28/02/2019 | Yazar: Ali Erol

TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın “aileyi koruma” ödülü takdim ettiği Akit’in nefret söylemi üretme, yayma ve takipçilerini teşvik yayınları Ocak ayında salgına dönüştü.

“Şimdi bana ayrımcı vs gibi laf eden olacaktır” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın “aileyi koruma” ödülü takdim ettiği Akit’in nefret söylemi üretme, yayma ve takipçilerini teşvik yayınları Ocak ayında salgına dönüştü.

Sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks) varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobiknefret söylemi içeren haber ve yorumları ele aldığımız 2019 Ocak ayı dosyamızı, Akit’in nefrete teşvik ederek karşılıklı paslaştığı internet sitesi takipçilerinin saçtığı nefret kapladı.

AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın “aileyi koruma” ödülü takdim ettiği Akit’in nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik yayınları Ocak ayında salgına dönüştü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde “Piçlerin yetiştirilmek istendiği bir toplum meydana getirilmek isteniyor” ifadelerini sarf ettiği videosunu yayınlayan Yeni Akit, hızını alamayarak “aile düşmanı” dediği feministlere,Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi”ne (ETCEP), oradan çocuk yaşta evliliğe mani olanlara karşı saydırıyor. Yetinir mi! Nefretini Kaos GL’ye bağlamazsa rahat edemeyen Yeni Akit, “sapkınlar, “devlet kurumlarına dahi sızan homolar”, “kamu düzeni”, “gayri ahlaki” diye klasik nefret tekerlemesini çeviriyor ve nefret söylemi teşvikine teşne “duayen hukukçular” ile perdeyi kapatıyor:“KaosGL’nin Türkiye için bir tehdit haline geldiğini belirten duayen hukukçular, kapatılması gerektiği yönünde görüş bildiriyor.”

Akit’in Harun Sekmen imzalı “Sapkınlık eğitimden elini çekmiyor” başlıklı nefret bülteni, “sapkınlar”, “ahlaksızlar” diyerek klasik nefret söylemiyle saydırıyor ve konuyu gene “eşcinsel sapkınlar” ile “sapkınların çatı kuruluşu Kaos GL”ye bağlıyor. Homofobik ve cinsiyetçi söylemi ile hedef gösteren, ihbarını yapan Sekmen ve Akit’in pasını okurları ve takipçileri alıyor: “Sapkınlık eğitiminden elini çekmiyorsa devlet nerede?”

“Bu sapık ALLAH'sızlara DEVLET-HÜKÜMET olarak ses çıkarmazsanız veya çıkaramazsanız bizler, vatandaş olarak çocuklarımızı okullara gönderemeyiz.SİZ YETKİLİ VE ETKİLİLER BU SAPIKLARIN YAPTIKLARINDAN HİÇ Mİ HABERDAR DEĞİLSİNİZ???TÜM MİLLETİMİZi; Bu sapık emellerine alet etmeye çalışan bu ALLAH'sızlara dur demeyen,BAKAN'ındanmüsteşarına,genel müdüründen okul müdürlerine ve bu sapıklığı MİLLETİMİZE AŞILAMAYA yemin etmiş bu sapkın öğretmenlerin derhal görevlerine son vermezlerse, HEM BU DÜNYADA, HEM DE ÖBÜR DÜNYADA BU OLUP BİTENLERE SEYİRCİ KALAN TÜM YETKİLİ VE ETKİLİLERİN YAKASINDA OLACAKTIR!”

Akit’in nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik ekibinden Ömer Faruk Şahin, “sapkınlık” mı, “LGBTİ hastalığı” mı kararsız olsa da,“Üniversitede sapkınlık hizmeti!” başlıklı ihbar ve hedef gösterme bülteninde, “genç yaşta olur öyle problemler; LGBTİ’yi normalleştirmeyin” diyor. Devamını Akit’in internet takipçileri getiriyor:

“legt(p)edofilterrörüneartik son verelim. pedofilgaylereartikrahatcapedofil diyelim. kadinierkegi fark etmez. ah idam neredesin.”

