09/11/2010 | Yazar: KAOS GL

Avukatlar Öz ve Kayar, Anayasa Mahkemesi'nin evlilik içinde eşlerin tek başına evlat edinmelerini yasaklayan kararının anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu sö

Avukatlar Öz ve Kayar, Anayasa Mahkemesi'nin evlilik içinde eşlerin tek başına evlat edinmelerini yasaklayan kararının anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söylüyor. Kayar'a göre mahkeme, özellikle aile hukuku ve kadınının insan haklarına ilişkin iptal taleplerinde geleneksel uygulamayı refleks haline getirmiş.

İstanbul Barosu avukatlarından Yasemin Öz ve Habibe Yılmaz Kayar, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "eşlerin birlikte evlat edinme zorunluluğunun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu" iddiası ile yapılan başvuruyu reddetmiş olmasının Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu görüşünde.
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi'nin kurucusu Kayar, "AYM'nin kararı, taraf olduğumuz sözleşmelerin ayrımcılık yasağı ilkesine aykırı" diyor.
Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu'ndan Öz'e göre de bekârlara evlenme hakkı verilirken evli insanların tek başlarına evlat edinememesi eşitliğe aykırı; aile hukukunun bireysel hakların önünde tutulması da yanlış.
Öz ve Kayar'ın görüşleri şöyle:
 
Öz: Mal ayrılığı rejimi eşlerin haklarını koruyor
"AYM'nin kararına konu olayda, evlat edinmek isteyen kadının eşinin rızası var. Mahkeme buna rağmen kadının tek başına evlat edinmesine izin vermiyor. Kaldı ki, eşin rızasının aranmasına dahi ihtiyaç yok. Artık miras hakkı da sorun değil, çünkü mal ayrılığı rejimi ile eşlerin hakları güvence altına alınabiliyor.
Mahkeme çocuğun korunmasını daha yüksek bir yarar olarak algılıyor, "Çocuk ancak her iki eş tarafından evlat edinilirse korunur" diyor. Oysa artık evli olmayan insanlar da evlat edinebiliyor. Bu durum eşitliğe aykırı. Aile haklarının bireysel hakların önünde tutulması, aile hukuku nedeniyle bireysel hakların zedelenmesi de hatalı bir yaklaşım."
 
Kayar: Mahkeme, geleneksel uygulamayı aşırı değerli buluyor
"AYM kararına göre, evlilik içinde eşlerin tek başına evlat edinmeleri yasaklanıyor. Mahkeme bu kararı verirken, Medeni Kanun'un ilgili maddesini Anayasada güvence altına alınmış eşitlik ilkesinin üzerinde, aşırı değerli görmüş; adeta Anayasayı yasaya tabi kılmış.
Oysa yüksek mahkemeden beklenen, karar ve gerekçesinin Anayasa 90/son maddesinde belirtilen uluslararası sözleşmelere uyumlu olması, yasa ile sözleşmenin çatıştığı durumda sözleşme ilkelerinin doğrudan uygulanacağı kuralının duraksamadan hayata geçirilmesidir.
Karar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 14., Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin (CEDAQ) birinci maddelerine aykırıdır.
4721 sayılı Medeni Kanun'da evli olmayan bireyler tek başlarına evlat edinebilirken evlenen kişilerin evlenmekle bu yasal olanaktan feragat ettikleri düşünülemez. Evlilik, hakların sınırlandığı bir kurum değildir.
Kararın çocuğun yüksek menfaatinin öncelikle gözetilmesi gerektiğini açıklayan Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne uyumlu olduğu da söylenemez. Verilen karar sadece evlat edinenler bakımından değil, evlat edinilmek istenen çocuklar arasında da ayrımcılığa yol açıyor. Evlat edinenin aile bağları kurmasına engel oluyor.
AYM'nin özellikle aile hukuku ve kadınının insan haklarına ilişkin iptal taleplerinde refleks haline getirdiği geleneksel uygulamayı aşırı değerli bulduğu ve sözleşmeleri görmezden geldiği görülüyor."


Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam