10/10/2011 | Yazar: KAOS GL

Esra B. Bilgin’in Ukraynalı seks işçisi Dijana’yı oynadığı ‘Önce bir boşluk oldu...’ ekim sonuna kadar her pazartesi, 20.30 da İKSV Salon da...

’Bir seks işçisinin öyküsü nasıl anlatılır?’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Talimhane’nin geçen sezondan devam eden oyunu ’Önce bir boşluk oldu...’yu hem başlıktaki sebepten hem de Esra Bezen Bilgin’in performansı için görmeli
 
Malum, son on gündür ‘tiyatro’ kelimesinin –en azından İstanbul’da- tek bir karşılığı vardı: III. Richard. Daha direkt bir ifadeyle; Kevin Spacey. Oyunculuğunu defalarca ispatlamış bir ismi, ‘tiyatro tarihinin’ en zalim karakterlerinden biri olarak izlemek, onun III. Richard kılığında tüm saray eşrafıyla dalga geçercesine tahta –topallayarak da olsa– kendinden emin yürüdüğünü görmek, kışkırtıcı oyunculuğuna gülmek, 3.5 saatlik süreye rağmen, eşi bulunmaz bir fırsattı. 
Mevzuun sadece ‘Hollywood yıldızı ayağımıza gelmiş’ kısmıyla ilgilenmeyenler içinse; Old Vic Tiyatrosu’nun Sam Mendes imzalı III. Richard yorumu, tertemiz bir dekor&ışık&sahneleme anlayışı ve keskin geçişleriyle, ‘kâbus sahnesi’ ve basit ama yaratıcı ‘öldürme efektleri’ gibi mizansenleriyle de akılda kalacak. 
* * * 
Spacey’yi kaçıranlar üzülmesin; dikkatli bakılırsa, şehirde her daim izlenebilecek, hayranlık uyandırıcı başka performanslar da mevcut... Her pazartesi 20.30’da İKSV’nin Salon’unda ekim boyu izlenebilecek olan ‘Önce bir boşluk oldu kalp gidince, ama şimdi iyi’de misal; Esra Bezen Bilgin ‘döktürmek’ yakıştırmasının hakkını veren bir oyunculuk sergiliyor. 
Talimhane Tiyatrosu’nun prömiyerini nisanda yapan oyunu, İngiliz yazar Lucy Kirkwood’un, Seçil Honeywill’in uyarlamasıyla Mehmet Ergen’in yönetmenliğinde sergileniyor. Orijinalinde Afrika-İngiltere arasındaki ‘insan ticareti köprüsü’nün mağdurlarından biri olan siyah kadının yerini, Ukrayna’dan parlak hayallerle İstanbul’a gelen Dijana almış. 
Dijana’yı 1 saat 15 dakikalık oyun süresi boyunca, ‘Türkçeyi sonradan öğrenen Ukraynalı kadın’ ağzıyla, kulağı hiç tırmalamadan, doğal bir şekilde oynuyor, Bilgin. Sahnedeki üç yatak, oyunun ve Dijana’nın hayatının bölümlerinin mekânları. Fuhuşa zorlandığı yatak, ilk bölüm. Sarkastik bakışıyla kendisiyle de; yattığı, sayısı çöp kovasındaki prezervatif sayısıyla eşit erkeklerle de; neo-liberal sistemin günlük hayattaki etkileriyle de bir güzel dalga geçtiği odası burası. 
İkinci yatak; kendisi gibi kaçak, Türkmen seks işçisi Bahar’la karşılaştığı nezarethane. Üçüncü yataktaki; pırıl pırıl, neşeli bir Dijana. Bu flashback sahne, Dijana’nın ‘önce dişlerine âşık olduğu’ Mustafa’yla nasıl tanıştığı (Bilgin’in kulüpte çalan Serdar Ortaç parçası eşliğinde kendinden geçtiği sahne şahane) ve ‘şimdiki zamana’ gelene kadar yaşadıklarına ayrılmış. 
İnsan ticaretinin ve fuhuşa zorlanan kadının maruz kaldığı şiddet; ajitasyonun kıyısına uğramadan, cinsiyetçi klişelere kapılmadan, seyirciye küçük kahkahalar attırılarak aktarılıyor. Oyunun büyük kısmını sırtlayan Esra Bezen Bilgin “İyi ki gördük” dedirtecek bir oyunculuk sergiliyor; nezarethane arkadaşı Güliz Gençoğlu, güvensiz ve hafif ‘çatlak’ Türkmen seks işçisinde hiç sendelemiyor. 
İnsan ticareti mağduru bir seks işçisinin öyküsünün ‘akbabalaşmadan’ nasıl görselleştirilebileceğine kıvamında bir örnek… Kadına yönelik şiddeti, ‘şiddetin pornografik fotoğrafları’ olmadan anlatamayacaklarını düşünenlere tavsiye edilir. 

Farklı bir müzikal geliyor 
Oyun makinesi gibi çalışan genç ekip Tiyatro 0.2’den hem kendilerini, hem de seyirciyi sınayacak yeni bir hamle geliyor: ‘Disosya Harikalar Dünyası.’ Şu ana kadarki oyunlarından farkı; kendi mekânları ‘İkincikat’ın dışında oynayacakları ilk oyun, ilk büyük prodüksiyonları ve ‘kara komedi-müzikal’ olarak tanımlanabilecek alışık olmadığımız bir türe ait olması. Sami Berat Marçalı’nın yöneteceği oyun, kasım sonunda prömiyer yapacakmış. Metin, ‘in-yer-face’in ünlü isimlerinden, İskoç oyun yazarı Anthony Neilson’ın. Disosyetif bozukluğa sahip bir kadının, hastalığından kurtulmak için geçirdiği yolculuk ve o esnada başına gelenler, konu ediniliyor. ‘Güvensizlik görevlileri’, ‘günah keçisi’, ‘yemin alıcı’, ‘kral kara köpek’ gibi karakterleriyle merak uyandırıcı bir iş olacağa benzer. Beklemedeyiz…
(Bahar Çuhadar/Radikal)

Etiketler: kültür sanat
nefret