06/03/2017 | Yazar: Kaos GL

3 Mart Seks İşçileri Günü etkinlikleri kapsamında Ankara’da yaşayan seks işçisi trans kadınlar OHAL ile birlikte artan hak ihlallerini anlattılar.

Seks işçilerine her gün OHAL’di, hâlâ da öyle… Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

3 Mart Seks İşçileri Günü etkinlikleri kapsamında Ankara’da yaşayan seks işçisi trans kadınlar OHAL ile birlikte artan hak ihlallerini anlattılar.

                                                      Fotoğraflar: Asya Leman

Pembe Hayat’tan Demhat’ın moderatörlüğünü üstlendiği toplantıda, ilk konuşmacı Gani Met, “OHAL’in ardından tanıdığım tüm suçlular cezaevlerinden çıkarıldı” diyerek konuşmasına başladı. OHAL ile birlikte siyasilerle dolan cezaevlerini boşaltmak için bazı suçluların salıverilmesinin kendileri için bir tehlike olduğunun altını çizen Gani Met ayrıca bu süreçte, daha önce kazanılan hakları kaybettiklerini hatırlattı.

Kazanılmış haklarımızı yitirdik

Gani Met sözlerine, “Polise karşı dilimiz değişti, eskiden haklarımız var diyorduk şimdi haklarımızı ifade anlatabileceğimiz bir süreçte değiliz, tamamen keyfi uygulamalar ve doğrudan polis şiddeti ile karşı karşıyayız” diyerek devam etti. OHAL ile birlikte seks işçilerine kapatılan sokaklar nedeniyle açlık sınırının altında yaşadıklarını ifade eden Gani Met, OHAL’den önce de mutsuz olduklarını ancak bu defa mutsuzluğu toplumun tüm kesimleriyle birlikte paylaştıklarını ekledi.

Birlik olmak zorundayız

Ankara’da pompalı tüfekle vurulan ve devam eden sağlık sorunlarının evden çıkmasına izin vermemesine rağmen konuşmacı olarak toplantıya katılan seks işçisi Aydan ise mücadelenin öneminden bahsetti. Pompalı tüfekle bacağından vurulan Aydan, hastane sürecinde trans olduğu için ayrımcılığa uğradığını ve yaşadığı nefret saldırısının toplumda ses getirmediğini anlattı.

Saldırının ardından, evini kapatmak zorunda kaldığını, bu süreçte çalışamadığı için hayatını LGBTİ aktivistlerinin yardımlarıyla sürdürdüğünü anlatan Aydan, “bizlerin ‘biz’ olarak mücadele etmekten başka şansı yok, bizim bizden başka dostumuz yok” diyerek trans seks işçisi arkadaşlarını bir arada mücadele etmeye, birlik olmaya çağırdı.

Bize sunulan; aç kalmak ya da hapis yatmak

Bir diğer konuşmacı Nazar, OHAL döneminde geçen 6763 sayılı torba yasa ile değişen TCK’nın 227. maddesinden bahsetti. Bu yasanın, kartlarla çalışan seks işçileri için, “fuhuşun reklamını yapmak” gerekçesiyle hapis cezası öngördüğünden bahseden Nazar, “sokaklarda çalışmak zaten tehlikeli, OHAL’de sokaklarda çalışmamız da zorlaştırıldı, müşteri bulabileceğimiz tek yer kart ve sosyal medya araçlarıyla reklam yapmak fakat ona da hapis cezası getirdiler. Bu uygulamalar ya ‘çalışma, açlıktan öl’ ya da ‘hapis yat’ demekten başka bir şey değil” diyerek süreci değerlendirdi.

Hiç bir hal bizi mücadelemizden vazgeçiremez

Son konuşmacı İzmir Siyah Pembe Üçgen Derneğinden Demet, OHAL sürecinin seks işçileri için yeni zorluklar getirdiğini ama özellikle trans seks işçileri için hiçbir zaman “normal hal” olmadığını ifade etti. “OHAL ile birlikte kapatılan dernekleri gördükçe, bizlerin evlerinin mühürlenmesi geliyor aklıma, bize her gün OHAL’di hala da öyle” diyerek konuşmasına devam eden Demet, “hiçbir özel hal seks işçilerinin ve trans kadınlarının mücadelesini, var oluşunu engelleyemez” dedi.

Toplantı seks işçilerinin birlik ve dayanışma mesajlarıyla sona erdi.


Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
İstihdam