20/04/2015 | Yazar: Kaos GL

ben de beni anlatıyor’dan ziyade hayatıma fon gibi yerleşen bir şarkıyı, ana baashaq el bahr’ı anlatacağım şimdi.

Şarkılar bizi söyler – Gözde’yi söyleyen şarkılar Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Bazen bir şarkının nakaratında, bazen bir dizesinde… Aşık olduğumuzu ilk anladığımız anda, aşkımızı bir sır gibi içimizde tuttuğumuzda, terk edildiğimizde, terk ettiğimizde, olmadığında, olamadığında ama hep şarkılarda! Aşkımız da şarkılarda hayal kırıklıklarımızda; suskunluğumuz da bağıra bağıra ağlayışlarımızda…
 
“Şarkılar bizi söyler” dedik ve şarkılarımızı paylaşmaya karar verdik. Sen de seni söyleyen şarkını ve sende yarattığı hisleri, neden seni söylediğini veya şarkıyla ilgili anılarını birkaç fotoğrafla birlikte web@kaosgl.org’a gönder, yayınlayalım. Şarkılarımızla anlatalım hallerimizi…
 
Şarkıların söylediği ikinci konuğumuz Gözde. Bakalım şarkılar onu nasıl söylemiş…
 
bergen’in paralel evrendeki akrabası
 
hepimizin hayatında dönem dönem fon hâline gelmiş, ocakta tencere kaynarken bizi mutfak masasına oturtup sigara içirten ve derin derin mutfak fayanslarına daldıran bazı şarkılar vardır ve biliriz o şarkılar bizi anlatmıyorsa dahi yaşamımızla biz onu anlatıyoruzdur artık. ben de beni anlatıyor’dan ziyade hayatıma fon gibi yerleşen bir şarkıyı, ana baashaq el bahr’ı anlatacağım şimdi. kendisiyle tanışmamız 7 sene öncesi nisan. 2008’in baharında bi şarkıyla tanıştım ben, o şarkıda ana baashaq el bahr sample olarak kullanılmıştı. geceli gündüzlü aradım sampledaki kadının sesini zorlu bi arama sonucu (sonuçta eski stalkerlardan kim kaldık) buldum da. o zamandan beri elimden geçen her mp3 çalarda, telefonda ve bilgisayarda tutmuşumdur. bazı şarkılar videolar olsun benim için böyledir bir gün her yerden kaybolacağından ve bir daha ulaşamayacağımdan korkuma bütün sanal depolarımda saklarım filan. takıntı işte, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin gözümde çok güzel bi kahvaltı sofrasında üstüne her an su dökülebilecek ekmekten farkı yok. yani biliyorum bazı şeyler gitti mi geri gelmiyor. bu yüzden ya fazladan ekmek almak ya da suyu masaya koymamak gibi temkinlerle yaklaştığım mesellerden biri (supraaayz obsesyon) bu çılgın depolama. ay konudan çok fazla uzaklaşmadan biraz eser sahibiyle ilgili teorilerimden bahsetmek istiyorum: şarkıyı söyleyen nagat el saghira ve bergen’in parelel evrende dışardan söylemeli olmayan kısırlı kara pastalı has altın günü düzenleyecek kadar yakından akraba olduğuna kalıbımı basarım. nedenini merak edenler şu linkin ilk 5 dakikasını dinleyerek ne demek istediğimi anlayacaklardır. bahsi geçen altın gününe ümmü gülsüm de muhakkak büyük yenge olarak katılmıştır. buna da en az o günün adının altın olmasına rağmen 20 lirayla yapıldığına emin olduğum kadar eminim.
 
yeniden şarkıya dönecek olursak bir kez olsun dinleyenler bilirler, bi etkisi de var ki insanı uçan bi halıda tatlı esintiler içinde çöl gecelerinde gezdirip ağız dolusu ya leeeeyl* dedirtiyor. hatta bana öyle bi dedirtti ki bu şarkı, leyl diye diye aşka düştüm. bu şarkıyla soğuk ankara gecelerinde aşkına düşürenin kollarında ısındım. şimdi ben yine mutfak fayansına bakıyorum bu şarkıyı dinleyerek ama o fayansta aşkına düştüğüm leylimin elinden “seviyom” yazıyo artık mesela. cevap da veriyorum baktıkça fayansa, ben de seni. hem de çok!
 
bir de bana o kadar tanıyayım diye önayak olmuştur ve ergenliğimin yağmurlu günlerinden bana yüz tutmuştur sağ olsun, sample olarak kullanan eserden de bi’ alıntı çekelim:
 
“sana her kavuşmam elzem, ben bu yangını söndürmem”
 
*birhan keskin göndermesi yapmayacağım mı sanıldı yoksam. tabi ki yapacaktım. 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam