10/03/2010 | Yazar: Kaos GL

“Eşcinsellik hastalıktır ve tedavi edilmesi gereklidir açıklaması nedeniyle köşe yazarlarından da Kavaf’a tepki var.   Selma Aliye K

“Eşcinsellik hastalıktır ve tedavi edilmesi gereklidir açıklaması nedeniyle köşe yazarlarından da Kavaf’a tepki var.
 
Selma Aliye Kavaf’a İtirazım...

Çok üzüldüm!..
Hürriyet’te manşeti gördüğüm pazar günü, içim cız etti...
Daha birkaç gün önce New York’ta Birleşmiş Milletler oturumunda izlemiştim onu...
Türkiye’de “Kız-erkek bütün çocukların okuması için yaptıkları seferberliği anlatırken...”
Selma Aliye Kavaf muhafazakâr bir hükümetin Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanı...
Selma Kavaf’la benim düşüncelerim aynı olmak zorunda değil...
Aynı olmadığı için üzülecek de değilim...
Onun kılık kıyafet, hayata bakışıyla benimki aynı olmayabilir...
Ama “eşcinselliği tedavi edilmesi gereken bir hastalık” olarak gördüğünde, içim cız eder, üzülürüm...
***
Eşcinsel çocuğu, yakını olan aileler adına, eşcinsel olan insanlar adına ve hayatı kimseler için ötekileştirmeyen bütün insanlar adına üzülürüm...
Selma Hanım farkında mı “Onlar hastalar, tedavi edilmeliler!..” diyerek o insanları nasıl dışarıya ittiğinin?..
Eşcinsellik dünyada 1973’ten beri hastalık olarak değerlendirilmiyor...
Dünya literatüründe hastalık olarak değerlendirilmeyen bir eğilimin sahiplerini “hastalıklı” nitelemenin, o insanları ve aileleri ne kadar üzeceğinin farkında mı Selma Hanım?..
Bakan’ın bir sözünden cesaret alacak insanların, o kişilere nasıl bakacaklarını düşündü mü peki?..
Belki çevresindeki birkaç “muhafazakâr aileden alkış almıştır” bu sözlerinden sonra...
Ama bilmeli ki “ötekiler” bazen azınlık olabilir...
Ama “azınlıklar da bizzat insanlıktır...”
Bunu en iyi bilmesi gereken Selma Hanım değil midir?..
 
Gazete Vatan – Reha MUHTAR
 
 
 “Eşcinselliği hastalık gören, Kurtlar Vadisi izleyen bir kadın bakanımız var…”
 
Göründüğü gibi çıkmayan bir yeni bakan daha var gündemimizde…
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı S. Aliye Kavaf’ın, Hürriyet Gazetesinde Faruk Bildirici tarafından hazırlanan Puzzle Portreler’e yansıyan bazı görüşlerini okuyunca şaşırdım, kaldım. Genelde, kamuoyuna naif ve hoş bir görüntü veren bir bakan olarak tanırdım.
Yaptığı söyleşide, hadi Kurtlar Vadisinin verdiği mesajları ilginç bulmasını bir yana bırakalım, Eşcinseller hakkındaki görüşleri beni hayretler içinde bıraktı.
Sayın Bakan, Eşcinselliği bir hastalık olarak görüyormuş. “Tedavi edilmesi gereken birşey bence” diyor.
2010 yılında, Türkiye gibi bir ülkede bakan düzeyine çıkmış birinin bu kanıda olabilmesini ben kabul edemiyorum.
Eşcinselliğin ne olduğunu artık herkes biliyor. Üstünde o kadar kitap yazıldı, bilimsel araştırma yapıldı ve bunun bir Gen sorunu olduğu o kadar yaygın bir bilgi ki, Sayın bakanın internette basit bir araştırma yapması yeterdi.
Buna ne demeli ?
Cehalet mi diyeceğiz, yoksa ne ?
Sayın Bakan imajını fena yıktı…
 
Milliyet – Mehmet Ali BİRAND
 
 
Köşelerden Sorumlu Bakanlık, Neden Olmasın?
 
Geçen hafta gündemin yıldızı, gaf konusunda hat-trick yapan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf oldu. Kavaf, önce televizyon dizilerini sakıncalı bularak ebeveyn izleme kurulları gibi muğlak bir oluşumun insafına bırakma, yani bir tür sansür uygulama niyetini açıkladı. Ardından verdiği röportajda, severek izlediği ve önemli mesajlar aldığı tek dizinin Kurtlar Vadisi olduğunu belirterek; öpüşme-sevişme olmasın ama silah ve şiddet olabilir icabında gibi bir algıya yol açtı. Sonuncu gafını ise “eşcinsellik hastalıktır, tedavi edilmesi gerek” vurgusuyla yaptı.

