14/07/2022 | Yazar: Canan Coşkan
Rusya'da, yeni bir savaş dönemi sansür yasasıyla tutuklamalar yaygınlaştırılırken aktivistler de LGBTQ+ eylemcilerin polis eliyle tacize ve daha kötüsüne maruz kaldıklarını belirtiyor.
Canan Coşkan, Amelia Abraham’ın Them.us’ta yayınlanan 27 Haziran 2022 tarihli metnini KaosGL.org için Türkçeleştirdi.
Geçtiğimiz Mart ayında, kuir feminist aktivist Paladdya, St. Petersberg'de bir bardan çıktığı esnada zorla alıkonuldu. Paladdya, zorla alıkonulmadan önceki son birkaç hafta boyunca sosyal medyada Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşını kınamıştı. Kendisi, bu paylaşımların onun bir ‘hükümete muhalefet’ listesine dahil edilmesine ve o gece siyah maskeli iki kişi tarafından silah zoruyla alıkonulmasına yol açtığından şüpheleniyor. Kuir feminist aktivist, plakası gizlenmiş bir araca zorla bindirildiğini ve ardından bir polis karakoluna götürüldüğünü, burada aramaya maruz kaldığını, telefonuna el konduğunu ve 48 saat boyunca gözaltında tutulduğunu anlatıyor.
Paladdya, Rusya’daki yeni bir sansür yasası bahanesiyle tutuklanan pek çok kuir savaş karşıtı eylemciden yalnızca biri. (Bu yazıda yer alanların çoğu gibi, isminin gizliliğini korumak için onun da açık ismi saklı tutuldu veya değiştirildi.) Rusya başkanı Vladimir Putin’in imzasıyla 4 Mart'ta yürürlüğe sokulan yasa, Rus ordusu hakkında “yanlış bilgi” yayınlama gerekçesiyle 15 yıla kadar hapis cezası dayatarak vatandaşların ülkenin Ukrayna'ya yönelik saldırısına karşı konuşmalarına etkin bir şekilde engel oluyor. Bu gerekçe, savaşı sadece “savaş” olarak adlandırmayı bile içerebiliyor.
Yeni yasa, aktivistlerin öngörülemez bir iklim olarak tanımladıkları bağlamı öyle ağırlaştırmış durumda ki polis vahşeti ve olası tutuklamalar, protestolara katılanların veya çevrimiçi alanlarda seslerini yükseltenlerin üzerine kâbus gibi çöküyor. Savaşın başlamasının ardından, ilk üç hafta içinde tahmini olarak 14.000 savaş karşıtı Rusyalı, gaddar ve adaletsiz olduğunu düşündükleri bir işgali protesto ettikleri için gözaltına alındı. Ülkede halihazırda yaygın olarak ayrımcılığa maruz bırakılan kuir ve trans halk açısından gözaltında ayrımcılık ve kötü muamele ihtimali yüksek ve bu yasal girişim, Rusya'nın LGBTQ+ topluluğunun ortadan kaldırılmasına ve parçalanmasına yönelik uzun vadede yıkıcı etkiler yaratabilir.
Nisan ayında, kuir sanatçı Alexandra Skochilenko, süpermarketlerdeki fiyat etiketlerini savaşa dair bilgi içeren etiketlerle değiştirmesi gerekçesiyle tutsak edildi ve ardından haberleri manşetlerde belirdi. Şimdiyse on yıla kadar hapisle karşı karşıya. Alexandra'nın kız arkadaşı Sonia Subbotina, Alexandra tutuklandığında iki yıldan uzun bir süredir birlikte yaşadıklarını belirtirken maruz kaldıkları şiddeti şöyle anlatıyor: “Evimiz işgal edildikten ve o götürüldükten sonra kendimi tamamen kaybolmuş hissettim - ne yapacağımı veya hayatıma nasıl devam edeceğimi bilmiyordum. Kendisine kamu davası açıldığını ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceğini öğrendiğimde dehşete kapıldım”
Alexandra tutuklandıktan sonra St. Petersberg mahkeme öncesi tutuklu merkezine taşındı ve Sonia’nın iddia ettiği üzere burada aynı hücreyi paylaştığı kişilerin sözlü tacizine ve gardiyanların cinsel tacizine maruz kaldı; ayrıca bipolar bozukluğunu ve çölyak hastalığını idare etmek için ihtiyaç duyduğu ilaç ve yiyeceklerden mahrum bırakıldı. 8 Haziran'da bir psikiyatri hastanesine nakledilmiş olsa da hâlâ personelin kötü muamelelerine maruz kaldığı bildiriliyor.
Sonia, endişelerini dile getirirken “Alexandra bana güçlü bir TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) yaşadığını söyledi. Onu bir daha göremeyeceğimden ve hapis cezasının onu öldüreceğinden korkuyorum” diyor.
