29/03/2010 | Yazar: Seçin Tuncel
“Tecavüz var, davası yok, davası var, cezası yok, cezası var hükmü yok, hükmü var, infazı yok!”
“Tecavüz var, davası yok, davası var, cezası yok, cezası var hükmü yok, hükmü var, infazı yok!”
FeministBiz’li kadınlar olarak bu sabah Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün önünde takipçisi olduğumuz iki tecavüz davasında yargının verdiği çelişkili kararlar sonucu tecavüzcülerin korunmasına karşı, toplandık ve basın açıklamamızı bitirir bitirmez bizi umutlandıran bir haber aldık.
Muğla'da gerçekleşen bir toplu tecavüz vakasında, Adli Tıp'tan alınan, mağdurun ruh sağlığının bozulmuş olduğuna dair rapor, Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı ve Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hiçe sayılmış ve tecavüzcüler yargılanmamıştı. Dosya, Kanun Yararına Bozma Talebi ile Adalet Bakanlığı'nın önüne gelmişti. Öte yandan, hakkında birçok cinsel saldırı suçlaması olan Şahin Öğüt'ün davalarından bir tanesi hakkında verilen 20 yıllık mahkûmiyet kararı Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmaması gerekçesiyle bozulmuştu. Yargının verdiği, birbiriyle çelişen kararların ortak noktası ise tecavüzcünün korunmasıydı ve yargının erkek yapısı bir kere daha gözler önüne serilmişti.
FeministBiz’li kadınlar olarak bu sabah Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün önünde takipçisi olduğumuz iki tecavüz davasında yargının verdiği çelişkili kararlar sonucu tecavüzcülerin korunmasına karşı, toplandık ve basın açıklamamızı bitirir bitirmez bizi umutlandıran bir haber aldık.
Muğla'da gerçekleşen bir toplu tecavüz vakasında, Adli Tıp'tan alınan, mağdurun ruh sağlığının bozulmuş olduğuna dair rapor, Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı ve Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hiçe sayılmış ve tecavüzcüler yargılanmamıştı. Dosya, Kanun Yararına Bozma Talebi ile Adalet Bakanlığı'nın önüne gelmişti. Öte yandan, hakkında birçok cinsel saldırı suçlaması olan Şahin Öğüt'ün davalarından bir tanesi hakkında verilen 20 yıllık mahkûmiyet kararı Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmaması gerekçesiyle bozulmuştu. Yargının verdiği, birbiriyle çelişen kararların ortak noktası ise tecavüzcünün korunmasıydı ve yargının erkek yapısı bir kere daha gözler önüne serilmişti.
Basın açıklamamızı bitirdikten sonra gelen haber ise “Tecavüz var, davası yok, davası var, cezası yok, cezası var hükmü yok, hükmü var, infazı yok!” yazan pankartın arkasında duran 20 kadının yüzünü güldürdü.
CMK 309. maddeye göre Adalet Bakanlığı, takipsizlik kararına karşı yapılan itirazın kaldırılması talebini ve dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Kararda şüphelilerin zorla cinsel tacizleri neticesinde mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu hususunun dikkate alındığı belirtiliyor. Bu kararla, Muğla'daki tecavüz çetesine karşı yargı yolunun açılmasına dair bir adım atılmış oldu. Şimdi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı kararın bozulma nedenlerini aynen yazarak kararın bozulması istemini içeren yazısını ilgili Yargıtay Ceza Dairesine sunacak. Yargıtay Ceza Dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse kararı bozacak. Yani son sözü Yargıtay söyleyecek. Yargıtay'ın olumlu karar vermesi durumunda, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin önceki kararında direnmesi mümkün olmadığından kamu davası açılacak ve şüpheliler yargılanacak. Açılan yargı yolunun tecavüzcülerin cezalandırılmasıyla sonlanmasını istiyoruz. Davanın takipçisi olacağımızı ve tecavüzcüleri koruyan, kadınları ise tekrar tekrar mağdur eden kararların karşısında durmaya devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.
Etiketler: insan hakları