Bakan Kavaf’ın, toplumu zapturapt altına alma şevki nedeniyle Başbakan’a ilham kaynağı olmasından korkuyorum açıkçası. Kimsenin aklına bir şey getirmek istemiyorum ama yazmadan da duramayacağım. Başbakan, hazır köşe yazarlarına bu kadar takmış durumdayken, ister misiniz bir de Köşe Yazarlığından Sorumlu Devlet Bakanlığı icat etsin. Bunun başına da geçen haftaki çıkışından ilhamla Aliye Kavaf’ı getirsin. Çocuklar mazallah 7 yaşında okumayı öğreniyor, gazeteler de uluorta satılıyor deyip bir taşla iki kuş vurmaya kalksın. Görelim bakalım o zaman neler olur?

Ekşi İle Babahan Yıldızlaşır
Geçtiğimiz hafta, köşe yazarlığı alemi, Bakan Kavaf’ın Meclis’ten hiç de yabancı olmadığı üslupta bir tartışmaya sahne oldu. Konusundan ziyade üslubuyla öne çıkan tartışmada Oktay Ekşi’nin “o bacaksızı doğduğu yere kadar kovalayacağım” sözüne, Babahan’dan “Ekşi suratlı adam bir daha anneme laf edersen seni doğduğuna pişman ederim” gibi bir yanıt geldi. Kendisi Kurtlar Vadisi izleyicisi olan Bakan Kavaf’ın, biri eski kurt, biri Eşrefpaşa delikanlısı bu iki yazarın şiddet dolu polemiğini hoş karşılayacağını umuyorum. Yani Kavaf’ın olası Köşe Yazarlarından Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda yıldızlaşabilir bu isimler. Aralarına Şamil Tayyar ve Ahmet Kekeç gibi üslup açısından Meclis ortalamasını rahatlıkla tutturabilecek yazarları da alırlarsa şahane bir polemik ekibi oluşur. Şiddet düzeyi açısından Kurtlar Vadisi’ni aratmaz hem. Hep mi Kurtlar Vadisi diye itiraz eden olursa, Oktay Ekşi-Ergun Babahan ilişkisinde, aslında başka bir iktidar senaryosunda Ezel dizisinin dayısıyla yeğenini oynayacak potansiyel de görüyorum ben.

Ayşe Arman Tehlikede
Dizi filmlerdeki erotik sahnelerden ‘irrite’ olan Bakan Aliye Kavaf’ın, Ayşe Arman’a tahammül etmesi de zor görünüyor. Düşünsenize dizilerdeki bazı sahnelerin kontrolü için Ebeveyn İzleme Kurulu oluşturmayı bile düşünüyormuş Aliye Kavaf. Hatta olmazsa şifreli kanala da alınabilirmiş televizyon dizileri. Bunları duyunca tabii ister istemez insanın aklına haftada en az bir kere seks bahsi açmadan durmayan Ayşe Arman geliyor. Hem bu Ayşe Arman, bununla da kalmıyor ki, gidiyor eşcinsel hakemle falan röportaj yapıyor, üstüne üstlük Bakan Kavaf gibi tedavi olmasını da önermiyor eşcinsellere. Köşe yazarlarının kontrolü Bakan Kavaf’a verilirse Hürriyet gazetesi Ayşe Arman’ın yazdığı günler poşetle çıkabilir yani.

Esra Erol Yükselir
Televizyonda meşhur olup köşe yazmaya başlamış pek çok isim var. Köşe yazarları, toplumu disipline etmeye meraklı Bakan Aliye Kavaf’ın sorumluluğuna verilirse televizyondan tanıdığımız bir isim özellikle yükselebilir. Kim derseniz, Esra Erol. Niye derseniz, tam da Aliye Kavaf’ın idealindeki gibi aileler kurmaya çalışan program yapıyor bir defa. Eşcinsellere karşı tutumu, tıpkı Bakan Kavaf gibi. Üstüne üstlük geçtiğimiz günlerde AKP’yi eleştiren bir konuğu stüdyodan da kovdu. Yani Başbakan’ın Türkiye’de arayıp bulamadığı ideal köşe yazarı olur Esra Erol. Öyle Yunanistan’a falan gitmeye gerek kalmaz böylece.

Bu ne böyle; ‘yengemin bıyığı olsa amcam olurdu’ yazısı demeyin? Bakanların bunları söyleyebildiği, Başbakan’ın köşe yazarlarını patronlarına şikâyet ettiği, Başbakan Yardımcısı’nın gazetecilere “Tuu size…” dediği ülkede her şey olur. Köşe Yazarlarından Sorumlu Bakanlık kurmak da ancak böyle bir iktidara nasip olur. Köşe Vuruşu her zaman köşecilere vuracak değil ya, top bazen kafalardan seker, ‘şeref’ tribünündekilerin kucağına düşer.
 
BirGün – Ümit ALAN


Etiketler: insan hakları
nefret