23/02/2012 | Yazar: Kaos GL

Ankara Halkevleri, 80. yıl kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında ‘Sokak Özgürleştirir’ adlı sanat sergisini Konur Sokak’ta açtı.

Ankara Halkevleri, 80. yıl kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında “Sokak Özgürleştirir” adlı sanat sergisini Konur Sokak’ta açtı. 20 Şubat akşam açılışı yapılan ve iki gün boyunca binlerce kişi tarafından ilgiyle izlenen sergi, 25 Şubat’a kadar açık kalacak. Konur Sokak esnafının ve çalışanlarının da destek verdiği sergiyi en iyi anlatan, serginin düzenlenmesinde büyük emeği olan Füsun Kalaycı oldu: “Sanat halka ulaşmalıysa, işte sanat! Sanatı salonlardan çıkarıp sokağımıza getirdik. Çünkü sanat da sokak da özgürleştirir!” 

Halkevleri, sizi balonlarıyla karşılıyor sokağa girerken. Ve kocaman harflerle hem 80. yılının hem de sanatın coşkusunu yansıtıyor: “Sokak Özgürleştirir”


Türkiye’de eşine pek rastlanmayan ve hazırlıkları günlerdir süren ‘üç boyutlu resim’ sokağın tam ortasında yer alıyor. Çalışmada kaldırım taşlarının altında gökyüzünü bulan bir çocuk tasvir edilmiş. Eserin adı ise “Özgürlüğü aramak”. Günlerdir emek sarf eden isimleri de tek tek saymak gerekir: Merve Arslan, Eren Semiz, Mustafa Taha Arslan, Niyazi Değirmenci, İpek Gürgüç, Mustafa Kaan Özkan.


“Tavan Arası” adlı çalışma, adını gerçekten de Halkevleri Genel Merkezi’nin tavan arasından alıyor. “Sudaki Suretler” belgeselinin yönetmeni Erkal Tülek imzalı video çalışması, “tavan arası” meraklılarına ilginç anlar yaşatıyor.


Ankara’nın bir “memur kenti” olduğu söylenir sık sık. Gökhun Baltacı, Ankara’da yaşananlara sessiz kalan memurları anlatıyor çalışmasında. “Sessizliğin tadını çıkar” adlı çalışma, serginin tanıtım broşüründe geçen ifadeye göre “Meşrutiyet üst geçidinin Konur Sokak tarafındaki merdivenlerin yanındaki duvarda”.


Sergiyi gezerken en sık karşılaştığınız çalışma ise sokağa boylu boyunca yapılan gölgeler. Şerife Barış, gölgeleri ile bir sokakta özgürce yapılabilecek her etkinliği resmetmeye çalışmış: “Biz mahkum kalsak da gölgelerimiz özgürdür!”


AKP’nin duble yolları doğanın gücü karşısında çok çaresiz kalmıştı bu kış. Eğer siz de rant kokan duble yollardan bıkanlardansanız, “Duble yollardan ayrılma” adlı çalışmaya katılın. Ege Balkıs ve Eylül Sözak’ın çalışması, sergiyi gezerken ayağınızın altından eksik olmuyor.


Konur Sokak’ın dört bir yanındaki pankartlar, “Öpücük” adlı çalışmanın birer parçası. Ulaş Bedük, eserlerinde bir insanın bir insana sevgisini anlatıyor.


Kimisi zafer işareti yapıyor, kimisi yumruğunu sıkmış, kimisi de sımsıkı tutmuş sevdiği kişinin elini. “Ellerin özgürleşmesi” adlı çalışma Hazal Ünsal tarafından sergiye renk katıyor.


Anadolu kadını gördüğü tüm savaşlara, şiddete, baskıya karşın dik durmayı başarmış, bu topraklara isyanın tohumlarını atmıştır. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Füsun Kavalcı, “Biz Anadolu kadınları hep özgür yaşadık” diyor eserleriyle.


"Terör örgütünü, yaptığı resmin tuvaline, yazdığı makalesine, fıkra ve şiirlerine, sanatına yansıtarak destek verenler de var" demişti İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin. İşte tuval, işte resim, işte sanat. İdris Naim Şahin’in ‘terör’ diyerek suçladığı ne varsa 25 Şubat’a kadar Konur Sokak’ta! Siz de bu tuvale bir çizik atarak terörist olabilirsiniz.


“Tek yol sokak” adlı çalışma Davut Kanmaz’a ait. “Tek yol sokak” diyenleri, bazen asansör kapılarında, bazen kafelerin duvarlarında, bazen elektrik kutularının üzerinde görmeniz mümkün.


Konur Sokak, Ankara’nın dört bir yanında barınma hakkına sahip çıkanların eylemlerine ev sahipliği yapmıştır çokça. Sokak, bir de barınma hakları ellerinden alınan ve sokakta yaşamaya mahkum edilen insanların evidir. Kaan Sarı, Ankara ayazının yaşandığı bu günlerde “Sokakta uyumak” adlı eseriyle, evsizlere sergide yer veriyor


"LGBTT sokakta özgürdür" diyen Merve Atmaca’nın 3 çalışması da sokakta sergileniyor


Bu küçük insanlar bir bar masasının üstünde, eylemde. Gökhun Baltacı’ya ait olan eserin adı “Yürüyüş”.


Türkiye gündeminden hiç düşmeyen bir terör silahı da sergide yerini aldı: Yumurta! 10 yumurta hakkınız var. 3 yumurtayı koyulan hedefin içerisinden geçirmeniz durumunda Halkın Hakları Forumu kitabını kazanıyorsunuz. “Tayyip Erdoğan’ı düşün karşında” fısıldamaları eşliğinde yumurtalar atılıyor. Sergiyi gezen Öğrenci Kolektifleri üyesi Can Kaya ise 10 atışın hiçbirisini isabet ettiremeyince kahkahalar yükseldi.


Sokaktan geçen çok sayıda kişi, el arabasına konulmuş, takım elbiseli ve kafasız insanları görünce şaşırıyor ve anlam veremiyor. Oysa Hasan Doğan Yılmaz, en anlamlı çalışmalardan birisine imza attı. El arabaları, makam araçlarını; insanlar da sermaye ve iktidar temsilcilerini simgeliyor.


20 Şubat akşamı yapılan sergi açılışında karanlığa karşı aydınlığı simgeleyen Çin fenerleri de gökyüzüne salındı.


Sergiye 21 Şubat'ta yeni bir eser daha eklendi. 31 Mayıs Hopa olaylarında Halkevleri MYK üyesi Dilşat Aktaş’ın, üzerine çıktığı panzer maketleştirilerek sergiye konuldu. Çalışma evde, sokakta, panzer üstünde özgürleşme ve hak mücadelesi veren Halkevci Kadınlar’a ait.


(Sendika.Org)



Etiketler: kültür sanat
İstihdam