21/04/2016 | Yazar: Kaos GL

Lezbiyen Biseksüel Feministler, Ensar Vakfı’nın gönüllü öğretmeni tarafından 45 çocuğun cinsel istismara uğramasıyla ilgili basın açıklaması yayınladı.

"Çocukların ve cinsel şiddetten hayatta kalanların yanındayız!" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Lezbiyen Biseksüel Feministler, Ensar Vakfı'nın gönüllü öğretmeni tarafından 45 çocuğun cinsel istismara uğramasıyla ilgili basın açıklaması yayınladı.

Lezbiyen Biseksüel Feministler, Karaman'da Ensar Vakfı'nın gönüllü öğretmeni tarafından 45 çocuğun cinsel istismara uğramasıyla ilgili bir basın açıklaması yayınladı. Basın açıklamasında cinsel şiddettin hiçbir türünün cinsellik olmadığının altı çizildi. 

Basın açıklamasının tam metni şöyle:

“Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’e bağlı ev ve yurtlarda 45 çocuğun cinsel istismara uğradığı çocuk istismarı davası bugün (20 Nisan) Karaman Adliyesi’nde görüldü. Daha önce eşcinsel olduğunu, 10 yaşından beri erkeklerden hoşlandığını söyleyerek işlediği suçu gerekçelendirmeye çalışan fail Muharrem B, bugün görülen duruşmada ise suçlamaları kabul etmeyerek “Eşcinsel değilim, tutuklamasınlar diye öyle söyledim, kimseye tecavüz etmedim… Çocuklar kendi aralarında yaptıklarını benim üzerime atıyorlar” ifadesini verdi.

Cinsel şiddetin herhangi bir türü, cinsellik değildir. Cinsel şiddet, iktidar ve hiyerarşinin olduğu her yerde vuku bulabilir ve tahakküm içerir. Kişi, cinsel yöneliminin ne olduğu fark etmeksizin cinsel şiddet faili ya da cinsel şiddetten hayatta kalan olabilir.

Çocuklar, akran ve yetişkinlerin cinsel yaptırımlarına, zorlamalarına ve zorbalığına maruz bırakılıyorlar ve kişilerin çıkarına araç olarak kullanılıyorlar. Bu, yasalar nezdinde bir suçtur. Ensar Vakfı olayı münferit değil, gücünü hetero-patriyarkadan alan erkeğin sistematik cinsel şiddetidir. O yüzden, cinsel şiddeti gerekçelendirme ya da bunu yalanlama nedeni olarak, herhangi bir cinsel yönelim kullanılamaz. Çünkü cinsel şiddet, cinsellik değildir. Burada, bir cinsel yönelim ve varoluş, kriminalize edilmeye ve damgalanmaya çalışılarak, cinsel şiddetin cinsel yönelimden bağımsız gerçekleştirilen bir suç olduğu gözden kaçırılmaya ve aynı zamanda şiddet, homofobiyle el ele normalleştirilmeye çalışılmaktadır.

Hükümetin vakfı korumakla yükümlüymüş gibi, bu davada taraf olarak yer alması, 1990 yılında ülke olarak imzalanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı ve suçtur.

Sorumluluğumuz ve tarafımız çocuklardan yana; hetero-patriyarkal erkeklik ve hiyerarşi ise kendisine karşı mücadele etmemiz gereken alanlar olmalıdır.”


Etiketler: insan hakları
2024