alanları nasıl örgütleyebiliriz sorusu peşindeyiz. İstediğimiz alanları bugün ve şimdi kuracağız, bunu ilerletip geliştireceğiz. Dolayısıyla QLUB sistematik bir değişikliğe katkı sunmak isterken bir taraftan da bugün bu ihtiyacı nasıl karşılayabiliriz sorusuna yanıt arıyor.”
“Önceliğimiz LGBTİ+’ların görünürlüğünü ve güvenliğini sağlamak”
Kadınlar ve LGBTİ+’ların spordan mahrum büyümek zorunda bırakıldıklarını söyleyen Yıldız, bu nedenle QLUB kurulmadan önce nasıl bir spor ortamı istediklerini uzun uzun tartıştıklarını da ekledi:
“QLUB nasıl bir ortam sunacak katılımcılarına? sorusu üzerine uzunca düşündük. Bu noktada kimliği belirlemektense değerleri ön plana çıkarmayı daha uygun bulduk. Çünkü zaten sorunumuz biraz da tüm spor alanının cinsiyet ve kimlik kategorileri üzerinden örgütlenmiş olması. Ve şu an farklı branşalardan ve farklı şehirlerden yaklaşık 100’ü aşkın insan QLUB’e başvurdu. Dolayısıyla politika belirlemeyi önceliğimiz edindik. Burada biz neyi ön plana çıkaracağız sorusu üzerine düşündük. Burası kuir bir ortam, kapsayıcı bir ortam fakat kendimizi burası sadece LGBTİ+’lara açık bir ortam diyerek sınırlandırmıyoruz. Belli politikalara sahip olan, belli değerlere sahip çıkan herkese açık burası aslında. Bizim önceliğimiz buradaki LGBTİ+’ların görünürlüğünü ve güvenliğini sağlamak, kendilerini özgürce var edebildikleri bir alan ortaya çıkarmak. Bu nedenle LGBTİ+’lar ve LGBTİ+ dostları diyebileceğimiz insanların geldiği bir hedef kitlesi oluşturduk. Sporun bu kadar cinsiyetlendirilmiş olmasından cis-heteroseksüel kişiler de muzdarip. Dolayısıyla bu dertten muzdarip olan, bizimle aynı değerleri paylaşan ve kuir bir ortamda spor yapmak isteyen kişiler için destekleyici ve kapsayıcı bir spor topluluğu oluşturduk. Katılımcıların yaş aralığı da çok çeşitli, bu da bizi mutlu ediyor.”
“QLUB, lubunyalara dışarı çıkmak için bir sebep sunuyor”
Kadınların ve LGBTİ+’ların spordan zaman zaman izleyici olarak da mahrum bırakıldığını ekleyen Yıldız, LGBTİ+’lar ve kadınların sporu bir seyirci olarak deneyimleyebilmesinin önünü açtıklarını da söyledi.
QLUB ekibinin büyümesi ve kaynak geliştirmesiyle paralel olarak daha fazla branşta faaliyet göstermek istediklerini aktaran Yıldız, LGBTİ+’ların sporla kurdukları ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti:
“Şu an QLUB olarak insanlardan geri bildirimler de alarak kendimizi ve yapabileceklerimizi deniyoruz. İnsanların ilgisini ölçtüğümüz bir süreçteyiz. Bu süreç tamamlandığında aslında lansman ile QLUB’ün bundan sonraki süreçlerde neye talip olduğunu anlattığımız bir etkinlik düzenlemek istiyoruz. Şu an aklımızdaki soru ise başka branşlar ve başka şehirler. Enerjimiz ve kaynağımız olduğu sürece QLUB’ü başka şehirlere de taşıyıp farklı branşlar ile geliştirmek istiyoruz.”
