23/11/2012 | Yazar: Kaos GL

Kadın Dayanışma Vakfı ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ vesilesiyle bir basın açıklaması yayınladı.

"Yasalar Kadını Değil Aileyi Korumaya Dayanıyor" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Kadın Dayanışma Vakfı “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” vesilesiyle bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada “Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında çıkan yasalar, bir insan olarak kadını değil, aileyi korumaya dayanıyor.” denildi.
 
Açıklamanın tamamı şöyle:
 
“Kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor: Kadınlar cinsiyetleri nedeniyle yani kadın oldukları için sokakta, işyerinde, kamusal yaşamın her alanında ve evlerinde, şiddet, ayrımcılık ve eşitsizliğe uğruyorlar.
 
Kadınlar şiddet görüyor, yaralanıyor, öldürülüyor: Ülkemizde günde 5 kadın erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybediyor.
 
Kız çocuklar okula gönderilmiyor ya da okuldan alınıyor: Ülkemizde 15 yaşından büyük 3 milyon kişi okuma yazma bilmemekte, bunun 2.6 milyonunu kadınlar oluşturuyor (ADNKS- 2011). Yani, her beş okuryazar olmayanın dördü biziz. 
 
Kadınlar çalışma yaşamında çok az varlar, çalışanların çoğu da düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalışıyor: Kadınların işgücüne katılım oranı, 2011 yılı itibariyle yüzde 28,8 ( TÜİK 2011). İstihdamda yer alan kadınların yüzde 57,8’i sigortasız (TÜİK 2012).
 
Kadınlar siyasal karar alma süreçlerinde yetersiz temsil ediliyorlar: 2011 seçimleri sonrasında Meclis’teki kadın temsil oranı yüzde 14,4. Yerel yönetimlerde muhtarlık dahil seçilmiş kadınlar yüzde 1,2 (İçişleri Bakanlığı, Şubat 2012).
 
Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında çıkan yasalar, bir insan olarak kadını değil, aileyi korumaya dayanıyor.
 
Şiddet önleme ve izleme merkezleri, sığınak yönetmelikleri ardı ardına çıkarılıyor. Ama, 20 yıldan fazladır kadına yönelik şiddetle mücadele eden, bu konuda bilgi ve deneyim sahibi olan, ülkemizdeki ilk danışma merkezlerini, sığınmaevlerini kurmuş, çalıştırmış kadın örgütleri bu alandan çıkarılmaya çalışılıyor.
 
Devlet kadınlar arasında ayrımcılık yapmayı sürdürüyor; eşi ölen kadınlar devlet yardımına layık görülüyor, boşanmış kadınlarsa adeta cezalandırılıyor, yardım alamıyor.  
En temel insan hakkı olan bedenlerimiz üzerindeki karar hakkımız, kürtaj ve sezaryan yasağı ile elimizden alınmak isteniyor. Kadınlar uğradıkları tecavüzden istemedikleri bebekleri doğurmaya zorlanıyor.
 
Tecavüze uğrayan kadınlar, tecavüzcüler lehine akıl almaz kararlar ve haksız tahrik indirimleriyle bir de hukuk tarafından mağdur ediliyor.
 
LGBT’’lere yönelik nefret cinayetleri artarak devam ediyor.
 
Sendikal mücadeledeki kadınlar gözaltına alınıyor, tutuklanarak cezalandırılmaya çalışılıyor.
 
Kadın danışma merkezleri, sığınaklar basılıyor. Belgelerine el konularak  çalışanlara göz dağı verilmek isteniyor.
 
Hayatlarımıza, varlığımıza yönelik şiddet ve baskı dört bir koldan üzerimize üzerimize geliyor.
 
Tüm bu baskı, dayatma, şiddet ve erkek iktidarınıza karşı biz kadınlar, -tıpkı Dominik Cumhuriyeti’nde faşizme karşı mücadele eden Mirabel kızkardeşler gibi- yılmadan, usanmadan, korkmadan özgürlük, eşitlik, barış için mücadeleye devam edeceğiz.
 
Yaşasın Kadın Mücadelemiz. Yaşasın Feminist Mücadelemiz.
Yaşasın Kadın Dayanışması…
Kadın Dayanışma Vakfı”

Etiketler: kadın
İstihdam