Sahada bulunan aktivistler de, Alexandra'nınki gibi tutuklamaların savaş karşıtı protestoların daha seyrekleşmesine yol açtığını bildiriyor. Paladdya, işgalin ardından St. Petersburg dolaylarında ortaya çıkan savaş karşıtı grafiti ve posterlerin yerine artık milliyetçi “Z” sembolünün konulduğunu veya bunların kaldırıldığını, kıyafetlerinde “savaşa hayır” yazan insanların nihayetinde “kaybolduğunu” anlatıyor.
Saint Petersberg'de yaşayan ve 26 yaşında bir trans kadın olan Yana, Mart ayı sonlarında, son işgalden bu yana katıldığı dördüncü sokak protestosu sırasında tutuklandığını ve geldiğinde “sadece torba gibi siyah üniformalı polislerden oluşan kalabalık”la karşılaşmasının ardından tutuklandığını açıklıyor. Gözaltında yatacak yer bulunmayan bir odada 24 saat geçirdiğini aktarırken, “Yerde yattım, biri masada uyumaya çalıştı. Bir düzine kişiydik ve protesto etmeyi planlamamış en az iki kişi es kaza yakalandı” diyor.
Yana, daha sonra da bireysel olarak sorgulandığını belirtirken şunları ekliyor: "Müfettişin sorularını yanıtlamayı reddettiğimde, ‘kadınlar erkeklerin kendilerine karşı zor kullanmalarını sever’ diyerek 'nazlandığımı' ve onu kışkırtmaya çalıştığımı söyledi. Alıktıracak ayrıcalığım bulunduğundan karşıma çıkan şey o salt bayat mizojiniydi." Yana, kadınların çırılçıplak kalacak şekilde soyulduklarına, dövüldüklerine veya cinsel tacize uğradıklarına dair duyduğu olayları (raporlar, Moskova polisinin savaş karşıtı olan dişil protestoculara işkence yaptığını öne sürüyor) aktarırken kendi yaşadığı endişeden de bahsediyor: "Karakolda kaldığım süre boyunca, sürekli başıma böyle bir şeyin gelmesinden korktum - o zaman trans olduğumu anlarlardı ve durumum on kat beter olurdu." Neyse ki Yana’nın belirttiğine göre, mahkemede bir hakimin kendisini hapse mahkum etmemesi için yalvarmasının ardından kendisi, güvenliğine yönelik tehditler nedeniyle para cezasıyla serbest bırakılmış.
Alexey, devletin kuir halkı “gereksiz görülen, herhangi bir halk desteği almayacak insanlar” olarak “kolay hedefler” şeklinde gördüğüne inanıyor.
Rusyalı aktivistleri savunmak için ücretsiz yasal çalışmalar sürdüren ve 20 yaşında tengârenk bir trans erkek olan Alexey, Mart ayında St. Petersberg'de sokakta "kimlik kontrolü" bahanesiyle polisin kendisine yaklaştığını ve anında tutukladığını belirtiyor. "Polis daha sonra kendi veri tabanları aracılığıyla ölü ismimi keşfetti. Bunun üzerine bana transfobik/homofobik yorumlar yapmaya, beni tecavüzle tehdit etmeye başladı ve benle dalga geçti" diyen Alexey, sorguya gelen bir amirin kendisini öldürmekle tehdit ettiğini ve AIDS'le yaşayan insanlar hakkında yaftalayıcı ifadeler kullandığını da ekliyor. Alexey bir hücreye konulduktan sonra, 44 saatini orada "dar bir tahta bank dışında yatacak yer, yiyecek ve su olmadan" geçirdiğini belirterek, "arkadaşlarımın getirdiği tüm yiyecek ve erzakları polis çaldı" diyor.
Russian Homophobia from Stalin to Sochi'nin [Stalin'den Sochi'ye Rus Homofobisi] yazarı Dr. Dan Healey, "tüm savaş karşıtı aktivistler tutuklanmaya ve işkenceye maruz kalabilecek durumda olsa da, Rusya'daki kuir halkın özellikle hedefli şiddet ve aşağılama türlerine maruz kalabilecek halde" olduğunu belirtiyor. Healey, Putin'in 2013'te uygulamaya koyduğu LGBTQ+ karşıtı, rezil “propaganda yasası”nın, kuir halkı daha geniş Rusya nüfusu arasında tehlikeli veya Batı ideolojisinin sembolleri olarak göstermek için kullanıldığını ifade ediyor. Healey’nin detaylandırdığı üzere, reşit olmayanlara "geleneksel olmayan ilişkilerden" bahsetmeyi yasaklama yoluyla bu yasa "topluluklar oluşturmayı veya geysel mevzulara dair halka açık bir platformda konuşmayı neredeyse imkânsız hale getiriyor". Karikatürist Yulia Tsvetkova'nın 2021'de vajina çizdiği için aniden tutuklanması, yasanın sanatçıları ve aktivistleri bastırmak için nasıl kullanıldığına dair bir örnek sunuyor.
