26/01/2017 | Yazar: Kaos GL

Sivil toplum kuruluşları, nefret söylemleri tarafından yaratılan hoşgörüsüzlük ortamıyla mücadele edebilir; söylemin eşik atlayarak suça dönüştüğü yerlerde yasal işlem başlatabilirler. Peki nasıl?

STK’lar için nefret söylemiyle mücadele yolları neler? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Sivil toplum kuruluşları, nefret söylemleri tarafından yaratılan hoşgörüsüzlük ortamıyla mücadele edebilir; söylemin eşik atlayarak suça dönüştüğü yerlerde yasal işlem başlatabilirler. Peki nasıl?

Nefret suçu ve nefret söylemi birbiriyle bağlantılıdır. İkisi arasında doğrudan bir ilişki nadiren ispat edilebilse de, nefret saikli şiddet, sıklıkla nefret dolu söylemlerin bağlamında ortaya çıkar. Örgütlenmiş nefret grupları görüşlerini yayınlar, popüler müzik, internet ve sokak gösterileri aracılığıyla ifade eder. Bu gruplar, nefret söylemini ve nefret suçlarını normalleştirme ve meşrulaştırma arayışındadır.

STK’lar, nefret söylemleri tarafından yaratılan hoşgörüsüzlük ortamıyla mücadele edebilirler. Farkındalık artırma, izleme ve eğitim etkinlikleri önemli birer rol oynasa da, bazı durumlarda, nefret söylemini dolaşıma sokan kişileri ihbar etmek ya da konuşmacılar tarafından dile getirilen argümanlara veya iddialara meydan okumak daha etkili bir yol olabilir. Buna ilaveten, siyasi liderler ve kamu görevlilerince yapılan yorumlarda önyargılar ve basmakalıp görüşler kullanılıyorsa, STK’lar bu kişileri kamuoyu önünde sorumlu tutmak üzere harekete geçebilirler.

Nefret söyleminin eşik atlayarak suça dönüştüğü yerlerde, STK’lar, kendi adlarına ya da başkalarına destek vermek adına yasal işlem başlatabilirler.

İzleme

STK’lar, medyayı belirli nefret suçu vakalarına karşılık vermek ve ayrımcılık ile nefret suçuna karşı mücadeleyi güçlendirmek için kullanabilir; aynı zamanda da nefret söylemi örnekleri için medyayı izleyebilir.

İnternet dahil olmak üzere, medyadaki ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve diğer hoşgörüsüzlük biçimleri, ayrımcı ifade biçimleriyle ilgili ulusal ve uluslararası yasal kısıtlamalara tabi olsa da, ulusal kanunlar bu anlamda ciddi farklılıklar göstermektedir.

Birtakım hükümetlerarası kuruluşlar, çeşitli araçlar aracılığıyla daha gelişmiş bir karşılık verme perspektifiyle medyadaki nefret söylemini izlemektedir. Avrupa Konseyi’nin Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), periyodik ülke raporları kapsamında, medyada azınlıklara gösterilen muameleyi düzenli olarak incelemekte; ve bir yandan, hem medya özdenetim kurumlarının, hem de medya şikayet prosedürlerinin altını çizmektedir.

Politikacılar

Siyasi liderlerin, konuşmalar veya sloganlar yoluyla, seçmenlerin yabancı korkularını ve önyargılarını kendi çıkarları için kullandığı ya da kışkırttığı seçim kampanyaları, genellikle şiddet içeren nefret suçları için uygun ortamı temin eder.

STK’lar, bu tür önyargı ifadelerine karşılık siyasi yaptırımların uygulanması için baskı yapabilirler. Siyasi partilerin bölgesel politika gruplaşmalarından çıkartılması, bazı STK’ların savunuculuğunu yapmakta olduğu potansiyel bir yaptırımdır. Benzer şekilde ECRI, Avrupa Konseyi Üyesi Devletlerde, ırkçılığı destekleyen siyasi partilere yapılan kamu finansmanının geri çekilmesine izin verecek yasal hükümlerin benimsenmesini teşvik etmektedir.

Futbolda nefret söylemi ve hoşgörüsüzlük

Irkçı ve nefrete dayalı diğer söylemler birçok spor seyircisi arasında yaygındır; özellikle de ırkçı tezahüratların ve azınlık kökenli oyuncuları taciz etmenin yanı sıra, ırkçı şiddetin de yaygın olduğu profesyonel futbolda. Böylesi davranışlara, polis ve benzer şekilde spor otoriteleri tarafından sıklıkla müsaade edilmektedir; bunlar, sadece futbolun cepheleşme kültürünün uzantısı olan, ciddiye alınmaması gereken şeyler olarak addedilmektedir.

STK’lar sporda ırkçılık, homofobi ve diğer hoşgörüsüzlüklerle mücadelede önemli bir rol oynamaktadır; buna, Avrupa’da Irkçılığa Karşı Futbol (FARE) koalisyonunun düzenlediği kampanyalarda işbirliği yapmak da dahildir. Futbol kulüpleri giderek artan oranlarda para cezalarıyla, maç ertelemeleriyle ve taraftarların ırkçı davranışlarından dolayı başka yaptırımlarla yüzleşmektedirler. Üstelik, maddi hükümet yardımlarının kaybedilmesiyle de yüzleşebilirler.

İnternette nefret

Irkçılığı ve diğer nefret biçimlerini yayan internet siteleri ve diğer çevrimiçi ortamlar internette oldukça yaygındır. Nefret siteleri hem rahatsız edici, hem de yıkıcıdırlar. Rahatsız edicidirler, çünkü genellikle şiddet içeren resimlerin ve sözlerin içlerine işlediği, nefrete dair nezaketsiz mesajları dolaşıma sokarlar. Bu siteler yıkıcıdırlar, çünkü kolayca erişilebilirler ve yeni üyeleri, özellikle de gençleri cezbetmek amacıyla ilgi uyandıracak şekillerde tasarlanmışlardır.

İnternette nefret, ayrıca ırkçı mesajların gündelik olarak değiş tokuş edilmesi için araç niteliği taşıyan internet forumları ve e-posta listeleri [İng. listserver] yoluyla da yayılır. Bilgisayar korsanları bazen etnik ve dini grupların internet sitelerine saldırıp, meşru içeriği silip, onun yerine ırkçı ve aşağılayıcı görseller ve beyanlar yükleyebilir. Nefret dolu ve önyargılı sözlere sahip şarkılar içeren nefret müziği sitelerine, doğrudan ya da nefret sitelerindeki linkler aracılığıyla ulaşılabilir.

Polisin, nefret suçu yasalarını ihlal ettiği belirgin olan nefret sitelerini soruşturmasının önündeki kayda değer engellerden biri, nefret sitesinden kimin sorumlu olduğunun ve sitenin kökeninin neresi olduğunun tespitiyle ve içerikten kimin sorumlu olduğunun ispatlanmasıyla ilgili teknik konulardaki eğitim eksikliğidir. STK’lar, bu konularda polis memurlarını eğitmek üzere teknik uzmanlık sunarak, polis soruşturmalarına destek olabilirler.

İnternetteki ırkçı ve hoşgörüsüz söylem, nefret suçlarıyla nedensellik ilişkisine sahiptir. Bireylerin ve nefret gruplarının, belirli insanları şiddet hedefi olarak tanımlamak, böylesi saldırılara özendirmek, saldırıları kolaylaştırma perspektifiyle hedef alınan kişilerin ev adreslerini ve kişisel bilgilerini paylaşmak amacıyla interneti kullanmaları, bu ilişkiye dahildir. Her ne kadar çoğu ülkedeki yasal normlar bu tür doğrudan şiddet teşvikini yasaklıyor olsa da, “dazlakların” ve diğer aşırılıkçı grupların internet sitelerinde, belirli kişilere yapılacak ırkçı saldırılar için verilmiş açık talimatlar düzenli olarak bulunabilir.

