28/04/2021 | Yazar: Damla Umut Uzun

BM Bağımsız Raportörü: “Hükümetler, Covid-19 önlemlerini cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çeşitliliği olan kişileri hedef almak ve soruşturmak için kullanmamalıdır.”

Salgında dünya genelinde LGBTİ+’lara şiddet ve ayrımcılık arttı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Birleşmiş Milletler cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli şiddet ve ayrımcılığa karşı koruma Bağımsız raportörü, “Covid-19 salgınının LGBT Kişiler üzerindeki etkisi” raporu yayınladı.

KaosGL.org çevirisiyle rapor şöyle:

Covid-19 salgını dünyadaki eşitsizlikleri derinleştiren beklenmedik bir küresel problem haline geldi. Birleşmiş Milletler Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği temelli şiddet ve ayrımcılığa karşı koruma Bağımsız Raportörü, 2020’de bu konuda geniş çaplı bir diyalog çalışması yürüttü. Raportör, 100’den fazla ülkeden 1000’den fazla LGBT kişiyle pandeminin kendi hayat deneyimleri üzerindeki etkisi üzerine görüşmeler yaptı.

Görüşmeler sonucunda raportör, salgının LGBT kişiler üzerinde orantısız bir etkisi olduğu, birkaç istisna haricinde LGBT kişilerin verdiği yanıtlara bakarak CYCK temelinde toplumsal dışlanma ve şiddetin arttığı notunu düştü ve devletlerin ve diğer paydaşların ayrımcılık ve şiddeti önleme konusunda acil önlemler alması gerektiğini vurguladı.

Covid-19 salgını sürecinde, LGBT kişiler özelinde insan hakları problemleri:

  • Şiddet: Evde kalma direktifleri, izolasyon, artan stres ve saygısız aile üyelerine ifşa olma, özellikle gençler ve yaşlılar üzerindeki şiddet riskini arttırıyor. İran’da güncel bir araştırma, katılımcıların %50’den fazlasının deneyimledikleri şiddet oranının arttığını gösteriyor. Avrupa’dan ankete katılanlardan alınan veriler de ev içi şiddetin arttığını ortaya koyuyor. Bunun yanında, hareket kısıtlamaları sokaklarda yapılan kontroller sırasında yaşanan istismar ve görevi kötüye kullanma oranlarını arttırdı; sosyal medyadaki nefret kampanyaları gibi nefret suçları, keyfi gözaltılar ve kamusal alanda kötü muamelelerde de pandemi döneminde artış gözlendi.

Bahsedilen şiddet örüntüleri, yalnızca fiziksel değil. Sosyoekonomik istikrarsızlık, istismar ortamını terk edememe, anksiyetenin şiddetlenmesi ve halihazırda varolan zihinsel duygusal refah ile ilgili koşullar sebebiyle LGBT kişiler salgın döneminden oldukça olumsuz etkilendi. Bu konuda çalışan kurum ve hizmetler, bireylerin ruh sağlığının kötüleştiğini ve psikolojik yardım için taleplerin arttığını bildirdi – intihar oranlarında 4 kat artış olduğunu bildiren raporlar da yayınlandı.