“EEEEEE HÜKÜMET BU G.....LERİ ASMAYINCA YUMUŞAKÇALAR NİYETİ BOZMUŞ.SİZ BİZİ ÖPMEZ İSENİZ BİZ BU G..TÜ S..T.RİZ DİYE AYAKLANIYORLAR.ADAMLARDA G..T BÜYÜK. İLLA KENDİLERİNİ S....TİRECEKLER.BAKSANIZA ARTIK ÜNİVERSİTELERDE BİLİM DEĞİL G...T S....TİRME ÖĞRETİLİYOR.”

“Velev ki kapattık, ayrıca kalıcı kısırlaştırmak ta gerekiyor”

Akit’in nefret üretme ve teşvik etme fantezisini “LGBTİ’li sapkınlar dehşet saçıyor”a kadar vardıran Harun Sökmen, dönüp dolaşıp gene “Aile düşmanı sapkın dernekler kapatılsın”a bağlamaya devam ediyor.

“Velev ki kapattık, ayrıca kalıcı kısırlaştırmak ta gerekiyor.”

“lezbienlergayler translar tümsapıklar bunlar hastalıklı ruhlardır. tedavisi yoktur. allah ıslah etsin.”

“Yahu Turkiye gibi 99% u musluman bir ulkede bu homoseksuellernasil bu kadar curetkar olabiliyor hala anlayabilmisdegilim. Burada ayni cinslerin evliligi kabul edildiginden bu yana gozlemliyorum bebek arabasi ile dolasan homo ciftlercogaldi. Oncedenhicgormezdim, simdilerde markete her gittigimde mutlaka bir, iki boyle cifte rastliyorum. Evet insanlar ve insan gibi davranilmali onlara da; ancak bu sapikliklarini bu kadar aleni ve resmi hale getirdiler ki toplumda dominant bir yapiolustular; neredeyse kadin erkek ve cocuktanolusan aile yapisi anormal; onlar normalmis gibi bir algiolusmayabasladi ki tehlike bence burada. Cunkucocuklarim bile biraz aciklamamizaragmen iki Annesi olan cocuklarin bizim gibi bir aileden geldiginidusunmeyebasladilar. Insan neyi ne kadar gorursegozualisir; sonra beyin alisir; bu anormallikler kalp de normallik bulursa iste o zaman fitne dunyayi bitirir ki; yapilmak istenen bu ahir zaman fitnesi. Allah muhafaza!”

“Bu travestilerin zaten hepsi psikopat ve saglikli ruh halleri yok olamazda zaten Cunku psikolojileri fena halde bozuk kimlik bunalimi ve cinsiyet sorunu yasadiklariicin ve son derece de saldirgankufurbazlar..bunlara pabucbirakmamak lazım saldirgan olanlara da saldirmaklazim ki görsünler ebelerininkini”

“Hadi pompalitufeklerkeescinselavibaslatalim. Tek tek vuralim . Sayin yazar oldumu simdi . Eeee bunlar her toplumda var bu bir gercek olacaklarda . Iyiyazmisinda . Cozum ne onlarda insan elbet yasamaya haklari var . Soruna cozumUretimolani bizde biliyoruz.”

“Haşarat ilaçlama servisinin telefonu neydi? Acil lazım”

TCK Kadın Platformu’nun“tecavüzü, erken ve zorla evlilikleri meşrulaştıracak yasal değişiklik” girişimlerine karşı ortak açıklamaları da Akit’in cinsiyetçi ve homofobik nefretine maruz kaldı. Akit’in hedef gösterdiği “feminist ve eşcinsel gruplar”a yönelik gazetenin internet sitesi takipçileri ise nefret söylemini üretme ve geliştirmede geç kalmadı:

“Eeeeyvah bu lezbiyen ve i.nelerekaldiysa bizim namusumuzu korumasiyandik biz, toplu tecavuzcü bunlar!”

