20/04/2015 | Yazar: Kaos GL

Şarkıların söylediği ilk konuğumuz Yıldız. Bakalım şarkılar onu nasıl söylemiş…

Şarkılar bizi söyler – Yıldız’ı söyleyen şarkılar Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Bazen bir şarkının nakaratında, bazen bir dizesinde… Aşık olduğumuzu ilk anladığımız anda, aşkımızı bir sır gibi içimizde tuttuğumuzda, terk edildiğimizde, terk ettiğimizde, olmadığında, olamadığında ama hep şarkılarda! Aşkımız da şarkılarda hayal kırıklıklarımızda; suskunluğumuz da bağıra bağıra ağlayışlarımızda…
 
“Şarkılar bizi söyler” dedik ve şarkılarımızı paylaşmaya karar verdik. Sen de seni söyleyen şarkını ve sende yarattığı hisleri, neden seni söylediğini veya şarkıyla ilgili anılarını birkaç fotoğrafla birlikte web@kaosgl.org’a gönder, yayınlayalım. Şarkılarımızla anlatalım hallerimizi…
 
Şarkıların söylediği ilk konuğumuz Yıldız. Bakalım şarkılar onu nasıl söylemiş…
 
“Ağlama anne benim için ağlama”
 
“Ağlama anne benim için ağlama, ben de herkes kadar aldım acılardan.” Ajda Pekkan’dan belki milyon kez dinlemişimdir bu şarkıyı ama beni çarpması Ziynet Sali’ye kısmetmiş. Akustik performansını dinlediğim an vuruldum. Elimdeki sigaradan derin bir nefes çektim, kahveyi soğumaya bıraktım. Her sözünde kendimden geçtim. “İlk yenilen biz değildik elbet, gün oldu dünyaya küstük” ile başlayan maceram Ziynet Sali’nin o güçlü sesiyle, yürekten hissederek “Sen ne olur çocukluğumu sakla” demesi ile bir iki damla gözyaşıyla devam etti.
 
Neden çarptı bu kadar bilmiyorum bu şarkı. Belki arabesk seven halimden dolayı vurdu beni. Belki anacığımı kaç zamandır görmediğim için… Ama eğer bir şarkı söyleyecekse beni o da bu olmalı. Hani bazen olur ya utanmadan sıkılmadan ağlamak istersin; çevrendekilerin bakışlarını umursamadan, ardından gelecek bin türlü dedikoduya kulak asmadan, “Acı çekiyorum la var mı ötesi” demek istersin… Sanırım sırf bu yüzden dahi sevmiş olabilirim bu şarkıyı.
 
“Zorê mi şino”
 
İkinci şarkım ise Mehmet Atlı’dan “Şino Nino”. “Şino şino şino, zorê mi şino” diyor ya Mehmet Atlı, işte demesin onu. O öyle dedikçe benim zoruma gidiyor. Bu kadar oynak gözüken bir şarkı bu kadar mı acı olur. Çaresizliğimi hatırlatıyor bana. Dışı oynar içi ağlar, denir ya hani. İşte öyle bir şey. Ne güzel, ne tatlı anlatıyor zoruna gittiğini. Gidip gelmeleri zorumuza gidenler olmuştur. Gizli gizli gelmeleri. Kimselerin bilemeyişi. Bilmelerinden korkmaları. Onlar korktukça bizim de yok olmamız. Evin içinde el ele göz gözeyken, en yakın dostların yanında bile “tanıdık” düzeyine düşmelerimiz. Vallahi hâlâ zoruma gidiyor.
 
Sen gizlisin anladık gülüm de, “Se vajî ka se vajî?” 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam