18/12/2020 | Yazar: Kaos GL
“Unutmayalım, bugün Türkiye’de son beş sene boyunca yapılan, daha doğrusu yapılmaya çalışılan barışçıl onur yürüyüşleri her zaman şiddetle bastırılmış, hak sahipleri faillere dönüştürülmüştür.”

Kaos GL İnsan Hakları Programı’ndan Av. Kerem Dikmen, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne gündemdeki reform çalışmalarını yazdı:
“Unutmayalım, bugün Türkiye’de son beş sene boyunca yapılan, daha doğrusu yapılmaya çalışılan barışçıl onur yürüyüşleri her zaman şiddetle bastırılmış, hak sahipleri faillere dönüştürülmüştür. Temel haklara öfke o kadar büyümüştür ki, devlet, onur yürüyüşlerinin engellenmesinin kınandığı basın açıklamasına katılan küçük çocukları bile hakimlerin karşısına sanık olarak çıkarmıştır. 2014’teki eylem planında hedef olarak belirlenen 6284 sayılı yasanın dayanağı sözleşmeyi savunmak için sokağa çıkan LGBTİ+’ların nasıl şiddet kullanılarak göz altına alındığına hepimiz şahit olduk. İfade özgürlüğünün reforme edilmesinden yararlana yararlana nefret söylemi yayan nefret odakları yararlandı, “onursuz ibne” demek insan hakkı iken, “nefrete hayır” demek suça dönüştürüldü. Özgürlük hakkı mı diyorsunuz, haydi Bayram Sokağın, evlerinden edilip coronalı kaldırımlarına mecbur bırakılan trans seks işçilerine, gerekçesiz olarak alındıkları göz altı merkezinde neler yaşadıklarını soralım. Örgütlenme hakkı mı dediniz, yazın Maliye, güzün İçişleri Bakanlığı denetmenlerine evrak yetiştirmeye çalışan derneklere soralım. Oysa bu sayılanların gerçekleşmemesi için ne yasaya ne reforma ne de anayasa değişikliğine ihtiyaç var, irade ve kararlılık yeterli. Evet anayasa da yasalar da çağın gereklerinin gerisinde, sorun şu ki, Türkiye’deki uygulama mevcut anayasa ve yasaların da gerisinde.”
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: insan hakları