“bu derneklerin tümü kapatılmalıdır”

“Bu derneklerin derdi reşit olmayan kızların evlenmesi değil.Onların derdi :Topluma LUT KAVMİ'nin ahlaksızlığını süsleyerek püsleyerek benimsettirmek.Şu an iktidarda olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemindekiBAKAN'lar, bu pisliklerin(LGPTİ) TOPLUMUN TÜMÜNÜ HAYVANLAŞTIRMA FAALİTLERİNE ASLA İZİN VERMEMELİDİRLER.Kapısında içeri girmek için beklediğimiz HRİSTİYAN+LGBTİ TOPLUMU Avrupa Birliği' bize (TÜRKİYE'ye) bu pisliklerin(LGBTİ) yaptıkları rezaletleri yasallaşmasına zemin hazırlayan yasanın parçalanıp LGBTİ TOPLUMU OLAN AB'nin yüzüne fırlatılmalıdır.Bu yapılmadığı taktirde,bu sapıklar, toplumu kendileri gibi sapıklaştırmaya son surat devam edeceklerdir.Bunun cezası dabir yönüyle her kese bulaşacaktır.”

“Bu Kanun Mutlaka Çıkmalıdr. Bu Derneklerde Mutlaka Kapatılmalıdır. Devlet Bunlarla Mūcadele Etmelidir. Asla Taviz Vermemelidir. Hiç Şüphesiz.”

“Haşarat ilaçlama servisinin telefonu neydi? Acil lazım.”

“Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na kadar sızdığı ortaya çıktı”

Akit’in salgına dönüşen nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik yayınlarının senenin ilk ayındaki bir başka dalgası ise “toplumsal cinsiyet eşitliği”ne yönelik seyretti.

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” (ETCEP) ile“çocuklara 'cinsiyet eşitliği' adı altında eşcinsellik telkin ediliyor” çığırtkanlığını körükleyen Akit, “ETCEP projesi ile çocuklara 'eşcinsel' sapkınlık aşılanıyor!”  ve “Cinsiyet algısını bozarak eşcinselliği teşvik ediyor” cinsiyetçi, homofobik ayrımcı dezenformasyonlarıyla sadece ihbar ve hedef gösterme görevini yerine getirmekle kalmadı, okur ve takipçilerini de nefrete teşvik etti.

“LGBTİ gibi sapkınlıkları sıradanlaştıran” söylemi ile tanımladığı ve “zırva”“safsata” diye eklediği “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”nin (TCE)Türkiye’nin 2019 yılına ait hedefleri arasında yer verilip Resmi Gazete’de yayımlanan “‘Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na kadar sızdığı ortaya çıktı”haberini paylaşan Akit, internet sitesindeki “okur yorumları”nı gene “coşturdu”.

Ardından gelen dezenformasyon yayınında Akit, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ni gene “eşcinsel sapkınlar”a bağlayan ve “tehlikenin boyutu” olarak “LGBTİ’li sapkınların toplumda daha görünür hale gelmesi”ni gösterdi ve “Fesat sözleşme iptal edilsin” çağrısı yaptı. 

“Yeminle böyle lime lime edesim var”

Öte yandan, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”ne yönelik, Kaos GL Derneğinin kapatılma başvurusunun reddini “büyük sorun” olarak da sunan bir başka kampanyayı Duvar internet gazetesinde eleştiren Berrin Sönmez, “Kendilerine dindar diyen insanlar, şiddetle mücadeleye karşı çıktıkları an “eşcinseller öldürülsün” demekte olduklarını ya fark etmiyor ya da insanların hayat hakkının kendi tekellerinde olduğunu düşünüyorlar.” diye yazdı.

Berrin Sönmez’in “Eşcinsellere şiddeti reva gören dindarlık” yazısında eleştirdiği söz konusu kampanyanın sahibi avukat Muharrem Balcı “takdir takipçilerimin” diye yaptığı twitter paylaşımında homofobik, cinsiyetçi ve kadın düşmanı nefret söylemine teşvikte beis görmüyor:

“Ahlaksız kadın, din düşmanı, erkek düşmanı, azılı feminazi Allah belanı versin senin islamda eşcinsellik mi var!”

“Yeminle böyle lime lime edesim var”

“Dehşete düştüm!!..müslüman kimliği taşıyan bir insan nasıl olur da bu kadar normal karşılar eşcinselliği!!Yazamiyorum sinirden”

“Bu gibiler piyon, bunların şah damarını kesmek lazım. Ama suç bizim iktidarda her boka gücü yeten iktidar, bunlarla baş edemiyor. Belkide destekliyorlar diye aklıma gelmiyor değil”

“Hocam, bu Ne Türk ne de Müslüman...! Çok açıkça belli.. Yeşil Feministlerin Niyetini belli edenlerinden...! "Cinsi Sapık" diye acyip bit tabir var, herhalde bunun gibiler için de kullanılan bir tabir olmalı...!”

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ne karşı muhafazakâr yayınlardan “HÜDA PAR’dan "Cinsel Eşitlik" projesine tepki”“Cinsiyet Eşitliği" ile ne amaçlanıyor?” açıklamalarının sosyal medya paylaşımları etkileşim almakla birlikte “yorum” yapılmadı.

Milli Gazete’nin “Bir Toplumsal Cinnet Projesi: Cinsiyet Eşitliği”, habervakti.com internet sitesinin “ETCEP'in amacı kadın-erkek eşitliği değil!” yazısının twitter paylaşımının da “yorum” almadığı görülüyor.

“Bu insanların yaşam hakkı savunulamaz”

DW Türkçe’den gazeteci Burcu Karakaş’ın, “çocuklarımız yalnız da değil yanlış da” diyenLİSTAG(Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks Aileleri ve Yakınları Grubu) üyesi anne-kız ile yaptığı video-haberin twitterpaylaşımı, “Bu insanların yaşam hakkı savunulamaz” nefretiyle karşılandı. Trans kadın Çağla ve annesi Züleyha ile yaptığı görüşmeyi kişisel hesabında duyuran gazeteci Karakaş’a gelen takipçi tepkisi: “Yaşam hakkı kutsaldır evet ama; insan için fıtratına uygun yaşamaktır kutsal olan. Bu insanların yaşam hakkı savunulamaz. Toplum için bu durum meşru gösterilemez. Sağlıklı hiçbir toplumda bu durum kabul edilemez.”

DW Türkçe’nin kurumsal twitter hesabından paylaşılan LİSTAG üyesi anne-kızın yaşadıklarına dair video-habere yönelik cinsiyetçi ve transfobik nefret söylemleri bu kez geleneksek “hastalık” önyargısıyla geldi:

“Evet bu bir hastalık. Ama toplumun içinde iyilesebikecek bir hastalık değil. İyileşinceye kadar, bir rehabilitasyon merkezinde tedavi gormeli. Ondan sonra topluma kazandırılmlı. Yoksa hasta bir adamı topluma salarsaniz, muhtemelen başkalarını da hasta edecektir.”

“Kendilerini topluca lgbd olarak adlandırılan bu grup tıbben, ahlaken, yaradılış olarak hastadır. Bunu kabul edersek onlara daha fazla yardimimiz dokunur.”

“Şimdi bana ayrımcı vsvs gibi laf eden olacaktır”

“Trans kadın Çağla ve annesi Züleyha” video-haberini YouTube kanalında paylaşan DW Türkçe, binden fazla “yorum” aldı.“Heteroseksüel erkek olarak” toplumda LGBT’nin yanlış bir şey olmadığını ifade ettiğinde hakaretlere maruz kaldığını belirten bir takipçi, “Ben böyle şiddetli hakaretlere maruz kalıyorsam, kim bilir LGBT’ler nelere maruz kalmıştır?”diye yazdı.

Burcu Karakaş’ın video-haberini yayınlayan DW Türkçe’nin YouTube kanalına düşülen yorumların, “alay etme, komik bulma, karikatürize etme ve ciddiye almama” yaklaşımlarıyla sarmalanmış kadın düşmanı, cinsiyetçi ve transfobik nefret ifadeleriyle seyrettiği görülüyor.

“Hastalara bir şey demem, kimse ne olacağını seçemez bu dünyaya gelirken. Ama bunu heveslendirmek, özel bir şeymiş gibi anlatmayı doğru bulmuyorum. Ayrıca bence bizim millet translara karşı bir şey demiyor. Taksime çıkınca gece vakti transların ne iş yaptığını biliyoruz. O yüzden önyargılıyız. Tamam, yine cinsel ilişkiyede artık bir şey demiyoruz maalesef ama en azından alenileştirmeyi doğru bulmuyorum.”

“Örf,adet, kültürümüze ve dinimize göre aykırı. Bizim toplumuzmuz böyle şeyi asla kabul edemez hiç bir zaman da kabul edemeyecektir. Biz Avrupalılar gibi böyle şeyleri normal karşılamayız bize aykırı. Şimdi bana ayrımcı vsvs gibi laf eden olacaktır nedenini sorgulayacak kişiler olacaktır ama bunun gerçekten bir nedeni yok bizim toplumumuz asla kabul edemeyecek küçük bir azınlık kabul edebilir ama genel olarak asla. Ben kendimde hoş görmüyorum açıkcası ama horda görmüyorum tek dileğim herkesin özgürce gönlünce yaşayabilmesi.”

“Lgbt toplumun ahlaki yapisini yok eden bir orguttur biz bu dunyada sonsuza dek yasayamicagimizicin ve egerbiinanc sahibiysek bu inancinhic bir yerinde yoktur gokkusagi simgesi ise kesinlikle bir subliminalmesajdir ana okullarininduvarlarinisusleyemgokkusagisapkinligin simgesi olamaz”

“DW ve bunun gibi örgütlerin içine girip bakın bakalım, kimin güdümünde...Türkiye'de dünyada olmayan ve imrenilen çok güçlü bir yapı var o da aile ve şuan aileye trans,kadınhakları,lgbt,toplumsal cinsiyet eşitliği vsvs ile truva atı misali girilmektedir. Bu oyunlar avrupada yeterince sahneye konuldu ve sonuç ortada...”

“Dönmüş gerizekalı annesi ondan da gerizekalı artık bu toplum da şöyle bir anlayış çıktı çocuk ne yaparsa yapsın ebeveynler çocuğun yanında olmalı hadi ordan çocuk yanlış yapıyorsa ebeveynler o yanlışı düzeltmeli üstünü kapatmamali”

“Şahsi fikrimi söyliyim. Açıkçası böyle insanların müslüman ülkesinde yaşamasını doğru bulmuyorum. Gidin Hollanda'da yaşayın. Müslümanlığa aykırı bir davranış. Ben kimseye hakaret etmiyorum sadece doğru bulmuyorum.”

 

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Sosyal Psikolog, Porf. Dr. Melek Göregenli, nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili araçlardan birinin medya olduğuna dikkat çekiyor:

“Medya, dünyada ve ülkemizde nefret suçlarına yol açan ayrımcılığı oluşturan ve besleyen kalıpyargıların, önyargıların kısaca nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili aracılardan biridir. Medyanın nefret suçları kapsamında ele alınabilecek eylemleri haberleştirme, kullanılan dil ve mağdurları ya da olayı sunma şekli, eylemi meşrulaştırmaya ve suçun altında yatan ayrımcılığı gizlemeye yol açabilir; sıklıkla böyle olmaktadır. Örneğin, Türkiye’de bütünüyle nefret suçları kapsamında görülmesi gereken eşcinsellere, travesti ve transseksüellere yönelik saldırılar, genellikle mağdurların yarattığı tahrik sonucunda oluşan eylemler gibi sunulmaktadır. Açık bir saldırı ve çoğunlukla cinayete varan ya da bizim ülkemizde ancak ölümle sonuçlandığında ‘haber’ değeri taşıyabilen suçlar, mağdurların çıkardıkları ‘olaylar’ sonucunda gerçekleşmiş, ‘doğal’ sonuçlar olarak ele alınmaktadır. Genellikle mağdurlar, faillerin ‘hassasiyetlerine’ dokunur ve cezalarını bulurlar; oysa failin hassasiyetinin tek kaynağı ayrımcılık ideolojileridir. Bu yaklaşım, sadece şiddeti meşrulaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kendini ifade etme ve gerçekleştirme hakkının, bir toplumda kimlere ait bir ayrıcalık olduğunu da tarif eder; bu doğrudan herkesin sadece insan olmak bakımından eşit olduğu ön kabulüne dayanan çoğunu bizim de kabul ettiğimiz evrensel hukuk normlarının çiğnenmesi anlamına gelir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.

İlgili bağlantılar

Kaos GL 2018 Sosyal Medya Raporu

Kaos GL Derneği, “Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin İnternet Seyri” başlıklı “2018 Sosyal Medya Raporu”nu yayımladı.


Etiketler: medya
İstihdam