  • Toplumsal eşitsizlikler: LGBT kişiler, yoksul, evsizlik yaşayan insanlar ve sağlık hizmetine erişemeyen kişiler seviyesinde temsil edilmektedir. Pek çok bağlamda, LGBT kişiler orantısız bir şekilde gelir için kayıt dışı sektöre güveniyor. Kayıtlı çalışan kişilerin büyük çoğunluğu salgından çokça etkilenen hizmet sektörü, restoranlar, perakende satış, temizlik, hastaneler ve seks işçiliği gibi alanlarda çalışmakta. Evsizlik yaşayan LGBT’ler, sosyal konutlar, sığınme evleri gibi damgalanan topluluklar için güvenli olmayan yerlerde kalmak durumunda kalıyor. LGBT kişiler aynı zamanda ya (sağlık risklerini arttıran) sıkışık komün alanlarda kalma ya da kendilerine düşmanca davranan aile ortamlarına dönme ikileminde kalıyorlar.
  • HIV bakım ve hizmetlerine erişim: Araştırmanın tüm bölgelerinden CYCK Bağımsız raportörüne, bu hizmetlerdeki aksamalar bildirildi. Küresel anket, HIV ile yaşayan katılımcıların %23’ü COVID-19 salgını sosyal izolasyon önlemleri sonucunda HIV bakım hizmetlerine erişimlerinin kesildiğini belirtti. Hükümetler, ilaç dağıtım noktalarını ve tıbbi müdahaleyi COVID-19 merkezleri olarak belirledikleri için, LGBT kişiler de dahil olmak üzere HIV ile yaşayan insanlar, ilaçlarına erişmekte zorlandıklarını belirtti.
  • Suçlu ilan etme: Çeşitli cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine sahip kişiler için suçlu ilan edilme her zaman önemli bir sorun teşkil etmiştir. Uganda’da hükümet Covid-19 dolayısıyla sokağa çıkma yasağı ilan ettikten hemen sonra, LGBT kişilere hizmet veren bir sığınma evi o yöredeki kişiler ve güvenlik güçleri tarafından basıldı ve 23 kişi tutuklandı. Sığınma evinde, “eşcinsellik” kanıtı bulmak için arama yapıldı. Tutuklanan kişilerden 2’si dövüldü, diğer hepsi algılanan cinsel yönelimleri dolayısıyla hakaretlere uğradı. 19 tutuklu, "hastalık enfeksiyonunu yayma ihtimali olan ihmalkar bir eylem" ve "yasal emirlere itaatsizlik" yapmakla suçlandı.
  • Şeytanlaştırma: LGBT kişilerin günah keçisi ilan edilmesi ve nefreti körüklemek için kullanılması da pandeminin LGBT toplumu üzerindeki sonuçlarından biri. Salgın sürecinde LGBT’ler, yalnız bırakıldı, suçlandı, istismar edildi, hapsedildi ve pandeminin yayılmasına dair suçlu ilan edildi. Birçok dini ve siyasi liderden salgının sebebi olarak LGBT kişileri, ailelerini, toplumsal grupları ve kurumları suçlayan açıklamalar geldi. Bu açıklamalar, Ukrayna, Türkiye, Gürcistan, Irak, Gana ve ABD’nin de aralarında bulunduğu en az 12 ülkede yapıldı.
  • Patolojikleştirme: raporlar, yasal cinsiyet tanınması eksikliği ve ml ve hizmetlere erişimdeki problemler arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, hükümetler salgın bahanesini, HIV'e maruz kalma, HIV durumunu açıklamama ve HIV geçişi için cezaları artıran hükümler gibi gerileyici yasalar oluşturmak için kullandılar – bu durum, HIV ile yaşayan kişilere yönelik damgalanmayı daha da kötüleştirdi. Macaristan’da, tartışmalı bir yasal değişiklik, trans kişilerin cinsiyetlerini yasal olarak değiştirmelerini yasaklamayı amaçlıyor. Genel olarak cinsiyet uyumlama için bakıma erişim de özel bir sorun. Salgından önce bekleme süreleri zaten çok uzundu ve erteleniyor ya da hiç mevcut olmuyordu. Birçok durumda cinsiyet uyumu için bakım artık “gerekli değil” olarak görülüyor.
  • Hareket halindeki LGBT kişiler: Devletler, sınırların kapatılması ve sınır ötesi seyahatlere katı sınırlamalar getirerek akıl almaz önlemler aldılar. Riskler, mülteci ve iltica politikasında bir gerilemeye yol açabilecek şiddetlenen homofobi ve damgalanmadan, menşe ülkelerde LGBT kişilere yönelik şiddetin yoğunlaşması ve COVID-19'un fiziksel mesafe için çok az olanak sunan ve temel sağlık, su ve sanitasyon hizmetleri açısından yetersiz hizmet verilen mülteci kamplarında tutunma tehlikesine kadar uzanıyor.

Salgına Karşı İnsan Hakları Yaklaşımı:

Devlet tarafından benimsenen tedbirler, eşitlik ve ayrımcılık yapmama, katılım, güçlendirme ve hesap verebilirlik ilkelerine uygun olmalıdır. Pandemi ile mücadele için verilen acil durum yetkileri kötüye kullanılmamalıdır.

  • Ayrımcılık yapmama: Hükümetler, Covid-19 önlemlerini cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çeşitliliği olan kişileri hedef almak ve soruşturmak için kullanmamalıdır. Örneğin, pandemiyi, hakları sınırlayan veya geri çeken yasaların yürürlüğe girmesi veya bunun haklı gösterilmesi için kullanmak veya yargı tarafından zorunlu kılınan hakların yürürlüğe girmesini ertelemek.

Covid-19 önlemleri, dolaylı ayrımcılıklara da yol açabiliyor. Örneğin, toplumsal cinsiyet temelli karantinaların kendisi çok problemli, ama özellikle cinsiyet-çeşitli (gender diverse) kişilerin yasal tanınmaya erişimi olmadığından böylesi durumlarda istismar ve kötü muameleye çok açıklar.

  • Katılım: Sivil toplum örgütleri, politika yapıcılara ve savunuculuk olanaklarına erişimlerinin azaldığını ve LGBT kişilerin temel ihtiyaçlarına erişemediği bir kapalı denkleme girildiğini bildirdi. “LGBT meseleleri” denilen konuların artık devletler için bir öncelik olmadığı belirtildi. Ancak, raportör, üç temel faktörle alakalı devletlerden iyi örnekler bilgileri de aldı: a) sivil toplumun siyasi aktörlerle uzun dönem işbirlikleri, b) siyasi irade - özellikle yerel tedarikçilerden - içerme yoluyla daha iyi yönetişim sağlamak ve c) LGBT grupları ile yerel yönetimler arasında zaman içinde güvenilir ilişkilerin kurulması ve beslenmesi.
  • Güçlendirme: Birçok sivil toplum örgütü, kaynaklarının büyük oranda azalmasını veya neredeyse bir gecede kaynaklarına el konulmasına tanık oldu. Birçok başkası da gelecekteki finansmanları konusunda endişeli. Yine de, bu büyük zorluklar altında bile sivil toplum örgütleri tarafından yararına çalıştıkları toplulukların yiyecek, barınma ve diğer temel ihtiyaçlara erişimi kolaylaştırmak için farklı inisiyatifler gerçekleştirildi. 

LGBT sivil toplumu ayrıca çevrimiçi toplantı modellerine geçişte, dayanışma ağları oluşturmada, izleme ve raporlama araçlarını güçlendirmede ve farkındalık kampanyalarını yaymada olağanüstü etkili oldu.

Etkili Devlet Önlemleri

Devletler tarafından üç temel süreç sürdürülmeli veya uygulamaya konulmalıdır: cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğindeki çeşitliliği kabul etme ve benimsemeye dair siyasi karar; damgalamayı yapısöküme uğratacak önlemler alma; Devlet müdahalesinin tasarlanmasında LGBT örgütlerinin katılımıyla kanıta dayalı yaklaşımlar benimsemek

  • Kamu siyasetinde LGBT hayatların görünürlüğünü sağlama: Devletler, yetkileri altındaki LGBT kişilerin varlığını tanımalı; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin maruz kaldıkları şiddet ve ayrımcılığın temeli olduğu, pandemi dolayısıyla alınacak önlemlerde de bu durumun altının çizilmesi gerekmektedir.

LGBT kişiler için farklı ekonomik destek programları oluşturan Peru ve İspanya’da LGBTlere barınma, sağlık ve duygusal destek verilmiştir. Buenos Aires ve Arjantin’de, translar için sığınma evi ve acil durum gelir desteklerine dahiliyetleri konusunda girişimler oldu. Filipinler’de ise geleneksel ailelere göre tasarlanan nakit para yardımı ve sosyal iyileştirme programlarına aynı cinsiyetten çiftler ve çocuklarının da dahil edilmesi için adımlar atıldı.

  • Damgalamayı ortadan kaldırma ve LGBT kişileri şiddet ve ayrımcılıktan koruma: Bağımsız Raportör özellikle devlet yetkilileri tarafından yapılan ayrımcı söylemler ve nefretin arttığına dair raporlar aldı. Covid-19 ile ilgili birçok yanlış bilginin de yayıldığı ve LGBTlere karşı damgalamanın arttığı belirtildi. Bununla mücadele etmek için kapsayıcı bir kamu söylemi gereklidir.

Örneğin; Güney Kore’de bir grup vakanın bir gey kulübü hedef alarak homofobik bir kitle hareketine dönüşmesi üzerine, hükümet gazetecileri ve medya personelini kişilerin kişisel verilerinin korunması konusunda uyardı. Fransa’da ise aile içi şiddet arttığında ulusal sistemler devreye girdi ve mağdurların şiddet eylemlerini bildirebilecekleri ve ilgili hizmetlere yönlendirilebilecekleri risk altındaki LGBT kişiler için özel olarak tasarlanmış yeni bir homofobi bildirim uygulamasının başlatılmasını sağladı.

  • LGBT örgütlerinin katılımıyla ve kanıta dayalı olarak devlet önlemleri: Bağımsız Raportöre, devletler önemli kaynaklara ve veri toplama kapasitesine sahip olsalar bile sistematik olarak veri toplamıyorlar. Mevcut bilgiler genellikle sivil toplum kuruluşları tarafından toplanmaktadır.
    Dominik Cumhuriyeti’nde UNDP içinde bir veya birden fazla LGBT kişi olan ailelerin gelirlerindeki azalmayı gösteren bir anket yayınladı. Böyle evlerin %72’inin maske gibi koruyucu ekipmanlara erişimde zorluklar yaşadığı ve sağlık bakımına ihtiyaç duyanların %45’inin de temel sağlık hizmetlerine erişemediği açıklandı.

Etiketler: insan hakları, yaşam, nefret suçları, dünyadan
İstihdam