03/06/2015 | Yazar: Umut Güner

Sosyal hizmet alanında akademisyenler Kaos GL ile bir araya geldi. İki gün boyunca sosyal hizmet alanında homofobik, transfobik ayrımcılık ve mücadele yolları konuşuldu.

Sosyal hizmet alanında akademisyenler Kaos GL ile bir araya geldi. İki gün boyunca sosyal hizmet alanında homofobik, transfobik ayrımcılık ve mücadele yolları konuşuldu.

 

Kaos GL Derneği’nin 2015 yılında öncelikli çalışma alanlarından biri olarak sosyal politika ve sosyal çalışma ve sosyal hizmet olarak belirlendi. Bu kapsamda Kaos GL Danışma Kurulu üyelerinden Sema Buz’un moderasyonuyla 29-30 Mayıs tarihleri arasında Kaos GL Derneği, LGBT alanında çalışan Sosyal Hizmet Akademisyenleri ve sosyal hizmet uzmanlarıyla “Başka Bir Sosyal Hizmet Mümkün!” toplantılarında buluştu.

 

30 Mayıs Cuma günü, LGBT Alanında Çalışan Sosyal Hizmet Akademisyenler Buluşması, Kaos GL Danışma Kurulu Üyesi Sema Buz’un açılış konuşmasıyla başladı.

 

Selçuk Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Yalova Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Başkent Üniversitesi’nden sosyal hizmet akademisyenleri katıldı.

 

“Sosyal planlama ve politika alanı daraltıldı”

 

Hacettepe Üniversitesi’nde LGBT alanında çalışan akademisyenler buluşması hakkında bilgi veren Buz, akademinin LGBTİ alanıyla ilişkisini sorgulaması gerektiğini ve “daha fazla ne yapılabilir” sorusunun sosyal hizmet içinden doğruda sorulması gerektiğinin altını çizdi. 2016 Ayrımcılıklara Karşı Sempozyum’un ana temasının sosyal hizmet olduğunu önümüzdeki bir buçuk yılda hem ihtiyaçları hem de önerilerimizle sempozyuma katkı verebileceğini belirtti. Sosyal Hizmet Eğitimi veren çok fazla bölüm olduğunu, Nisan 2015’de 37 üniversitede sosyal hizmet bölümü olduğunun altını çizdi. 2006 yılına kadar tek bölüm olan Sosyal Hizmetin bu kadar kısa bir sürede yaygınlaşmasının beraberinde getirdiği sorunları iyi analiz etmek gerektiğini ve genel olarak sosyal hizmet eğitiminin uzmanlarının homofobisini ve transfobisini ne kadar dönüştürdüğü üzerine düşünmek gerektiğini söyledi.

 

Buz sözlerine, “Sosyal hizmet alanının daraltılması, sivil tplum örgütleriyle gösterilmesi gibi alanlar var. Sosyal hizmet alanının piyasalaşması, kamusal sosyal hizmetin en aza indirgendiği bir alan var. Ana akım hizmetler şu anda ortadan kalktı. Aile danışma merkezleri ortadan kalktı, gündüz çocuk bakım evleri kapandı. Sosyal planlama ve politika alanı daraltıldı” diye devam etti.

 

Buluşmanın ilk gününde sosyal hizmet eğitiminin verildiği bir çok üniversitede sosyal hizmet kökenli akademisyenlerin olmamasının uzun vadede sosyal hizmet  alanına olumsuz yansımaları olabileceğinin altı çizildi.

 

LGBT alanında ilişkin bilgilerin derli toplu bir şekilde verilmediği genellikle insan hakları, insan davranışı ve sosyal çevre, etik, baskı karşıtı sosyal hizmet, feminist sosyal hizmet gibi dersler bağlamında ele alındığı vurgulandı.

 

Sosyal hizmet öğrencilerin gittikçe muhafazakarlaştığı ve “farklılık”, “çeşitlilik” gibi doğrudan insan haklarının merkezinde olan kavramları tartışma konusunda direnç geliştirdikleri belirtildi.

 

Hacettepe Üniversitesi’nde uygulamalı araştırma dersi kapsamında 15 ayrı öğrenci grubunun toplumsal cinsiyet alanında tezini yürüttüğünü bunlardan 7sinin LGBTİ alanında tez çalışmasını gerçekleştirdiği aktarıldı.

 

Buluşmaların ilk gününde katılımcıların söylediklerinin satır başları şöyle:

 

Gündem Çocuk Derneği’nden Emrah Kırımsoy: Yaşanmış hikayelerin açılma deneyimlerini paylaşma toplantıları yapıyoruz. Pembe Hayat ve Kaos GL’den arkadaşların çocukluk deneyimlerinden hikayelerinden, lisans ve yüksek lisans eğitiminde okuduğum eğitimlerde heteroseksüel çocuğun gelişimini öğrendiğimizi fark ettim. Bu yaşanmış hikayeleri paylaşmak çok önemli. Aile ve sosyal politikaların kurumlarında yaşanan sorunların örneklerine yer vererek ilerlemek gerekiyor. Hizmet modeli yok, ne yapacağız? Sosyal hizmet eğitimi sırasında LGBT alanıyla tanışmalarının önemli olduğunu düşünüyorum.

