28/12/2011 | Yazar: Kaos GL

LGBT’lerin anayasal eşitlik ve özgürlük taleplerinin önyargılara kurban edilecek fanteziler olmadığını belirten Kaos GL Derneği, yeni anayasaya ilişkin görüş ve önerilerini TBMM’ne gönderdi.

LGBT’lerin anayasal eşitlik ve özgürlük taleplerinin önyargılara kurban edilecek fanteziler olmadığını belirten Kaos GL Derneği, yeni anayasaya ilişkin görüş ve önerilerini TBMM’ne gönderdi.

Yeni Anayasa’nın “eşitlik” ilkesine “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ifadelerinin eklenerek LGBT realitesinin tanınmasını isteyen Kaos GL’nin Meclis’e gönderdiği metin şöyle:
10. Maddeye Ek: LGBT Realitesi Tanınsın!
 
ANAYASA’NIN “EŞİTLİK” İLKESİNE “CİNSEL YÖNELİM” ve “CİNSİYET KİMLİĞİ” EKLENSİN!
 
Kaos GL Derneği, LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) bireylerin özgürlükçü değerleri benimsemelerine, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimlerini gerçekleştirme ve kendilerini yetiştirerek toplumsal barış, huzur ve refahın gelişmesine bireysel, toplumsal, kültürel hayat ve davranışlarıyla katkıda bulunabilmelerine destek olmaktadır.
 
Dernek, LGBT bireylerin özgürlük, adalet ve barışı temel değerler olarak kabul etmesine; insan haklarını bütün insanların hakkı olarak görmesine yardımcı olur ve hayatın her alanında cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı mücadele edebilmesi yönünde destek sağlamaktadır.
 
Kaos Gey-Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL) olarak, 22 Mart 2007 seçimlerinden sonra Hükümet tarafından gündeme getirilen ve kamuoyunda değişik kesimlerce tartışılan “Yeni Anayasa” sürecini takip ediyoruz.
 
Hükümet tarafından da altı çizildiği gibi “toplumun her kesimini kapsayan bir anayasa” için “toplumun tüm kesimlerinden sağlanacak katkıların” beklendiği her aşamada Kaos GL Derneği olarak anayasal taleplerimizi taraflarla ve kamuoyu ile paylaştık.
 
LGBT realitesini tanıyacak ve LGBT bireyleri cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılıklara karşı güvence altına alacak bir anayasa ancak eşitlikçi, demokratik ve özgürlükçü olabileceğinden bir kez daha Yeni Anayasa’ya dair görüş ve taleplerimizi paylaşıyoruz.
 
“Anayasa’nın 10. Maddesine Ek: Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği!”
 
Hâlihazırda yürürlükteki anayasa, LGBT realitesini tanımamaktadır. Buna karşı yıllardır, “Anayasa’nın 10. Maddesine Ek: Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği!” şeklinde özetlediğimiz talebimizi dillendirmekteyiz. Çünkü LGBT bireyler olarak gerçeğiz, toplumun bir parçasıyız, bugün olduğu gibi, yarın yürürlüğe girecek yeni “Sivil Anayasa”nın da taraflarından biri olacağız.
 
Yeni Anayasa her türlü ayrımcılığı yasaklamalı ve yurttaşlar arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırmalıdır. Yeni Anayasa’nın eşitliği düzenleyen maddesi “herkese eşit temel haklar” ilkesiyle düzenlenmeli ve aşağıdaki gibi olmalıdır:
 
Herkes dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin yasa önünde eşittir. 
 
Yeni Anayasa’nın “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” itibariyle eşitliği güvence altına almasını ve bu yönde “ayrımcılık yasağını” açıkça hüküm altına almasını talep ediyoruz.
 
Yeni Anayasa muğlâk ifadelerle haklar ve özgürlükleri sınırlandırmamalı!
 
Yeni Anayasa; Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince kabul edilmiş evrensel temel hak ve özgürlüklere aykırı hiçbir hüküm içermemelidir.
 
Yeni Anayasa’da temel hak ve özgürlükleri sınırlayan, ayrımcılığa yol açan ve eşitliği ortadan kaldıran muğlâk ifadelere yer verilmemeli.
 
Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans (LGBT) bireylerin dayanışması amacıyla kurulan derneklere yönelik “genel ahlaka aykırı olma” gerekçesiyle kapatma davaları açılarak, LGBT bireylerin örgütlenme ve ifade özgürlükleri engellenebiliyor. Her TC vatandaşı gibi demokratik, eşitlikçi ve özgür bir yaşam isteyen LGBT bireyler ise mevcut koşullarda haklarının gereğince korunmadığına tanık olduğundan hukuki olarak kendilerini savunmaktan bile yoksun bırakılıyor.
 
Kaos GL Derneği olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının tüm vatandaşlarının insan haklarını koruyan ve tüm ayrımcılıkları önleyen maddeleri içerecek şekilde düzenlenmesini önemsiyoruz.
 
Temel hak ve özgürlükler “genel ahlak”, “milli güvenlik”, “kamu düzeni” ve “genel sağlık” gibi soyut ve keyfi, içeriği kişiden kişiye, zamandan zamana değişen gerekçelerle sınırlandırılmamalıdır. Yeni Anayasa’da bu türden ifadelere yer verilmemeli ve yapılacak düzenlemelerin sınırları net olarak çizilmelidir.
 
