03/03/2017 | Yazar: Kaos GL

Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi Danışma Kurulu’nda konuşan KaosGL.org editörü Yıldız Tar, 2016 yılından medyada nefret söylemi ve kalıp yargı örneklerini tartışmaya açtı.

Susturma isteğine karşı görünürlük mücadelesi: Medyada biz Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi Danışma Kurulu’nda konuşan KaosGL.org editörü Yıldız Tar, 2016 yılından medyada nefret söylemi ve kalıp yargı örneklerini tartışmaya açtı.

                                       Fotoğraf: Bora Bengisun / Pembe Hayat

Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi’nin Danışma Kurulu toplantısı kapsamında bugün (3 Mart) “Medyada Transfobik ve Homofobik Nefret Söylemi-Nefret, Kalıp Yargı ve Görünmezlik Duvarı” oturumu yapıldı.

KaosGL.org internet gazetesi editörlerinden Yıldız Tar’ın konuşmacı olduğu oturumda proje kapsamında yayınlanan “Gasteler Bizi Söyler” raporu tanıtıldı. Yedi şehirden transfobi ve homofobi karşıtları medyada nefret söylemi ve kalıp yargıları tartıştı.

“Nefret söylemi hâlâ güncel bir sorun”

Çeşitli gazetelerdeki haber örneklerini tartışmaya açan Tar, yıllar içerisinde medyanın dilinde değişim olmasına rağmen nefret söyleminin hâlâ güncel bir sorun olduğunu söyledi.

Türkiye’de medyayı homofobik ve transfobik nefret söylemi açısından ana hatlarıyla üç döneme ayıran Tar, “ucube” ve “terör” anahtar kavramları üzerinden medyada nefret söyleminin seyrini aktardı.

Nefret söyleminin hem nefret saldırılarını meşrulaştırdığını hem de hedefindeki gruba mensup kişilerde ciddi yıkımlara yol açtığını da ifade eden Tar, “Ancak nefret söyleminin hedefinde olmak için illa o gruba mensup olmanız gerekmiyor. Uzun saçlı heteroseksüel bir erkeğin eşcinsel olduğu kalıp yargısı ve varsayımı üzerinden nefret söylemi ve hatta saldırılarına maruz kalabileceğini de deneyimliyoruz. Haliyle nefret söylemi sadece LGBTİ’lerin sorunu değil; toplumsal barışı tehdit ettiği için herkesin sorunudur” şeklinde konuştu.

Susturma isteğine karşı görünürlük mücadelesi

Nefret söyleminin bir egemenlik ve iktidar ilişkisiyle de yakından alakalı olduğunu hatırlatan Tar sözlerine şöyle devam etti:

“Nefret söylemi ve yine nefret suçunu yapısal hiyerarşilerden ve güç ilişkilerinden ayrı düşündüğümüzde yanılırız. Nefret, güçlü olandan toplumsal olarak güçsüzleştirilen kesimlere dönük kuvvetli bir saldırı ve susturma eylemidir. Nefret söylemi bir susturma isteğidir. Hedef gösterdiği grubu susturup etkisizleştirmek ister.”

Sessizleştirme eylemine karşı kendi hikayeni anlatmanın önemini de vurgulayan Tar, KaosGL.org’un yayıncılık faaliyetini aktardı.

Pembe Hayat ve Kaos GL medyayı nasıl takip ediyor?

Tar, Pembe Hayat ve Kaos GL olarak medya izleme faaliyetlerinde “olumsuz haber” diye nitelenen kategoriyi nasıl belirlediklerini de aktardı. Haberleri nefret söylemi, kalıp yargı – sterotipleştirme ve görsel sunuş başlıkları altında değerlendirdiklerini belirten Tar şöyle devam etti:

“Nesneleştirme, marjinalleştirme, genellemeler, yanlış bilgiler, önyargıların yaygınlaştırılması, ‘farklılığın ve farkın’ olumsuz biçimde medya aracılığıyla yaygınlaştırılması gibi alt başlıklara sahip stereotipleştirme meselesi en az nefret söylemi kadar önem taşıyor. Özellikle son üç yılda stererotiplere hapsetmenin medyada yaygın bir trende dönüştüğünü gözlemliyoruz.”

Atölyenin devamında farklı yıllarda medyaya yansıyan haberler ve LGBTİ örgütlerinin medya stratejileri tartışıldı.

Gasteler Bizi Söyler, 2016 Medya Raporu hakkında

Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerinin 2016 yılına ait “Medyada Transfobik ve Homofobik Nefret Söylemi Raporu”, Nefret, Kalıp Yargı ve Görünmezlik Duvarı alt başlığıyla yayınlandı.

Medyadan nefret söylemi, stereotipleştirme ve ayrımcılık örnekleri ve haber analizlerinin yer aldığı rapor 7 bölümden oluşuyor.

Raporun ilk bölümünde “2016’da LGBTİ’ler neler yaşadı?” denerek 2016 yılının öne çıkan gelişmeleri özetleniyor. İkinci bölümde Kaos GL Derneği’nin LGBTİ’lerin günlük gazetelerin kendi hazırladığı haberlerde nasıl yer aldığını incelediği 2016 Medya İzleme Raporu’ndan alıntılarla “LGBTİ’ler 2016’da medyada kendine yer bulabildi mi” sorusuna yanıt aranıyor.

Raporun üçüncü bölümünde 2016’dan nefret söylemi, ayrımcılık ve kalıp yargı örnekleri gazete kupürleri üzerinden inceleniyor. Nefret söylemi, ayrımcılık ve kalıp yargı içeren haberler tartışmaya açılıyor. Haber analizlerinin yer aldığı bu bölümde, habercilerin nerelerde nasıl hatalar yaptığına odaklanılıyor.

Dördüncü bölümde “Hak Temelli Habercilik İçin Kılavuz” başlığıyla, LGBTİ’leri konu edinen haberlerde hak temelli bir yaklaşımın ilkeleri hatırlatılıyor. Raporun beşinci bölümünde ise LGBTİ kavramlar sözlüğü yer alıyor.

Rapor, LGBTİ’lere ilişkin sıkça sorulan soruların yer aldığı “Yanlış sorulara doğru cevaplar” ile nefret suçu ve söylemi kavramının yasal ve toplumsal çerçevede tartışıldığı “Nefret nedir” bölümü ile sonlanıyor.

Raporun online haline ulaşmak için tıklayınız. 

*Pembe Hayat ve Kaos GL Dernekleri tarafından yürütülen Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi'nin Danışma Kurulu Toplantısı, Sivil Düşün Avrupa Birliği Programı’nın finansal desteği ile gerçekleştirilmektedir.


Etiketler: medya
İstihdam