09/05/2023 | Yazar: Aslı Alpar

Bir interseks deneyimini paylaştığında medya bunu nasıl görür? Görsel kültürde interseksler neyle karşılaşır? #BenimİnterseksHikayem kitabı bu sorulara yanıt veriyor.

“Son söz kime veriliyor: Tıp uzmanlarına mı intersekslere mi?” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İlüstrasyon: Ins A Kromminga

Varlığınızın ilgi, hayranlık, dışlama, dayanışma veya küçümsemeyle karşılandığını; çıplak fotoğraflarınızın gözleri bantla kapatılmış halde yayımlandığını, bedenlerinizin bazı parçalarının size ait olmayan kelimelerle anlatıldığını düşünün. Gerçekten nasıl hissettiğinizi size değil “uzman” kişilere sorulduğunu ve sizin kendinize dair beden algınızın güvenilir bulunmadığını…

İnterseks var oluşların çocuk yaşlarında yaşamış olabileceği rıza dışı cerrahi müdahale, sosyal yaşamda karşılaşabileceği ayrımcılığın yanına bunları da ekleyebileceğimizi İnter Dayanışma, 17 Mayıs Derneği ve OII Europe’un birlikte hazırladığı #BenimİnterseksHikayem kitabından öğreniyoruz.

“Çizimlerin çoğu için, çizimdeki kişinin bu broşürün okuruna doğrudan ve gururla bakmasına karar verdim”

İntersekslerin yaşadıkları hak ihlallerini, duygu ve düşüncelerini ilk ağızdan okuyabileceğiniz bu metin, interseks deneyimlerin nasıl karşılandığını, medyada nasıl kendilerine yer verildiğini de aktarıyor.

İntersekslerin temsili görsel bağlamda da önemli bir mesele. Kitabı resimleyen Ins A Kromminga şöyle diyor: “Çizimlerin çoğu için, çizimdeki kişinin bu broşürün okuruna doğrudan ve gururla bakmasına karar verdim. Bu kişilerin her biri diğerinin yerini alabilir, çünkü biz interseksler her yerdeyiz ve herkesle aynı görünüyoruz, toplumdaki diğer herkes kadar çeşitli kimliklere, cinsel yönelimlere ve ilgilere sahibiz. Bazı resimler bu tanıklıklardaki bölümlerden ya da detaylardan ilham alıyor ancak tek kişiyi ya da spesifik bir deneyimi temsil etmek amacında değiller. Bu resimler, canlı renkler ve kalın çizgiler gibi araçlarla, interseks bireylerin gücünü ve dayanıklılığını vurgulamayı amaçlıyor.”

“Medyanın interseks haberleri çoğu kez sürekli bir şaşkınlık döngüsüne yakalanıyor”

Kitap interseks hikayelerine tepkilerin “ilgi, hayranlık, dışlama, dayanışma veya küçümseme” olduğunu söylüyor. Bunu öğrenme biçimleri de talihsizce gelişmiş diyebiliriz. İnterseksler yaşadıklarının sorumlusu olan heteronormatif, iki cinsiyetli ve cinsiyetçi tıp kurumunu medyada ifşa etmek istediklerinde şunlarla karşılaştı: “güvenilirlik kaybı yaratabilecek hem yorumsal hem de tanıklık adaletsizliği ile uğraşmak zorunda kaldılar ve hala uğraşmak zorundalar.”

Kitap, bu süreçte intersekslerin “varlıklarının bir cazibe nesnesi haline gelmesi, salt bilgi kaynakları veya epistemik nesneler statüsüne indirgenmesinin birçok örneğiyle yüzleşmek zorunda” olduklarına da dikkat çekiyor.

“Medyanın ilgisi interseks insanların kendi gerçeklikleri ve talepleri hakkında söylediklerine odaklanmak yerine, ilgiyi varlıklarının interseks olmayan insanlar için ne anlama gelebileceğine kaydırıyor. Kadın ve erkeğin geleneksel tanımlarına uymayan cinsiyet özelliklerinin varlığına duyulan şaşkınlık merkezde yer alıyor, öyle ki medyanın interseks haberleri çoğu kez sürekli bir şaşkınlık döngüsüne yakalanıyor. Hermafrodit heykellerin veya bebeklerin resimleri genellikle makalelere eşlik ederken, birçok interseks kişi, kendileri tarafından sunulan sıradan, standart resimlerin yerini sansasyonel görüntülere bırakmasının sinir bozucu deneyimlerini anlatıyor.”

“Medya intersekslerle ne zaman ilgileniyor?”

Peki, medya ne zaman intersekslerle ilgileniyor. Kitap bu zamanları “medyanın ilgisi devlet tarafından üçüncü bir cinsiyet seçeneği tanındığında alevlenir; bu genellikle interseks komünitesinin bu konuda ne iddia ettiğine bakılmaksızın interseks insanlara fayda sağlayacağı söylenen bir önlemdir” diye özetliyor.

Fakat daha çarpıcı olanı “interseks kişilerin insan hakları sözleşmesi organlarının ve örgütlerinin konuyla ilgili kendi gözlemlerine atıfta bulunmalarına rağmen, tıp kurumunun bundan ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olduğunu tasavvur etmekte isteksizlik var” yorumu olsa gerek. Ne yazık ki medya çoğu kez, interseks kişilerin tanıklıklarından alıntılara yer verse de son sözü tıp uzmanlarına bırakıyor.


Etiketler: insan hakları
2024