19/04/2021 | Yazar: Kaos GL
LGBTİ+’lara dair “yeni sorular sormaya cesareti arttırmaya” katkı sunmak adına Sıkça Sorulan Sorular kitapçığından her gün bir madde paylaşıyoruz.
Görselleştirme: Sengül Kılıç
“Tanımlama, etiketleme, sınıflandırma, tektipleştirme, kalıpyargı, önyargı, özcülük.” Bağlamdan soyutlandıklarında “dış dünyayı” anlaşılabilir kılmaya çalışan bir zihnin “otomatik ürünleri”ymiş gibi de görünen bu araçlar aynı zamanda ayrımcılığın temel bileşenleri.
Varoluşsal kimlikler arasındaki hiyerarşileri normalleştiren ve ayrımcılık ideolojisinin LGBTİ+’lara doğrultulmuş biçimlerine işaret eden “homofobi, transfobi, bifobi”, farklı boyutlardan “meşrulaştırıcı ideoloji”lerle harmanlanıp kamusal araçlarla servis edildiğinde toplumsal yaşam “nefret söylemi” ve” nefret suçları” denilen zehirli meyvelerini veriyor.
Bu mutant nefret meyvelerinin kamu olanakları seferber edilerek kasa kasa dağıtılmaya çalışıldığı şu günlerde yapabileceğimizi yapmaya devam ediyoruz: Toprağı havalandırmaya, ona ihtiyaç duyduğu mineralleri vermeye gayret göstermek.
Bunun için “Sor canım” diyoruz, LGBTİ+’lara dair sıkça üretilen “varsayımlar üzerine düşünmeye”, “yeni sorular sormaya cesareti arttırmaya” ve “kelimelerin anlamlarıyla karşılaşmaya” katkı sunmak adına Sıkça Sorulan Sorular kitapçığının güncellenmiş dokuzuncu baskısından her gün bir soruyu paylaşıyoruz.
Bugün cevap bekleyen sorumuz: “Eşcinsellik genetik mi, çevresel mi, yoksa psikolojik mi?”
Eşcinsellik genetik mi, çevresel mi, yoksa psikolojik mi? Eşcinselliğin nedenine ilişkin yapılan hiçbir araştırma eşcinselliğin, heteroseksüelliğin, biseksüelliğin nedenini açıklayamamaktadır. Pozitif bilimler, açıklayamadıkları olgular için “çoklu neden” kuramı ile hareket etmektedirler. Yani eşcinselliğin, biseksüelliğin, heteroseksüelliğin nedeni genetik, çevresel, psikolojik vs. olabilir ya da hiçbiri olmayabilir. Ancak bizim sorgulamamız gereken, eşcinselliğin nedeni değil, eşcinselliği bir nedene bağlama ihtiyacı duyuyor olmamızdır.
Sıkça Sorulan Sorular Kılavuzu güncellenmiş 9. Baskıya buradan ulaşabilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, yaşam