 

Sedat Yağcıoğlu: Sosyal hizmet/sosyal çalışma bölümlerinde belirli ilkeler doğrultusunda anlaşmak gibi bir çaba yetmiyor. Konuk sağlamak tek başına yetmiyor. Sosyal çalışmanın temelinde bunu norm haline getirmek lazım.

 

LGBT alanına ilişkin ders müfredatlarını taradım. 37 üniversitenin adında geçmiyor. Akademisyenler kendi derslerinde geçiriyor olabilir buna ihtimal olsa da yeterli değil. Uygulamalar ise 2011’de Hacettepe ve sonrasında Ankara Üniversitesi’nde başlıyor. Derslere katılımın, tek başına bir dersin yürürlüğe girmesinin veyahut müfredata dahil etmenin yeterli olmayacağını düşünüyorum. Üniversite ortamını homofobiden arındırmayı dert ediyor olmamız gerekiyor.

 

“LGBT’lere ayrımcı bakanlar, diğer gruplara da öyle bakıyor”

 

Neşe Şahin Taşğın: Arel Üniversitesi’nde öğrencilerin toplumsal cinsiyet algılarını ölçmeye dönük sorular vardı. Öğrencilerin %80 kavramları bilmiyordu. Toplumun genel durumunun bize yansıması budur.

 

Maltepe Üniversitesi’nde toplumsal cinsiyet dersi var. Erkeklikler sosyolojisi gibi dersleri var. Bir kısmı çok ilgili bir kısmı çok ilgisiz, bir kısmı hiç ilgilenmiyor. Öğrencide bir ilgi var.

 

LGBTQ meselesine bakış, göçmen mülteci ve kadın meselesine nasıl bakıyorsa o bakıştan ayrı değil. LGBT meselesine karşı tutucu olan bütün öğrenciler aynı zamanda bütün ayrımcılık mağdurlarına karşı benzer bir bakış açısına sahipler. Bazı derslerde öğrencilerle hangi gruplarla çalışıyoruz dediğimde LGBT’leri saymaya başlayan öğrencilerimiz var.

 

Tahir Emre Gencer, Sosyal hizmet dokularını göz önünde bulundurarak hareket etmek lazım. Sorunların güncel, aktüel ve uzun vadeli olmadığını düşünüyorum. Bu bir hak mücadelesi ve kendimizden başlayarak bir hak mücadelesi. Sosyal hizmet uzmanları kotası konulmalı. Lisans öğrencileriyle hareket etmemiz lazım. Mevzuat önerilerini de yapmak lazım.

 

Bence ayrımcılık temelinde hareket etmek lazım. İnsan hakları, hak temelli yaklaşım, adalet, eşitlik kavramlarını söylüyoruz. Ayrımcılıkla mücadele eden örgüt Kaos GL, diğer alanlarda güçlü örgütlerin olmaması da meslek eğitimini de etkiliyor. Ortamın müsait olmadığını görüyoruz ama buna da yoğunluk görüyoruz.

 

Ben Kaos GL’de staj yaptım. Bizde sosyal hizmet akademisyenlerin deneyimleri ve görüşleri üzerine bir nitel araştırma yaptım. Bizim kendi düşünce yapımızı sorguladığımızda hak temelli yaklaşım, farklılıkla ilgili, sosyal adalet ile ilgili çalışmalar yok. Ayrımcılık karşıtı çok kültürlülük, güçlendirme ile LGBT meselesinin ilgisini kurmamız lazım.

 

“Sosyal hizmetin homofobiyi kırma potansiyeli yüksek”

 

Melahat Demirbilek: Sosyal hizmet alanında yapılan araştırmalar sosyal hizmet uzmanlarının daha homofobik olduğunu söylüyor. Bu sene 3. Sınıf öğrencilerimiz HIV/AIDS alanında bir farkındalık çalışması yaptılar. 1. Sınıf öğrencilerine yönelik ve olumlu bir değişim gözlemledik. Ayrımcılık alanında çalışmak ve değişim yaratmak mümkün.

 

Polat Alpman: Tarih ile sosyal hizmeti karşılaştığında sosyal hizmetin homofobiyi kırma potansiyeli daha çok. Bizde toplumsal cinsiyeti ders farklı dersler içinde veriyoruz. Yaklaşık iki hafta sürüyor, hukuk, iktisat vs. gibi bölümlerine veriyorum. Bir sonraki derste saha araştırmaları dersi var, biz LGBT üzerine çalışmak istiyoruz diyorlar. %10 geri dönüyor. O çalışmayı yapan her öğrencide çok ciddi bir dönüşüm oluyor. Daha fazla görünür hale geliyor.  Homofobi ve LGBT meselesini tartışılabilir kılmak önemli.

 

Kaos GL Derneği 2015-2016 yılında sosyal hizmet akademisyenleri ve uzmanlarıyla “Başka Bir Sosyal Hizmet Mümkün” buluşmalarına devam edecek.

*Bu etkinlik SİDA tarafından desteklenmiştir.


Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam