01/12/2015 | Yazar: Narin Yükler

Sahneye çıktığında heyecandan sesimin mekânın bütün tiz sesini bastıracağını sandım.

Ses’ini benliğime damıtan kadın Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Narin Yükler’in Ayraç rumuzuyla 10. Kadın Kadına Öykü Yarışması’nda Jin Jiyan Azadi Özel Ödülü alan öyküsü: Sahneye çıktığında heyecandan sesimin mekânın bütün tiz sesini bastıracağını sandım.

‘’Geçen hafta intihar eden arkadaşımız Yağmur’a…’’ diye  anons  etti ilk şarkısını sahnedeki kadın…

“Mikrofonu tutan zarif elleri,tel tel kirpikleri…

Yüzünü büsbütün kaplayan saçlarının sol ayrımında gözlerinin görünmesi ile takıldım kirpiklerine.

Arkadaşı için ıslanan kirpiklerine…

Oturduğu yerden kısa görünen boyu,giydiği çan etek ve bol denilebilecek yeşil bluz ile daha kısa görünüyordu.Kızıl saçları ve saçları ile uyum içindeki parlak taşlı kolyesiyle uyum içindeydi.Küçük burnu ve dolgun dudakları…

Dudaklarına dökülen gözyaşları değdi yüreğime…

Gözyaşı  ses oldu cümlelerine:

‘’O sadece sevmişti…’’

Bitiremeden cümlesini sahneyi terk etti.

    ***

Mekândan çıkınca duvarda asılı duran afişten program günlerine baktım.Cumartesi…Bir sonraki program cumartesi olacaktı.

Eve vardığımda gün ağarmak üzereydi.Sabah saat 10:00 da sergi açılışı olacağı için uyumalıydım.Uyuyamadım …

Akşamki sahneyi kurdum binlerce kez zihnimde.Kızıl saçlar,ıslak kirpikler,ve o ses...Başkalaştıran büyüleyen metafor…Peki ya o cümleler…

İntihar !  Neden intihar etmişti ?

Yarınki sergiye son bir tablo yapsam, intiharı mı çizsem acaba?

Sevmiş de mi intihar etmişti?

İntihar hangi renkti? Kırmızı mı,simsiyah mı?

Nasıl da güzel söylüyordu şarkıyı…Sesi ruhumu çiziyordu adeta… Bu karmaşık düşünceler arasında gidip geldiğimden olsa gerek saati kurmayı unutmuş ve uyuyakalmıştım.Evden çıkmam gereken saatte uyanınca hemen ilk bulduğum elbiseyi giydim, saçlarımı bir toka yardımı ile tutturup aynaya bakmadan evden çıktım.Zaten aynalar güzel olduklarını   söyleyemezlerdi insanlara, sesleri yoktu çünkü…Buna karar veren kendi iç sesimizdi.

Sergi salonuna vardığımda yardımcım beni salon girişinde endişeli gözlerle karşıladı.

‘’Sevinç  hanım nerelerdesiniz?’’

‘’Endişelenme,henüz vakit erken yoğunluk yok.’’

Gün boyunca tablolarım arasında gezinen kadınları izledim.Hiç biri yüreğime sesini damıtan kadına benzemiyordu.

***

Cumartesi günü programın başlamasına iki saat kala trafiğe takılmamak için evden çıktım. Vardığımda henüz başlamamıştı.Oturduğu sandalyeye,mikrofona,sahneye baktım.Çizebilir miydim acaba bunun resmini? Belirsizlik hangi renkti? Nasıl çağırırdı insanı? Sesi var mıydı?

Sahneye çıktığında heyecandan sesimin mekânın bütün tiz sesini bastıracağını sandım. Olmadı. Başlamadan bitirdi…

‘’Özür dilerim bugün arkadaşım Yağmur’un ailesine gideceğim, programa başka bir arkadaş devam edecek.İyi akşamlar.’’

Bu da neydi,yok muydu yani bugün? Duyamayacak mıydım yani sesini?

O sahneden ayrılırken ben de hemen çıkış kapısına yöneldim tam çıkmak üzereyken yakalamıştım kendisini.

‘’Merhaba’’

‘’Merhaba’’

‘’Sevinç  ismim’’

‘’Yonca ben de ‘’

Yonca,Yonca…Bunca  yıl resmettiğim o savunmasız narin çiçek,bu kadar nazlı olmazdı.

‘’Buyurun bir şey mi istediniz? ‘’

‘’Ben de gelebilir miyim? Yağmur’un evine…’’

‘’Onu tanımıyorsunuz’’

‘’Evet ama gelmek istiyorum.’’

