20/09/2012 | Yazar: Kaos GL
Ankara Kadın platformu üyeleri bugün adliye önünde basında Fethiye Davası olarak bilinen davada tecavüzcüleri savunan Muğla Baro başkanı Mustafa İlker Gürkan’ı protesto ettiği için Ankara Barosu tarafından soruşturulan Avukat Candan Dumrul’a destek vermek için bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Ankara Kadın platformu üyeleri bugun adliye önünde basında Fethiye Davası olarak bilinen davada tecavüzcüleri savunan Muğla Baro başkanı Mustafa İlker Gürkan’ı protesto ettiği için Ankara Barosu tarafından soruşturulan Avukat Candan Dumrul’a destek vermek için bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Bugün saat 14.45 yapılacak olan duruşma fiziki imkansızlık nedeniyle ertelendi. Katılan avukatların çokluğu nedeniyle duruşma salonuna sığılamadı ve duruşmanın konferans salonunda gerçekleştirilmesine karar verildi. Bu nedenle duruşma konferans salonun uygun olduğu bir tarihte gerçekleştirilecek.
Fethiye Davası ve protestonun nedeni.
Muğla’nın Fethiye İlçesi Gebeler Kaplıcası’nda bir kadın ikisi 18 yaşın altında olan 8 kişinin tecavüzüne uğradı. Fethiye davası sanıklarından birini Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan avukatlığını yapıyor. Açıklamaya göre “Muğla Baro Başkanı, meslek örgütünün ona yüklediği “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” görevini bir yana bırakıp, mağdur kadın yönünden baştan eşitsiz başlayan bu süreçte, sanıkların yanında yer almayı yeğlemişti. Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan’ın tecavüz sanıklarının avukatlığını üstlenmiş olması, mağdurun adil yargılanma hakkının sınırlarını daraltmış, tecavüz sanıklarının yargı önünde meşruiyet kazanmasına yol açmıştır”

Ankara Barosu Ne Demek İstiyor?
Açıklamaya göre “11 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen Uluslararası Hukuk Kurultayı’na konuşmacı olarak çağrılarak adeta ödüllendirilen Mustafa İlker Gürkan’ı; Ankara Kadın Platformu üyesi tüm kadınlar olarak, kurultaya katılıp protesto ettik. Bu protesto sonucunda Ankara Kadın Platformu adına söz alan avukat arkadaşımız hakkında Ankara Barosu talihsiz bir soruşturma başlattı. Buradan baroya bir adalet uygulayıcısı olduğunu varsayarak soruyoruz; yürüttüğümüz bu zorlu mücadele zeminde, içimizden avukat arkadaşlarımız herhangi bir eylem ve etkinlikte sözcü oldukları taktirde, kendi demokratik kitle örgütleri olan barolar tarafından soruşturmaya mı maruz kalacaktır? Bunun bu ülkeye ve bu ülke halklarına verdiği mesaj nedir? Ankara Barosu ne demek istiyor?”

Basın açıklamasını Ankara Kadın Platformundan Tuğba Özcan okudu açıklamanın tamamı şu şekilde;
Bugün çok düşündürücü ve talihsiz bir soruşturmayla karşı karşıyayız.
Biliyoruz ki bu ülkede taciz, tecavüz davalarında failler değil, kadınlar yargılanıyor!
Bu ülkenin demokratik kitle örgütleri de ne yazık ki ya bunun ya başını çekiyor, ya da tüm gelişmeler karşısında aciz kalıyor
Kadınlar erkeklere ‘’komplo’’ kurmakla suçlanıyor, erkek sanıklar ise her zaman saygın ve suçsuz görülüyor. Fethiye davasında şahit olduğumuz erkek dayanışması, kadın düşmanlığını bugün de farklı biçimlerde, farklı yapılar aracılığıyla sürdürüyor.
Hepizin bildi gibi, Muğla’nın Fethiye İlçesi Gebeler Kaplıcası’nda bir kadın ikisi 18 yaşın altında olan 8 kişinin tecavüzüne uğradı. Fethiye davası sanıklarından birini Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan savundu. Muğla Baro Başkanı, meslek örgütünün ona yüklediği “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” görevini bir yana bırakıp, mağdur kadın yönünden baştan eşitsiz başlayan bu süreçte, sanıkların yanında yer almayı yeğlemişti. Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan’ın tecavüz sanıklarının avukatlığını üstlenmiş olması, mağdurun adil yargılanma hakkının sınırlarını daraltmış, tecavüz sanıklarının yargı önünde meşruiyet kazanmasına yol açmıştır.
Meslek Etiği gereği, görevi erkek egemen sistemin cinsiyetçi hal ve tutumları karşısında mağdur edilen kadını korumak ve savunmak olan bir hukukçu için bu durum utanç verici olması gerekirken; Mustafa İlker Gürkan Ankara Barosu yönetimini de arkasına alarak kadın düşmanlığına tüm hızıyla devam etti.

