16/04/2018 | Yazar: Gözde Demirbilek
“Lezbiyen” kelimesinin nereden ve hangi yollardan geçerek bugüne geldiğine bakalım.
“Lezbiyen” kelimesinin nereden ve hangi yollardan geçerek bugüne geldiğine bakalım.
Sappho
“Lezbiyen” kelimesi, M.Ö altıncı yüzyılda yaşamış ünlü eşcinsel kadın şair Sappho’dan gelir. Sappho, Lesbos Adası’nda yaşayan bir şairdir ve Antik Yunan’da kadınların, evlerden çıkamadığı ve toplumda temsil edilmediği bir dönemde kadınlara duyduğu aşkı şiirleriyle anlatmıştır. Yunan edebiyatında lirik sanatı Sappho ile biçimlenmiştir. Şiirleri, kadınlara duyduğu özlemi, erotizmi ve umutsuzluğun içindeki uğraşıyla ünlüdür.
Eşcinselliğin, ancak yüksek sınıfların yaşayabileceği “erkek erkeğe” bir ilişki olarak kabul gördüğü bu dönemde; üst tabakadan erkekler toplumsal mecralarda eşcinsel ilişkiyi görünür bir biçimde yaşarken, kadınlar “romantik dostluk” ilişkilerini daha “saklı” alanlarda yaşamıştır. Sappho’nun varlığı ve şiirleri “eşcinsel = erkek eşcinsel” algısını dağıtmıştır. Dizeleriyle, dünyada kayıtlı ilk “kadın kadına” anlatının kalemidir.
Sappho ve Erinna, Simeon Solomon
Sappho’nun yaşadığı ada sebebiyle aldığı “Lesboslu” lakabı, zaman içinde “lezbiyen” sözcüğüne dönüşmüştür. Bu sebeple şair Sappho, lezbiyen kültürde evrenselleşen sayılı figürlerden biridir.
“Lezbiyenlik” önceleri Sappho’nun negatif temsilleriyle, sonraları çeşitli “canavarlaştırılmış” mutsuz sonlu romantik ilişkiler olarak özellikle edebiyat ve sinemada sıkça işlenmiştir. Bu negatif temsilden “lezbiyen” kelimesinin kendisi de etkilenmiş, kullanımından kaçınılmıştır.
Türkiye’de 90’ların ortalarında “lezbiyen” kelimesine alternatif olarak; “sevici” ve “bakışık” kullanılmıştır. Günümüzde olmayan bu iki kelime, “lezbiyen” kelimesiyle ilgili negatif temsilden kaçınmak için kullanılmış olsa da zamanla yeniden “lezbiyen” kelimesinin kullanım sıklığı olarak epey önde olduğunu görürüz.
Etiketler: kadın