01/12/2014 | Yazar: Hakan Özkan

Kabahatler Kanunu ve trans sorunlarını işleyen ‘Verónica Videla’nın Tutkusu’ adlı film, Cuma günü Ahmet Taner Kışlalı Sanatevi’nde sinemaseverlerle buluştu.

Kabahatler Kanunu ve trans sorunlarını işleyen “Verónica Videla’nın Tutkusu” adlı film, Cuma günü Ahmet Taner Kışlalı Sanatevi’nde sinemaseverlerle buluştu. Gösterimin ardından Kuir Fest Yönetmeni Bilge Taş ile bir söyleşi yapıldı.
 
Gösterim, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Kaos GL ve Pembe Hayat dernekleri ortaklığında, “20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Trans Bireyleri Anma Günü Etkinlikleri” kapsamında gerçekleştirildi.
 
Gösterimin ardından Pembe Hayat Derneği’nden Kuir Fest Yönetmeni Bilge Taş ile bir söyleşi yapıldı. Filmin de değindiği Kabahatler Kanunu ve Pembe Hayat hakkında konuşan Bilge Taş şunları kaydetti:
 
 “Film Türkiye’deki transların hayatına da değiniyor. Kabahatler Kanunu trans bireylere karşı kullanılarak, uygulamada yaklaşık bir gecede 4 ceza kesilebiliyor. Yoksulluğa itilen insanlar, kanunla daha da fazlasıyla karşılaşıyor. Bazıları için, para cezaları ödenebilecek boyutların dışına çıkmış durumda.”
 
“Translar savaş koşullarında yaşıyor”
 
“Devlet sizi eve hapsetmek istiyor, en büyük sıkıntı kamusal alanda dışlanma. Bu dışlanmaya rağmen, örgütler bu duruma karşı bir duruş sergilemeyebiliyor. Bugün trans kadınların kamusal alandan, eğitim hayatından dışlandığını çok net biçimde görüyoruz. Okuldan dışlanan translar nedeniyle, translar arasında eğitim düzeyi doğal olarak düşüyor. Bu insanlar çoğu zaman savaş koşullarında yaşıyorlar.”
 
“Bizimle mücadele edecek insanlar arıyoruz”
 
“Kaçırılmalar ve tecavüz üst düzeyde. Filmde de görüldüğü gibi Kabahatler Kanunu her yerde ve Arjantin’de kanun bir süre sonra kaldırıldı. Film Türkiye’deki transların da ihtiyacını net biçimde ortaya koyuyor ve biz bizimle mücadele edecek insanlar arıyoruz.”
 
“Artık sadece akademik çalışmalara konu olmak istenmiyor”
 
“Kamusal alan bir ret içinde ve bu sadece devlet eliyle olmuyor. Toplum içinde de bir ret mekanizması görüyoruz, bugün dernekleri akademik amaçlarla kullanan insanlar bile, akademik çalışmalarının bitiminde dernekleri terk ediyor ve bir daha uğramıyor. Artık sadece akademik çalışmalara maruz kalmak istenmiyor, bunun bir karşılığı bu insanlar için yok. Translar sürekli arkadaşlarını kaybederek bu yola devam ediyorlar.”
 
“Hukuken çeşitli olumlu sonuçlar alındı”
 
“Bunun yanı sıra kazanımlar çok kaygan, kazanılan haklar başka uygulamalarla hemen kaybedilebiliyor. Hukukî alanda mücadele için avukat bulmakta zorlanıyoruz, geniş ve kısmen dokunulmamış alanlar mevcut. İtiraz ettiğimiz ve cevap aldığımız cezalar var, bunlar sonuçlanırsa emsal dava olarak hukukta kendine yer bulacak.”
 
Söyleşi Bilge Taş’ın Pembe Hayat’ın planladığı faaliyetleri anlatması ve gelen soruların cevaplanması ile son buldu. 

Etiketler: kültür sanat
nefret