Alexey, devletin kuir halkı “gereksiz görülen, herhangi bir halk desteği almayacak insanlar” olarak “kolay hedefler” şeklinde gördüğüne inanıyor. Polisin zaten LGBTQ+ halkı sıklıkla gözetleme altında tuttuğunu belirten Alexy, "Bu yüzden sıradan bir polisin yıllardır takip ettiği Twitter sayfamı açıp, savaşa 'savaş' dediğim bir Tweet bulması daha kolay" diyor. Giderek sayıları artan bir şekilde, savaşın başlamasından bu yana ülkeden kaçmak zorunda kaldıklarını hisseden LGBTQ+ aktivistlerinden biri olarak, Alexey de gözaltına alındıktan sonra Rusya'yı terk etmeyi seçmiş.
"Yakında Rusya'da kuir halkı savunacak kimse kalmayabilir."
LGBTQ+ seks eğitimcisi ve yazar olan Sasha Kazantseva da, Rusya’dan kaçmak zorunda kaldıklarını hisseden diğer kuirler gibi, yakın zamanda aynı yoldan gittiğini söylüyor. İşgalin başladığı gün, binlerce takipçisi için Ukraynalı kuruluşlara nasıl protesto edileceği veya bağışta bulunacağı hakkında paylaşımlar yapmaya başladığını anlatan Sasha, bunun kendisini hapse attırmaya yönelik homofobik yorumlara ve daha fazlasına (Rusya'da kamusal alanda açık LGBTQ + birey olarak alışkın olduğunu belirttiği tehditlere) yol açtığını söylüyor. Ülkeden ayrılmayı seçtikten sonra uçuşların iptal edilmesiyle ve sınırda sorgulama tehlikesiyle uğraşmak zorunda kalmasına karşın durumu şöyle ifade ediyor: "İçinde kaldığım hal en kötüsü değildi. Benim ayrılma fırsatım oldu, ancak Rusya'daki birçok insan daha savunmasız - ve Ukraynalı arkadaşlarım bombalar altında kalıyor, evlerini kaybediyor ve kaçmak için eşyalarını toplayacak zamanları yok."
Birçok kişi, bu yeni yasanın savaş karşıtı duyguları bastırmanın ötesine geçeceğine ve ülkenin LGBTQ+ hareketi üzerinde yıkıcı bir etkisi olacağına inanıyor. Dr. Healey, "Uzun vadede, karşımıza çıkan şey Rusya'daki kuir topluluğundan geriye kalanların totaliter bir şekilde ezilmesi ve gelecek nesil örgütlenmekte, yeni grupları tekrardan oluşturmakta çok daha zorluk yaşayacak" diyor. Benzer fikirde olan Sonia da endişelerini şöyle belirtiyor: "bu ülkede bize yardım edebilecek tek kaynak Coming Out ve Sphere Queer gibi STK'lar ama hükümet bu örgütleri giderek daha sık biçimde 'yabancı ajanlar' olarak adlandırıyor ve bu yüzden yakında Rusya’daki kuir halkı savunmaya yönelik kimse kalmayabilir."
Umut emareleri arayan Dr. Healey için, Sasha gibi aktivistlerin artık örgütlenmek için daha özgür olup olmayacağı bir merak konusu: "Artık Rusya'nın dışında, Baltık Cumhuriyetlerinde yaşayan ve Rusya'daki LGBTQ+ toplulukları hakkında farkındalık yaratmak için sosyal medyada kampanya yürüten insanlarımız olacak ve bu bir şeyleri serbest bırakacak."
Savaş devam ederken, Alexey gibi insanlar güvenli bir şekilde Rusya'ya dönebileceklerini hissetmeyebilirler ama uzaktan örgütlenme gücüne sahipler: Alexey hâlâ Rusyalı muhaliflere yasal destek sağlıyor ve savaş karşıtı mitingler ve gösteriler düzenlemelerine yardımcı oluyor.
Yana da, diğer aktivistler gibi, halkı Ukraynalı mültecilere yardım etmeye, kendi hükümetlerinin bu yardımı vermesi ve LGBTQ+ haklarının ne kadar kolay ellerinden alınabileceğinin anlaşılabilmesi için baskı oluşturmaya çağırıyor ve diyor ki "Sınırların ötesinde dayanışma arayın. Kuir halklar da dahil olmak üzere tüm ülkelerin mazlumları birleşmeli ve birlikte mücadele etmeli."
Etiketler: insan hakları, yaşam, nefret suçları, siyaset, dünyadan, medya okulu