11 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen Uluslararası Hukuk Kurultayı’na konuşmacı olarak çağrılarak adeta ödüllendirilen Mustafa İlker Gürkan’ı; Ankara Kadın Platformu üyesi tüm kadınlar olarak, kurultaya katılıp protesto ettik. Bu protesto sonucunda Ankara Kadın Platformu adına söz alan avukat arkadaşımız hakkında Ankara Barosu talihsiz bir soruşturma başlattı. Buradan baroya bir adalet uygulayıcısı olduğunu varsayarak soruyoruz; yürüttüğümüz bu zorlu mücadele zeminde, içimizden avukat arkadaşlarımız herhangi bir eylem ve etkinlikte sözcü oldukları taktirde, kendi demokratik kitle örgütleri olan barolar tarafından soruşturmaya mı maruz kalacaktır? Bunun bu ülkeye ve bu ülke halklarına verdiği mesaj nedir? Ankara Barosu ne demek istiyor? Her an kadın avukatların katıldığı eylemleri, mesleki bir faaliyet sayarak soruşturabilirim mi diyor, bunu diyerek, platform çalışmalarımıza, dolayısıyla kadın hareketine karşı açıktan bir tehdit mi oluşturmaya çalışıyor. Meslektaşlarının tüm baskılardan kurtularak açıkça fikrini söyleme, eylem ve etkinliklerle politik tavrını savunma hakkının, kendi örgütsel kuruluşunun ve mücadelesinin bir parçası olarak görmesi gereken Ankara Barosu,
Esastan karşı olduğunu sandığımız, otoriter, baskıcı zihniyeti, dönüp kendisine yansıtmakta ve bunun üzerinden kendi mücadele alanını belirlemektedir. Ne yazık!
Tecavüze, tacize, kadına yönelik her türden şiddete karşı mücadele eden kadınları soruşturmak, kadın dayanışmasını yargılamak; baroların ve baro başkanlarının haddi değildir. O çok prestijli Gelincik projeleriniz, bu soruşturma ile açığa çıkan kadın düşmanlığınız sonucu iflas etmiştir. Ankara Barosu kadın yönelik şiddete karşı mücadele etme konusunda samimi olmadığını; platform üyemizi soruşturarak ortaya koymuştur.
Ne yazıktır ki, Ankara yerelinde bir çok konuda birlikte yan yana olduğumuz Baro’nun mesele Kadın hareketi, kadın mücadelesi olduğunda, geldiği nokta, aldığı tutum, ibret verici olup, bu örgütün en ileri olması gerektiği konuda bu kadar statükocu ve erkek egemen anlayışın en önde temsilcisi olması bir çok açıdan vahim, acı ve kara mizah bir tabloyu ortaya koymaktadır.
Gelinen bu noktada, yaklaşık 40 örgütün bir arada olduğu Ankara Kadın Platformu olarak buradan duyuruyoruz; Ankara Barosu bu kadın düşmanı tutumundan vazgeçene kadar; toplantı, etkinlik ve eylemlerimizde Ankara Barosu’nun kurumsal temsiliyetini tanımayacağız ve Ankara Barosu ile birlikte iş yapmayacağız. Çünkü soruşturulmak istenen platform üyemiz değil; kadın dayanışması kadın hareketi ve bu hareketin şu ana kadar edindiği tüm kazanımlardır
Ey Ankara Barosu, Platform üyemizi soruşturma, kadın düşmanlığı yapma!
Fethiye davası kadınların davasıdır!
Yaşasın kadın dayanışması!
ANKARA KADIN PLATFORMU
Etiketler: kadın