Yıldız, QLUB’ün LGBTİ+’ların esenlik hallerini de önemsediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burası insanlara ortak değerlerler zemininde spor etrafında düzenli olarak buluşma imkanı sunuyor. Ve bunu düzenli olarak yapıyor, bundan sonra da yapacak. Kimi lubunyalara dışarı çıkmak için bir sebep sunuyor, son yıllarda artan baskı ve yalnızlaştırma üstüne ekonominin bu kadar kötü olması derken hem toplumsal hem ekonomik olarak bu kadar sıkıştırıldığımız bir ortamda, LGBTİ+’lar olarak çok keyifli bir alanda buluşacağız diyoruz. Mesela yürüyüş kulübünde parkurda yürürken birbirimizle sohbet etme şansımız oluyor, birbirimizin hayatına dokunabiliyoruz. Böylelikle; tüm o yalnız, yasak ve yanlış hissettirildiğimiz alanlarda hayır deme gücünü kendimizde buluyoruz. Güvenli bir topluluk oluşturduğumuz için LGBTİ+’lar buraya gelip açılabiliyor. Daha önce bir LGBTİ+ topluluğuna girmemiş kişiler için spor burada çok önemli ve hayati bir araç olabiliyor. Her hafta bir spor için bir araya gelmek, dayanışmak, bir topluluğun parçası olduğunu hissetmek gibi noktalar doğrudan bizim esenlik halimize katkı sunan şeyler. QLUB’te spor aslında hem bizim için bir amaç hem de bir araya gelip dayanışmanın güzel bir aracı.”
“İnsan haklarının ilerlemiş olduğu ülkelerde bile spor alanında ayrımcı pratiklerle karşılaşıyoruz”
Özellikle son yıllarda translar için spor alanında olumsuz gelişmelerin ve tartışmaların gündeme geldiğini söyleyen Yıldız, LGBTİ+’lar için güvenli ve kapsayıcı spor alanları oluşturulmasının gerekliliği konusunda da şu ifadeleri kullandı:
“İnsan haklarının ilerlemiş olduğunu düşündüğümüz ülkelerde bile spor alanında ayrımcı pratiklerle karşılaşıyoruz. İngiltere’de trans kadınlar bisiklet alanında kadın kategorisinde yarışamıyorlar. Her spor federasyonunun özellikle translarla alakalı kendi düzenlemeleri var. Biyolojik indirgemeci bir yaklaşım sergiliyorlar. Spor alanı tamamen cinsiyetlendirilmiş ve bunun üstüne bir sistem örgütlenmiş. Dolayısıyla bizim de buna bir itirazımız var. QLUB bunun itirazı ile ortaya çıkmış bir inisiyatif. Biz hayır spor böyle bir şey değil demek ve bunu göstermek istiyoruz. Bunun da iyileştirici bir tarafı var, biz de bunu yaratmanın peşindeyiz. Bunu sürdürülebilir kılmak istiyoruz. Dolayısıyla LGBTİ+’ların iyi hissedeceği birçok mekân oluşturulması gerektiğini savunuyoruz.
QLUB’lere katılmak isteyen herkes için başvuru formları bulunduğunu aktaran Yıldız, sözlerini şöyle noktaladı:
“Başvurmak isteyenler bize Instagram’dan yazabilir, mail atabilirler. Şimdilik Ankara’da düzenli olarak Yürüyüş ve Voleybol QLUB’leri etkinlikleri düzenleniyor. 40’a yakın aktif topluluk üyemiz var. Şu an süreçlerimizi yapılandırıyor ve aksayan yerleri iyileştiriyoruz. Çok yakında daha fazla branşta ve farklı şehirlerde de aktivitelerimize başlamayı planlıyoruz.”
QLUB Instagram hesabına ulaşmak için tıklayın.
TIKLAYIN-Spor topluluğu QLUB: Khelif’in spora katılım hakkını sonuna kadar savunuyoruz
*Bu haber, Avrupa Birliği’nin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla KaosGL.org’un sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Etiketler: insan hakları, kadın, yaşam, spor