02/02/2007 | Yazar: Kaos GL
F-tipi cezaevlerinde yaşananların ruh sağlığı çalışanları için bir utanç tablosu olduğunu söyleyen 316 ruh sağlığı çalışanı yayımladıkları bir bildirgeyle F-tipi cezaevlerinde uygulanan tecrit rejimini protesto etti.
F-tipi cezaevlerinde yaşananların ruh sağlığı çalışanları için bir utanç tablosu olduğunu söyleyen 316 ruh sağlığı çalışanı yayımladıkları bir bildirgeyle F-tipi cezaevlerinde uygulanan tecrit rejimini protesto etti.KAOS GL - 1 Şubat 2007
Bildirge imzaya açıldıktan sonra, 21 Ocak 2007 tarihinde, Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı bir genelgeyle tecrit rejiminde çok kısmi bir iyileştirmeye gittiğine dikkat çeken bildirge girişimcileri, bu gelişmeyi olumladıklarını ancak sorunun bu çapta bir iyileştirmeyle çözümlenmiş sayılamayacağını, cezaevlerinde çok daha köklü bir reforma ihtiyaç olduğunu, bu yönde çabalarını sürdüreceklerini belirttiler.
‘Ruh sağlığı çalışanları F-Tipi tecrit rejimine hayır’ diyor!’ başlıklı bildirgede şunlar yazılıydı:
Cezaevinde bir süre kalmak durumunda olan kişi (hükümlü ya da tutuklu), alışık olduğu sosyal çevreden ve toplumun genelinden yalıtılmıştır ve kuralları ve mekanları çok daha katı bir şekilde belirlenmiş bir ‘kapatılma’ yaşamaktadır.
Türkiye’de bir süredir gündemde olan F tipi cezaevleri ise, bu kapatılma ile yetinmeyip kişinin zaten oldukça sınırlanmış olan sosyal çevresiyle etkileşimini, özel ve aşırı bir mahrumiyet rejimine tabi kılmaktadır. Algı ve duyu kaynaklarının sınırlandırılması ile oluşan psiko-sosyal yoksunluk, insanın benlik algısını, kişiliğini tehdit etmekte, bireyi, kendisini var eden fikri ve yaşantısal değerleri kaybetme riski altında bırakmaktadır.
Ruh sağlığı alanında çalışanlar, mesleki duyarlılıkları ve etik sorumlulukları itibariyle, F-tipi cezaevlerinde vücut bulan ve insan olmanın temel niteliklerine yönelen tecrit temelli bir infaz rejimini kabul edemezler. Bilimsel çalışmalar, bir kültür için ideal olabilecek ilişki miktarının başka bir kültür için yalnızlık ve yalıtılmışlık deneyimine neden olabileceğini kanıtlamaktadır.
Tecrit temelli cezaevlerindeki infaz rejiminin, her kültür mensubu için ciddi zorluk yaratması beklenir; ancak Türkiye gibi daha fazla sosyal ilişki ihtiyacının belirgin olduğu kültürel havzalarda bu tarz bir tecrit rejiminin yaratacağı insani ve toplumsal tahribat çok daha ağır olacaktır.
Biz aşağıda imzası bulunan ruh sağlığı çalışanları, tecrit tipi mahkumiyet sisteminin psikolojik ve bedensel tahribatlara neden olduğunu, tecrit altında tutmanın bilimsel bakış açısından ‘işkence’ olarak kabul edildiğini, F tiplerinde yaşananların ruh sağlığı çalışanları için bir utanç tablosu olduğunu beyan ediyor; kamuoyunu bu konuda sesini yükseltmeye, yetkilileri de acilen tecriti sonlandırmaya çağırıyoruz.
Etiketler: insan hakları, sağlık