21/04/2015 | Yazar: Kaos GL

Melahat’i söyleyen şarkılar, Mamak, kenar mahallede bir Pazar günü ve kondu bahçeleri...

Şarkılar bizi söyler – Melahat’i söyleyen şarkılar Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Bazen bir şarkının nakaratında, bazen bir dizesinde… Aşık olduğumuzu ilk anladığımız anda, aşkımızı bir sır gibi içimizde tuttuğumuzda, terk edildiğimizde, terk ettiğimizde, olmadığında, olamadığında ama hep şarkılarda! Aşkımız da şarkılarda hayal kırıklıklarımızda; suskunluğumuz da bağıra bağıra ağlayışlarımızda…
 
“Şarkılar bizi söyler” dedik ve şarkılarımızı paylaşmaya karar verdik. Sen de seni söyleyen şarkını ve sende yarattığı hisleri, neden seni söylediğini veya şarkıyla ilgili anılarını birkaç fotoğrafla birlikte web@kaosgl.org’a gönder, yayınlayalım. Şarkılarımızla anlatalım hallerimizi…
 
Şarkıların söylediği dördüncü konuğumuz Melahat. Bakalım şarkılar onu nasıl söylemiş…
 
Mamak gecekondu yıkımından bir kare
 
Mamak ve kondunun etrafındaki bahçeler…
 
Yeni Türkü, Sonbahardan Çizgiler ya da Mamak Türküsü. Bir semtin tarihi, duygusu, rengi, havası, suyu bu denli bir şarkıda vücut bulabilir. Hani nostalji yapmaktan değil de, bu şarkı ne vakit bir yerlerde kulağıma çalınsa, aldığı gibi beni 90’lara çocukluğuma götürüp, Mamak’ın ortasına bırakıverir. Tam da şarkıda bahsi geçen sonbaharlarımız gelir aklıma. Okul alışverişinin pazardan yapıldığı, her şeyi idareli kullanmanın gerektiği, mahallenin esnafıyla komşu olduğu, çamaşırın bulaşığın elde yıkandığı, nevresimlerin sokaktan geçen bohçacıdan alındığı, konservelerin şişelenip, kaynatıldığı, kadınların sırayla birbirine tandırda ekmek yaptığı, hediği yapılan dişi çıkan çocuğun tepsiden tarak çekerse kuaför, makas çekerse terzi olacağı, düğünlerin sokakta yapıldığı zamanlar. Ekmeği karneyle, gofreti taneyle alışlarımız, bakkaldan aldıklarımızı Marlboro kutularına yazdırışımız, kış kapıda olduğundan sokaklarda top koşturmalarımızın azaldığı, akşam okul dönüşlerinde havadaki kömür kokuları, okul yolunda toplanılan arkadaşlar, okumaya hevesli ama okuldan yılgın hallerimiz. Fakir ama onurlu, sosyal demokrat ailemin Karayalçın sohbetleri, Gökçek ilk belediye başkanı olduğunda kahrolup ağlayan teyzem, aynı semte göç eden akrabalar için el birliğiyle dikilen gecekondular, kondunun etrafındaki bahçeler, akşam sofraya hep birlikte oturmak için babanın işten gelmesinin ardından sokakta oynarken çağrılmalarımız.  Devrimci ablalar, ağabeyler, büyünce devrimci olmaya karar verişler… Misafirlerin ve misafirliklerin bitmediği, eve gelenlerin ayakkabıları deneyişlerimiz, gizlice kravat takışlarım, yalnızca etek giymeye ilk itirazlarım, pantolon giyme hakkını kazanışım, erkek gibi kız olduğumu ilk duyuşlarım, oyun bahanesine ilk öpüşmelerim, yerinde duramayan minik lezbiş hallerim,  geliverir aklıma aniden ve aynı anda.
 
Bir de bu şarkının kenarda bıraktığı mevsimleri tamamlarcasına bir şarkı var. “Çağdaş Türkü, Kenar Mahallede Bir Pazar Günü”. Bu şarkıda sadece Mamak’ın Ege, Mutlu, Tuzluçayır’ını değil tüm kenar mahalle çocuklarını aldığı gibi götürse gerektir. Kenar mahalle çocukluğumdan bitmez hafızamda ve hatıramda kalanlarda…  

Etiketler: kültür sanat
İstihdam