24/04/2015 | Yazar: Kaos GL

Pınar Ongan’dan her ruh haline özel şarkı listesi: Mutlu, mutsuz, huzurlu, dingin ve aşık hallere...

Şarkılar bizi söyler – Pınar’ı söyleyen şarkılar Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Bazen bir şarkının nakaratında, bazen bir dizesinde… Aşık olduğumuzu ilk anladığımız anda, aşkımızı bir sır gibi içimizde tuttuğumuzda, terk edildiğimizde, terk ettiğimizde, olmadığında, olamadığında ama hep şarkılarda! Aşkımız da şarkılarda hayal kırıklıklarımızda; suskunluğumuz da bağıra bağıra ağlayışlarımızda…
 
“Şarkılar bizi söyler” dedik ve şarkılarımızı paylaşmaya karar verdik. Sen de seni söyleyen şarkını ve sende yarattığı hisleri, neden seni söylediğini veya şarkıyla ilgili anılarını birkaç fotoğrafla birlikte web@kaosgl.org’a gönder, yayınlayalım. Şarkılarımızla anlatalım hallerimizi…
 
Şarkıların söylediği yedinci konuğumuz Pınar Ongan. Bakalım şarkılar onu nasıl söylemiş…
 
Görsel: Angua33
 
Sevmiş, sevilmiş, incitilmiş ruh hallerine şarkılar…
 
Sevmiş, sevilmiş, incitilmiş, canı sıkılmış, gülmüş, bıkmış, toparlanmış, yine umut dolmuş, ağlamış, neşe saçmış, durgunlaşmış, incitmiş, ağlatmış, üzülmüş, sevinmiş, sarılmış, bağırmış, isyan etmiş… Ve bunları hepiniz gibi defalarca pek çok farklı şekilde yaşamış biri olarak, şimdi ben nasıl diyeyim “Şu şarkı var ki tam olarak beni anlatıyor!” diyemem elbette. Ama kimileri var ki belli anlarda mütemadiyen aklımda dönüp durmaktadır:
 
Örneğin; güneşli, huzurlu, parlak günlerde... Ağaçlık, oldukça sakin bir yol boyunca yürüme ihtiyacıyla birlikte kafamda Gevende’den Şeker çalar genelde. Sadece akıp giden müzik değil, hikayeyi anlatan çocuğun neşesi de yakalar beni. Eğilip yanaklarından öperim. Şımarır. Olsun, varsın şımarsın biraz. Cıvıldasın işte neşeyle.
 
Ama her daim parlak olmuyor günler elbette. Müthiş mutsuz olduğum kimi zamanlar olur. Öyle ki; ne bağırmak, ne ağlamak alıp götürmez iç sıkıntımı. Olaylar, durumlar, içimi sıkan kişiler (ki ben de olabilirim bu sıkıntıyı yaratan) yok oluversin isterim. Huzur isterim işte daha nasıl açıklayayım. “Offfff!” demek isterim sadece, beni sıkanların yüzüne yüzüne. İşte o zamanlarda da Demet Evgar’la Kemal Hamamcıoğlu girer kafamın içine, Mak Mek Mok’u söylemeye başlarlar susmadan. Defalarca aynı şarkıyı söylerler saatlerce, günlerce, haftalarca. Hiç insafları olmaz böyle zamanlarda bana.
 
Bir de çok durgun olduğum zamanlar var. Hafif hüzün eşliğinde Mreyte ya Mreyte sarar sarmalar beni. Sözlerini çok sonrası öğrendiğim bu şarkının esas çekiciliği müziğindedir bana sorarsanız. Gelir yanıma uzanır gibidir. Saçımı okşar yavaş yavaş. Başkaca bir şey düşünmeksizin sadece müziğine odaklanabildiğim nadir şarkılardandır.
 
Tabii bu sakinlikteki bana, “Sevdaya dair de bir şey söyle” derseniz sizi şaşırtmam, pek sevgili Bülent Ortaçgil’i çağırırım yanımıza. Belki Birsen Tezer de gelir hatta. Kimseye Anlatmadım’ı söylemeye başlarlar. Kimi insan için (meselâ Cansu için) bu akıl almaz bir olaydır. Ama işte benim dünyama aşk geldiğinde; sevgiyi de elinden tutar gelir, ve takdir edersiniz ki sevmek ancak anlamakla mümkündür. 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam