20/04/2012 | Yazar: Ecem Morkoyun

"Bir sabah uyandığında İMO işinize el koyduysa bu bir afettir, her türlü direnme hakkı serbesttir…"

4,5 yıldır temizlik ve mutfak görevlisi olarak çalıştığı İnşaat Mühendisleri Odası’ndan (İMO) performans yetersizliği nedeniyle 31 Ocak 2012 tarihinde işten atılan ve 60 gündür sabah 8.30 akşam 18.30 saatleri arasında İMO nun önünde işine geri dönmek için tek başına direnen Cansel Malatyalı’ya saldırı…

58.gününün akşamında direnişe gece gündüz devam edeceğini açıklamak için yaklaşık 60 kişilik bir grubun desteğiyle yapılan basın açıklamasının ardından başlanan halaya İMO tarihi yazılı ve görsel çalışma grubu sorumlu üyesi Züber Akgöl’ün arabayı çıkartma bahanesiyle müdahalesi üzerine başlayan gerginlik Cansel Malatyalı’nın kardeşi Özkan Kayoz’ün arabanın arkasına uzanmasıyla büyüdü. Ardından İMO’dan çıkan 7-8 kişilik grup direniş çadırının sopalarıyla göstericilere saldırdı. Yaklaşık bir saate yakın süren arbedenin ardından Züber Akgöl arabasıyla olay yerinden ayrıldı. Daha sonra çadırı yeniden kurmak isteyen göstericilere “çadır açılırsa müdahale ederiz” uyarısı yapan polise “herhangi bir şikayet olmadığı sürece müdahale edemezsiniz” yanıtı üzerine çadır yeniden kuruldu.

Cansel Malatyalı’nın basın açıklaması:
 “İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nde temizlik ve mutfak görevlisi olarak çalıştığım 4,5 yıl içerisinde yönetim katında tuvalete girişin yasaklandığı, öğle yemeğini İMO lokalinde yemeye zorlandığı, 2 metrekarelik mutfaktan çıkışın ve telefonla konuşmanın yasaklandığı, sürekli aşağılanma ve hakarete maruz kalmış bir oda emekçisiyim. İşimi kaybetmemek için uğradığım baskılara uydurma bahanelerle işimden atılana kadar boyun eğmek zorunda kaldım. İşimi eksiksiz yapmama rağmen performans yetersizliği neden olarak gösterilerek 31 Ocak 2012 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nden, yönetim tarafından keyfi olarak işten çıkarıldım.
‘Performans Yetersizliği’ gibi patronların dilinden çalıntı bir bahaneyle işimden atılmamla başlayan hak alma mücadelemde 58.günü geride bıraktım. 58 gündür işime geri dönmek için İMO önünde oturma eylemi yapıyorum.
Direnişime başladığımdan beri bana destek verenler de oldu eylemimi küçümseyip geçip gidenler de, işe gitmeden benimle bir simidini paylaşanlar da oldu, ayağına çağırıp direnişi bitirmem için ikna etmeye çalışanlar da. Kendini devrimci olarak tanımlayan birçok siyasi yapı direnişimi gündemlerine dahi almadılar.
Eylemimin 6.gününde Makine Mühendisleri Odası yöneticisi beni görüşmeye davet etmiş ve direnişimi bitirmemi istediğini, direniş bittikten sonra 4-5 gün içerisinde işine geri alınacağını ifade etmiştir. İMO yönetimine güvenmediğim için, işe geri alınana kadar direnişi bırakmayacağımı, ama eğer iş teklifi yapılırsa bunu değerlendireceğimi ifade ettim. Ancak ortada hala bir iş teklifi yok. Ne yazık ki İMO’nun ‘Çamur at izi kalsın’ politikası, Makina Mühendisleri Odası’ndan bana iş teklifi yapıldığını ama benim kabul etmediğim ‘niyetimin farklı olduğu’ yalanı söylenerek devam etmektedir. Tüm bunların direnişimi kırmaya yönelik olduğu apaçık ortadadır.

Hiç kimse unutmamalıdır ki bütün gücümü haklılığımdan, kararlılığımdan ve direnişimden alıyorum. Direnişim ve işe geri dönme talebim bireysel değildir. Ben işyerinde mobbinge uğrayan, aksız yere işten atılan, yaşamak için emeğini satmak zorunda olan, işçi sınıfının bir temsilcisiyim. Güvenceli iş talebim ise milyonlarca işsizin ortak talebidir.
Uğradığım onursuzluğu kabul edip başka yerlerde işe girmeme çabalayanlar oldu. Sadece iş isteseydim direnmezdim, gazete ilanlarına bakar iş arardım. Ben eksiksiz, layıkıyla yaptığım işimi geri istiyorum. İşten atılma gerekçemi performans yetersizliği diye gösterenler işe giriş çıkış saatlerimin kayıtlarını göstersinler. Bir gün bile işime geç kalmış mıyım sorun. Bana yapılan bu onursuzluğu ve hakaretleri kabul etmiyorum.
Tam 58 gündür İMO önünde devam eden direnişimi bugünden itibaren gece gündüz olarak sürdürmeye başlıyorum. Onurumu ve işimi geri alana kadar da burada direnmeye devam edeceğim. Emeğin onurun yanında olan herkesi direnişime omuz vermeye çağırıyorum”.
 

Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
nefret