04/10/2010 | Yazar: KAOS GL
Siyah saçlı, kara gözlü genç kız, elindeki megafonla yaklaşık 5 bin kişilik kalabalığa seslendi: “Ben sadece 17 yaşındayım. Bakın neyi başardım.

19 Eylül’de İsveç için sandıktan çıkan karışık tablo, aradan geçen zamana rağmen, hâlâ çok aydınlanmış sayılmaz. İsveç’in seçim ittifakı yapan dört sağ blok partisi, toplamda oyların yüzde 49,3’ünü aldı. Sol bloktaki üç parti, yüzde 43,6 oy oranıyla Meclis’e yerleşti. Bu durumda Başbakan Fredrik Reinfeldt’in liderliğinde sağ blok, yanlarına çekebilecekleri bir sol partinin desteğiyle azınlık hükümeti kurmaya çalışacak. Sağ blok, özellikle Yeşiller’e kendilerine destek vermeleri için sık sık mesaj gönderse de geçen seçimlere göre oy oranını ve Meclis’teki sandalye sayısını bu seçimde yükselten İsveç’in Yeşiller Partisi, tüm çağrıları şiddetle geri çeviriyor.
İSVEÇ 'DANİMARKA' OLMAKTAN KORKUYOR
Seçim öncesi, sol ve sağ bloktaki bütün partiler, seçmenlerine, ırkçı partinin Meclis’e girmesi durumunda kesinlikle İsveç Demokratları’yla işbirliği yapmayacaklarını duyurmuştu. Şimdi Başbakan Reinfeldt, sol kanattan destek alamazsa İsveç Demokratları kilit parti haline gelecek. Bu tablonun aynısı yakın zamanda Danimarka’da da yaşandı. Danimarka Meclisi’nde, sandalye sayısından çok daha fazla bir gücü, eline alan ırkçı partinin yürüttüğü yabancı düşmanlığı ülkeye büyük zarar verdi. Engellenemeyen ırkçı partinin politikaları toplumu kutuplaştırdı. Aynı handikabı yaşamak istemeyen İsveç’te adımlar dikkatli atılmaya çalışılıyor. Yeni hükümeti kurmak için arayışlarına devam eden Başbakan Reinfeldt, ana muhalefet partisi Sosyal Demokratların Genel Başkanı Mona Sahlin’i telefonla aradı. Beklenen bu telefon görüşmesinde iki lider, ırkçı partinin özellikle iltica ve göçmenler politikasına Meclis’te geçit verilmeyeceği konusunda şimdiden anlaşmaya vardılar. Karşılıklı verilen bu sözler ne kadar tutulacak göreceğiz.
İsveç için şimdi ki kilit tarih 5 Ekim. Yeni üyeleriyle İsveç Meclisi 5 Ekim’de açılıyor. O süreye kadar Başbakan Reinfeldt’in çözmesi gerektiği ilk sorun, bakanlık atamaları. Dörtlü koalisyon sağ blokta, Reinfeldt’in partisi Muhafazakârlar, bu seçimde oylarını arttırdıkları için, Finans Bakanlığı ve Göçmenlik Bakanlığı’nı diğer ortaklarıyla paylaşmak istemiyor. Hıristiyan Demokrat Parti’den ve Halk Parti’den birer bakanlığın düşmesi anlamına gelen bu gelişme, aslında hükümet ortakları arasında kavga demek.
Meclis başkanlığının seçimi, İsveç’in yeni dönem dengeleri için ilk sınavı olacak. Irkçı parti İsveç Demokratları, Muhafazakâr Parti’nin adayını destekleye bileceğini açıkladı. Bir koşulla, ikinci Meclis başkanlığı sandalyesi onlara verilirse.
Yine de esas kıyamet bütçe oylaması sırasında çıkacak. Hükümetin yaptığı bütçenin Meclis’ten geçmesi için büyük olasılıkla Sosyal Demokratlar gerekli güvenoyunu vermeyecek. Eğer sol blok partiler, o zamana kadar ayrılmamış olur ve kendileri bir bütçe teklifi sunup ırkçı parti de bunu desteklerse hükümet düşecek. Bu noktada, İsveç Demokratları ne kadar kilit bir parti olduklarını herkese göstermiş olacak. 17 yaşındaki Felicia olmasa derdim ki kazanan ırkçılık olacak. Ama ona teşekkür etmek lazım, İsveç için hâlâ umut var
Etiketler: yaşam, siyaset