29/07/2011 | Yazar: Nilay Vardar
Milletvekilleri Tuncel, Önder, Yıldız ve Kürkçü, Zeytinburnu’ndaki olayların ardından dükkanları hasar gören esnafı ziyaret etti.
Zeytinburnu’nda 18 Temmuz’da başlayan ve birçok işyerinin hasar görmesine de neden olan olayların ardından Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekilleri ilçede zarar gören esnafın dükkanlarını ziyaret etti.
Aralarında Sırrı Süreyya Önder, Bengi Yıldız, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yöneticilerinin olduğu heyet önce BDP binasında ilçe sakinleriyle görüştü.
İlk konuşmayı yapan BDP Zeytinburnu İlçe Başkanı Nezir Demirci, olaylar başlamadan önce Kaymakam ve Emniyet ile görüştüklerini ancak ciddiye alınmadıkları için olayların bu noktaya geldiğini söyledi.
"İlk günden beri halkımızı sokağa dökmek isteyenler vardı" diyen BDP İl Başkanı Kasım Çalışkan da halkın bundan sonra da sağduyusunu kaybetmemesi gerektiğini söyledi.
Önder: Sağduyu, kirli savaş tezgahlayanlara karşılık verdi
Olaylar devam ederken de ilçeyi ziyaret eden Sırrı Süreyya Önder, dün vali Avni Mutlu ile olumlu bir görüşme yaptıklarını ve dükkanı hasar görenlerin masraflarının karşılanacağına dair kesin söz aldıklarını söyledi.
"Gözaltına alınanlardan Kürtleri Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüyorlar, Türkleri ise Asayiş’e. Bunun halkta nasıl bir etki yaratacağını valiye anlattık. O da ilgileneceğini söyledi. Bir de dükkanı zarar gören esnafın 5833 sayılı yasaya göre, hasarının karşılanması gerekiyor, vali bunun için de kesin söz verdi."
Önder, ilçede halkın sağduyusu ile "kirli savaş tezgahlayanlara" karşılık verdiğini söyledi ve İstanbul’un 85 vekili olmasına rağmen kimsenin ilçeye gelip olaylarla ilgilenmediği belirterek, onları da sorumluluk almaya çağırdı.
Bengi Yıldız da, olayların Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Kürtleri hedef göstermesinin ardından ortaya çıktığını söyledi ve "Burada oturmamız halkların dayanışmasının göstergesidir" dedi.
Kürkçü: Başbakan milliyetçilik politikasından vazgeçmeli
"Blok, halkın gücünü tuzağa düşürülmekten alıkoydu" diyen Ertuğrul Kürkçü de Önder’in çabaları ve halkın sağduyusuyla bir felaketten dönüldüğünü söyledi.
"Zeytinburnu’nda olanlar, Kürtlerin doğuda kendi kaderini tayin hakkı isteğine, hükümetin ’Biz de batıda dünyayı size dar ederiz’ diyenleri hoşgörüyle karşılamasının sonucudur. Herkesin her yerde yaşamaya hakkı vardır; devlet de bu hakkı güvence altına almaya mecburdur. Bu memleket herkesin."
Kürkçü, Başbakan’ın seçimlere doğru benimsediği yeni milliyetçilik atılımının, adım adım bölgesel çatışmaya zemin hazırladığını söyledi ve ekledi: "Başbakan bu milliyetçilik politikasından vazgeçmeli. Biz de ilelebet Meclis dışında kalmayacağız, orada bu sorunların hepsini dile getireceğiz"
Tuncel: 90’lara dönmeyeceğiz
Sebahat Tuncel de Zeytinburnu’nda felaketten dönüldüğünü ama bugün Eskişehir’de de kiraz toplama meselesinin yine etnik bir çatışmaya döndüğünü hatırlatarak, "Kürt, Türk çatışmasından nemalanmak isteyenler var" dedi.
Tuncel, ’90’lı yıllara dönülüyor’ söylemi için "Başbakan bile 90’lı yıllarda Kürtlerin neler yaşadığını kabul etti. O zaman bu halka aynısını yaşatmak istemek günah değil mi? Biz o yılları en kötü şekilde yaşadık, tekrar öyle olmasına izin vermeyeceğiz. Demokratik özerklik tam da birlikte yaşamımız için gerekli olan kardeşlik projesidir" dedi.
Heyet, konuşmaların ardından, ilk olarak kahvehanesi kullanılmaz hale gelen bir esnafı ziyaret etti; ardından diğer esnaflar ziyaret edildi.
10 tutuklu var
Zeytinburnu’daki olaylarda yaklaşık 100 kişi gözaltına alındı; tutuklananların yedisi Kürt vatandaşlar. Emniyet’in verdiği bilgilere göre çoğu Kürt vatandaşlara ait 70 ev ve işyeri, 130 araç hasar gördü.
Mahalleli heyecanlı da olsa sohbet edebiliyor
Yolda konuştuğumuz yaşlı bir vatandaş, oldukça "heyecanlı", yer yer sinirli bir ses tonuyla olayları yatıştırmak, gençleri evde tutmak için büyük çaba sarf ettiğini söyledi ve ekledi: "Şimdi ortalık duruldu. Umarım yeniden başlamaz."
Yanımıza gelen üç kadının üçü de olaylardan sonra bugün ilk defa sokağa çıktıklarını söylüyor. "Siz ne düşünüyorsunuz?" diye sorduğumuzda, Kürtlerle sorunları olduğunu söylüyorlar; somut örnekler istediğimizde, "artan hırsızlık, erkeklerin bakışları" gibi cevaplar verip, "Ama beş elin parmağı bir değil, genelleme yapamayız" diyorlar.
Ayaküstü sohbet devam ederken genç bir Kürt esnaf, az önce yaşlı vatandaşın söylediklerine tamamıyla katılmadığını, emniyetin olaya yeterli müdahale edemediğini belirtiyor. Yaşlı vatandaş, gencin de haklı olduğu noktalar olabileceğini söylüyor. Sohbet uzuyor da uzuyor; en azından kendilerini farklı taraflarda görenler, olayları biraz heyecanlı bir ses tonuyla da olsa konuşabiliyor.
Fotoğraflar: Mehmet Atakan Foça
(bianet)
Etiketler: insan hakları, nefret suçları