 ‘’Tamam…’’

İstanbul’un eski semtlerinden birine vardığımızda saat 21:00 idi.Kapıyı açan olmadı.Israrla çaldığımızı gören karşı dairenin penceresinden sarkan orta yaş kadın ‘’Onlar evde yok kızım.Utançlarından terk ettiler buraları.’’

‘’Biraz yürüyelim mi?’’

Yirmi dakikaya yakın yürüdük ,ama hiç konuşmuyordu. ‘’Yağmur kimdi?’’ diye bozdum sessizliği,sevmezdim sessizliği… ‘’Sevgilimdi’’ dedi ve o an sokaktan geçen bir taksiyi durdurarak hızla taksiye bindi.’’Yarın saat 10:00’da Taksim’de ol’’ dedi ve gitti.

***

 Tam vaktinde Taksim’deydim…Gittikçe kalabalıklaşan bir kitle,ellerinde dövizler pankartlar ve bir kadın fotoğrafı taşıyorlardı.Yonca elindeki fotoğrafla bana doğru yürüdü.

‘’Hoş geldin.’’

‘’Yağmur mu?’’

‘’Evet.’’

Dövizlerde ve pankartlarda yazılanlardan Yağmur’un neden öldüğünü,neden intihar ettiğini anlayabiliyordum.Yonca ile ilişkisini öğrenen mahallelinin baskısı ve ailesinin ölüm tehditleri…Bunlar Yağmur’u susturmuştu.

 Susmak hangi renkti?

 Hangi sestendi?

Notası var mıydı intiharın?

Rengârenk giyinmiş kadınlar,erkekler,translar…

Hepsi..hepsi yağmur’a ses olmaya,kendilerine ses olmaya,seslerini duyurmaya gelmişlerdi.Yanımdan geçen oldukça esmer tenli bir kadının taşıdığı dövizteki her harf ses oluyordu Yağmur’a;

‘’Benim tercihim.’’ Yazıyordu.

Gözlerim yine Yonca’ya ilişti,keşke hep iliştiği yerde kalsaydı…

‘’Daha önce böylesi bir intihar yaşanmış mıydı Yonca?’’

‘’Bir çok defa.Tercihinden dolayı ya bir aile çocuğunu infaz etti,ya bir çocuk intihar.Ya suçlu bulundu ceza aldı gün aşırı ya da toplum tarafından dışlandı.’’

‘’Peki sen ne hissediyorsun Yağmur’un intiharı hakkında ?’’

Sessizlik…Sessizlikten ses olur mu? Susarken ses çıkarabilir mi insan?

‘’Yürüyelim mi?’’ 

‘’Evet’’

Gecenin son karanlığına kadar yürüdük.Hiç ses etmeden…seslenmemiz için konuşmamız gerekmiyordu artık birbirimizle.Bir şarkı bozdu sesli sessizliğimizi.benliğimi dile getiren,beni konuşturan sesi.Beni ısıtan,beni üşüten sesi…

 ‘’Sabah olmak üzere ,eve gidelim.’’

***

‘’Sevinç ne yapıyorsun,yani ne iş yapıyorsun?’’

‘’Ressamım.Renk çizerdim,renk görürdüm,renk söylerdim.Şimdi ses görürüm ses çizerim ses söylerim…Bana bir şarkı söylene,benim için,Yağmur için,bizim için.’’

‘’Yanıma gelirsen,yanıma,yastığıma…’’

Elini tuttum.Sesi içimi okşadı yine.Dokundu yüreğime…Bir dokundu ,bir çekildi.Bir dokundu bir çekildi…Soğuktu sesi..Sıcaktı belki ,bilemedim…Üşürken terledim bu sebeple.Sıcaktı…Titrekti…Söyledikçe yittim..Seslendikçe bittim.Gözlerim ıslandı,gözleri ıslandı .Yaşlar düştü üzerime,gönlüme,ses oldu orada, uyandırdı beni.

Ses hangi renkti? Ya ben…Biz…Söylesene kaç aşk yiterken ses oluyordu ötekilere?Kaç yitik beden doğururdu nicesini…Kaç aşık kadın ,kadın ruhuna ses olabilirdi? Kadın ruhu ve kadın bedeni arasındaki mükemmelliğe kaç kadın erişebilirdi? İntiharlar bitirebilir miydi  ses’imizi? Ses katardı belli ki seslerimize…

Titreme…

Öp aralıklarımı…

Ses ol bedenime…Dokun… Ses’in ses’i olsun bedenimin,ruhumun…

Ses’in ses’im olsun…

Ses’imiz olsun…


Etiketler: kadın
İstihdam