Yeni Anayasa vicdani ret hakkına açıkça yer vermelidir. Eşcinsel askerleri “psikoseksüel bozukluk” şeklinde damgalayıcı, “gayri tabii mukarenet” adı altında cezalandırıcı ve ayrımcı uygulamalara karşı korumalı; askerlik yapamayacağını beyan eden eşcinsellerin durumunu da vicdani ret hakkı kapsamında güvenceye almalıdır.
 
Haklar ve Özgürlükler için Devlet yükümlü olmalı! İdare, suç ve ceza yaratamamalı!
 
Suç ve cezalara ilişkin esaslar belirlenirken “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin Anayasal düzeyde hüküm altına alınmasını talep ediyoruz. İdarenin suç ve ceza yaratamayacağına ilişkin açık bir hükmün Anayasada yer almasının gerektiğine inanıyoruz.
 
Birinci ve İkinci kuşak hakların kullanımında devletin görev alanı belirlenirken cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine dair sosyal devlet anlayışı içinde önlemlerin alınmasını ve asgari düzeyde zorunlu sosyal alanların yaratılmasına dair devlete yükümlendirici ödevlerin getirilmesini talep ediyoruz.
 
Yeni Anayasa’da “Özel Hayatın Gizliliği, Konut Dokunulmazlığı, Haberleşme Hürriyeti, Basın Hürriyeti, Dernek Kurma Hürriyeti, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı” olarak hüküm altına alınan birinci kuşak haklar ile “Sendika Kurma Hakkı” olarak düzenlenen ikinci kuşak haklara ve özgürlüklere dair rejiminin “genel ahlak” kaidesi ile sınırlandırılmamasını talep ediyoruz.
 
Bu hususta “ahlak” ilkesine referanslı sınırlandırmaların ayrımcılık yasağını zedeler bir şekilde cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri aleyhine yorumlanmasını önleyici düzenlemelerin açıkça hüküm altına alınmasını istiyoruz.
 
Dolayısıyla; “Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlandırılması ve Kötüye Kullanılmaması” doğrultusundaki düzenlemelerin “ayrımcılık yasağını” da açıkça içerecek bir şekilde yapılmasını talep ediyoruz. 

Çalışma hayatında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı yasaklasın!
 
Yeni Anayasa ekonomik ve sosyal hakları güvence altına almalı, yurttaşların temel ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi devletin anayasal sorumluluğu olmalıdır.
 
Yeni Anayasa’nın özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik ve sosyal bir anayasa olması için çalışma hayatında ayrımcılığa maruz kalan LGBT çalışanları koruyacak ve eşit katılımını sağlayacak şekilde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık yasaklanmalıdır.
 
Kamuya ilişkin iş duyurularında, işe alınmada, iş ilişkisinin devamında ve işe son vermede dil, ırk, renk, cinsiyet, cinsel yönelimcinsiyet kimliği, siyasî düşünce, inanç, medeni hal, aile yükümlülükleri, yaş, engelli olma ve benzeri sebeplerle ayrım yasaklanmalıdır.
 
LGBT bireylerin Anayasal tanınma talebi “eşitlik” yanlısı ve “ayrımcılık” karşıtı haklı bir taleptir!
 
Türkiyeli LGBT’ler olarak, “Bu toplumda sadece heteroseksüeller yaşamıyor; biz de varız!” çıkışıyla, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının ortadan kaldırılması için söz hakkımızı kullanmak istiyoruz.
 
Anayasada ve yasalarda “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” realiteleri görmezlikten gelinse de “ayrımcılık” söz konusu olduğunda, lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler sırf cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliklerinden dolayı hayatın her alanında dışlanmakta, baskı görmekte, eşit katılımları engellenmekte ve yasal güvenceden yoksun bırakılmaktadırlar.
 
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden ötürü yasal güvenceden yoksun bırakılan lezbiyen, gey, biseksüel, trans (LGBT) bireylere yönelik ayrımcılık ve şiddet olayları nefret cinayetlerine varacak şekilde artarak devam etmektedir.
 
Sırf cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle özel ve kamusal alanda psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakılan LGBT bireyler, sosyal alandan da tamamıyla dışlanarak en temel hak olan yaşama hakkına yönelik saldırılarla yok edilme girişimleri ile karşı karşıyadırlar.
 
LGBT’lerin anayasal eşitlik ve özgürlük talepleri, önyargılara kurban edilecek fanteziler değildir.
 
Kaos GL Derneği olarak, LGBT bireylerin en temel insan haklarından mahrum bırakılmayarak yaşam hakkı, çalışma hakkı, eğitim, ifade ve örgütlenme haklarının ihlal edilmemesini ve yasal güvence altına alınmasını istiyoruz.
 
Kaos GL Derneği olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının tüm vatandaşlarının insan haklarını koruyan ve tüm ayrımcılıkları önleyen maddeleri içerecek şekilde düzenlenmesini önemsediğimizi ve talep ettiğimizi bir kez daha hatırlatıyor ve paylaşıyoruz.
 
Kaos GL Derneği 

 


Etiketler: insan hakları, sivil anayasa
İstihdam