STK’lar neler yapabilir?

İnternet izlemeye dair proje başlatmak isteyen STK’lar, nefret içeriğine ilişkin veritabanı oluşturmak amacıyla üretilen yazılımları kullanabilirler. Bu veritabanı; araştırmalar, bilgi alışverişi, karşılaştırmalı çalışmalar ve eğitim için kullanılabilir. STK’lar, bu bilgileri ayrıca polis kurumlarıyla, akademiyle, kamu denetçisi kurumlarla, ayrımcılık karşıtı birimlerle ve diğer STK’larla paylaşabilirler.

Nefretin internetten kaldırılması için savunuculuk

STK’lar, internet hizmeti sağlayan kuruluşlarla iletişim kurarak, bu kuruluşların nefret siteleriyle baş etme politikalarını kavrayabilirler. Ardından, internet sitelerini izleyerek, yakın tehdit yaratan ya da kuralları ihlal eden içeriği tespit edip, internet hizmet sağlayıcıları ivedilikle haberdar edebilirler.

Bu, cezai eylemlerin var olduğu yerlerde, yasal yaptırım kurumlarının üstlendiği rolün yerine geçmez. Yine de, internet servis sağlayıcılar, internete dair yasal düzenlemelerin karmaşıklığı göz önünde bulundurulduğunda, sorunlu içeriğin kaldırılmasında daha etkili olabilirler. Bazı ülkelerde, STK’lar nefret söylemine adanmış internet sitelerinin kapatılmasından sorumlu olmuşlardır. Bunu, doğrudan servis sağlayıcılara ve hükümet kurumlarına müdahale ederek ve yasal işlem başlatarak gerçekleştirmişlerdir. STK’lar; çevrimiçi yazarları, site sahiplerini veya internet servis sağlayıcıları nefret sitelerini ve ayrımcı ifadeleri internetten kaldırmaya ikna etmekte, özellikle de nefret söylemi yasasına sahip devletlerde başarılı olmuşlardır. Ayrıca STK’lar, siber nefret ile uğraşan mevcut veya yeni STK’lara destek de sunabilirler.

Eğitim

STK’lar tarafından, siber nefret sorunu hakkında aileler, öğretmenler ve öğrenciler için kapsamlı eğitim kılavuzları geliştirilmiştir. Bu kılavuzlar internette mevcuttur. STK’lar, siber nefrete karşı eğitim verilmesinde ve öğretim malzemelerinin temininde aşağıdaki kişi ve kurumlar için önemli rol oynayabilirler:

Kolluk kuvvetleri için: STK’lar, polise ve savcılara, internet kullanımı içeren nefret suçlarını soruşturmaya ilişkin beceriler ve tekniklere dair eğitim malzemeleri ve eğitimler sunabilirler.

Aileler için: STK’lar, sorunlu internet sitelerini nasıl fark edebilecekleri, bu bilgiyi çocuklarına nasıl aktarabilecekleri ve çocuklarının giriş yaptığı internet sitelerini nasıl izleyebilecekleri konularında ailelere tavsiyelerde bulunabilirler ve eğitim verebilirler. STK’lar, ailelere, ev bilgisayarlarından nefret sitelerine girişi engelleyen “filtreler” dağıtabilirler.

Öğretmenler için: STK’lar, siber nefret hakkında nasıl konuşulacağı ve internet sitelerindeki bilgilerin geçerliliğine dair uygun soruların sorulmasını sağlayacak eleştirel düşünce becerisinin öğrencilerde nasıl geliştirileceği hakkında tavsiyelerde bulunabilirler.

Öğrenciler için: STK’lar, siber nefretin tehlikeleri, ayrımcı materyalin nasıl fark edileceği, değerlendirileceği ve bunlara karşı neler yapılabileceği hakkında gençlere bilgiler sunabilir.

Bu içerik hazırlanırken Nefret Suçlarını Önleme ve Karşılama - AGİT Bölgesindeki STK’lar için Kaynak Kılavuz'dan yararlanılmıştır.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam