13/04/2023 | Yazar: Umut Güven

Nuri Harun Ateş’le kısa kısa: Amacım dinleyenleri provoke etmek değil onları dönüştürebilmek yani en azından sakince beni anlamalarını sağlamaktan başka bir şey değil.

“Şarkılarım benim hikayemin dışavurumu” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi, Transfobi ve İnterfobi Karşıtı Gün, 17 Mayıs Derneği’nin düzenlediği festival tadında etkinlikler dizisi ile 13 - 17 Mayıs 2022 tarihleri arasında Ankara'da kutlandı. Bu kutlamalar kapsamında birlikte olduğumuz isimlerden biri de Nuri Harun Ateş oldu. “Nedir bu normal?” diyerek başlayan konserde Nuri Harun Ateş, lubunyaların 17 Mayıs’ını kutlayarak şarkılarını fobinin olmadığı bir dünya için seslendirdi.

Ben de bu etkinlikleri heyecanla takip eden biri olarak Nuri Harun Ateş ile bir araya gelerek geriye bu küçük keyifli sohbetimizle bir iz, bir anı bırakmak istedim ve Kaos GL Dergisi için merak ettiklerimi kendisine sordum.

Keyifli okumalar!

Bizler Nuri Harun Ateş’i tanıyoruz… Peki, bizler tanıyana kadar geçen yolculuk nasıldı? Nuri Harun Ateş’in müzikle olan yolculuğunu kısaca sizden duymak çok isterim.

Şimdi geriye dönüp baktığımda varoluşumu onaylamayan bir kalabalığın içine doğduğum için göğsümde taşıdığım dev bir boşlukla büyüdüğümü fark ediyorum. İnsan ister istemez o boşluğu doldurmak için yollar arıyor. Benim yolum sahneye çıktı diyebiliriz. Sanat bunca manasızlığın içinde yakalayabildiğim tek sağlam daldı. İyi ki tutunmak için hiç tereddüt etmemişim.

“Göğsümde taşıdığım dev bir boşlukla büyüdüm”

Söz müzik size ait olan Ay’ı ya da Bülent Ortaçgil’in Normal’ini sizden ne zaman duysam heyecanlandığımı söyleyebilirim. Böyle birçok parçanız var. Toplumsal normlara ve yasaklara meydan okuyan parçalar sanki. Sanat anlayışınız aktivizmle kesişiyor ya da dinleyenlere “özgürlük” adına bir şeyler anlatıyor diyebilir miyiz?

Tabii ki, hepimizin derdi bu, içimizden geldiği gibi, tanımların içine hapsedilmediğimiz hayatlar yaşayabilmek. İster aktivizim deyin ister dürtüsel bir dışavurum, hepsi aynı yere varıyor.

Peki bu parçaların hikayeleri var mı? Sizden çıkıp bize ulaşana kadar bir üretim sürecinizde neler oluyor, neleri düşünüyorsunuz veya sizin için bu süreçte önemli olan nokta ne?

Kendi yazdığım şarkılar da, sevdiğim için yorumladığım şarkılar da benim hikayemin dışavurumu aslında. İçimle, aklımla örtüşmeyen hiçbir eseri yorumlamıyorum çünkü sahnede yalan söylemeden durmanın keyfi paha biçilemez.

“Amacım dinleyenleri provoke etmek değil onları dönüştürebilmek”

Peki ya Türkiye’de sanatçı olmak desem… Hiç kendinizi sansürlediğiniz ya da söylemek istediklerinizi tekrar düşündüğünüz oluyor mu?

Olmuyor, içimdeki öfke buna izin vermiyor. Tabii ki ağzımdan çıkmadan kimseyi rencide etmemek, ayrımcı, ilkel bir yerden konuşmamak için bir otokontrolüm var. Çünkü amacım dinleyenleri provoke etmek değil onları dönüştürebilmek yani en azından sakince beni anlamalarını sağlamaktan başka bir şey değil. 

Hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz, peki Nuri Harun Ateş bu zor zamanları nasıl deneyimliyor? Konserde sizi izlediğimde, her şeye karşı pozitif enerji ve gullümle yaklaşıyordunuz, günlük hayatta da bu böyle mi?

Açıkçası zaman zaman yerden yere vurulan, önyargılarla baştan kaybetmiş bir olarak kendimi ifade etmeye çalışıyorum.

Nadir de olsa yazılan, yapılan şeylere öfkelendiğim oluyor ama sakin kalıyorum. Çünkü amaç bağcıyı dövmek değil onu asgari insan hakları düzlemine çekebilmek. Bunu hiç unutmuyorum artık.

Peki ya o sahne kostümleri! Görsel bir ziyafet… Sahneye hazırlanma ve kostümlerinizi seçme süreçleriniz çok keyiflidir diye düşünüyorum, sizi izlemek oldukça keyifli çünkü. Nasıl hazırlanıyorsunuz bir konsere veya video kliplerinize?  

Bu konuda hep çok şanslı oldum. Ülkenin, tüm dünyada şahane işlere imza atmış en iyi tasarımcılarından Evrim Timur gibi bir dostum var. Onun yaratma gücü ve uygulamadaki ustalığı sayesinde kafamda yarattığım imajlardan çok daha büyülü bir konstrüksiyona kavuşabiliyorum. 

Öncesinde de hep böyle şahane tasarımcı dostlarımla çalışma şansına sahiptim. Dünya çapında bir sanatçı olan Fırat Neziroğlu, yine deri tasarımcısı harika dostum Murat Aytulum hep bir telefon uzağımdalar, bu yüzden minnetle doluyum.

Peki şu sıralar neler yapıyorsunuz, yeni çalışmalar ve belki yine pride coşkusunu evlerimize getiren parçalar bu yaza eşlik edecek mi?

Masal gibi bir temenni şarkısı var sırada. Şahane Sezen Aksu’nun “bakarsın umduğundan iyi geçer yaz” cümlesi gibi bir aşk şarkı bu. Adı “Saklanır Nisan”, umarım dinleyenlerin içinde çiçek açtırır.

Kaos GL Dergisine ulaşın

Bu yazı ilk olarak Kaos GL Dergisinin Kurumsal Politikalar dosya konulu 185. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Video Haber İkon  İlgili Video:


Etiketler: kültür sanat
2024