05/09/2024 | Yazar: Oğulcan Özgenç
Trans mahpus H.A, cezaevindeki koşullar nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirterek Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) başvurdu. TİHEK, yasağın ihlal edilmediğine karar verdi.
Trans mahpus H.A, Kayseri 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Aksaray T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na “güvenlik” gerekçesiyle nakledildi. Başvuru dilekçesinde; H.A, trans koğuşu olan en yakın ceza infaz kurumunda kalmasının uygun olduğunu belirten sağlık raporuna ve cezaevinde LGBTİ+ koğuşu bulunduğunun söylenmesine rağmen tek kişilik odada aynı cezaevine nakledilen bir diğer LGBTİ+ mahpus A.A ile kaldıklarını ve fiziki koşullarda herhangi bir iyileştirme yapılmadığını belirtti. H.A, yaptığı başvuruda infaz ve koruma memurlarının tehditleriyle de karşılaştığını söyledi.
Cezaevi yönetimi, LGBTİ+’ların kaldığı çoklu bir koğuşun bulunmadığını iddia etti
Başvurucu H.A’nın dilekçesine yanıt veren cezaevi, kurumda LGBTİ+’ların kaldığı çoklu bir koğuşun bulunmadığını iddia etti. Cezaevi yönetimi, LGBTİ+ mahpuslar A.A ile H.A’nın tek kişilik odada kaldıklarını kabul eden yanıtında H.A’nın "kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak" ve "kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etmek veya davranışta bulunmak" eylemlerinden dolayı iki kez disiplin cezası verildiğini öne sürdü.
Ayrıca cezaevi yönetimi, kurum imkanları dahilinde adil davranıldığını ve kötü muamele ile işkence uygulamasının söz konusu olmadığını iddia etti.
TİHEK, yaptığı değerlendirmede H.A ve A.A’nın kaldığı odanın hücre odası olmadığı, fiziki koşulların H.A hakkında düzenlenen sağlık raporu ile uyumlu olduğu, H.A’nın günde 1 saat olmak üzere havalandırma alanına çıkma hakkının bulunduğu, H.A’nın sağlık durumunun cezaevi yönetimi tarafından takip edildiği gerekçeleriyle kötü muamele yasağının ihlal edilmediğine karar verdi.
“TİHEK tarafından, şu ana kadar LGBTİ+’lar lehine bir ayrımcılık kararı verilmiş değil”
Kararı KaosGL.org’a değerlendiren Avukat Kerem Dikmen, TİHEK’in işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek üzere kurulmuş bir kurum olduğunu belirtti. Dikmen, kurumun ayrımcılığı önlemek için de birtakım özel görevlerinin olduğuna dikkat çekerek, ekledi:
“LGBTİ+ toplumu TİHEK'i yakından tanıyor. Çünkü TİHEK LGBTİ+'ların cinsel yönelim, cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık iddialarını prensip olarak incelemiyor, yani yok sayıyor. Bu başvuru örneğin trans kadın bir mahpusun bir epilatör ihtiyacına erişememesi nedeniyle ayrımcılık iddiasına dair olsaydı kurul kabul edilemezlik kararı verecekti. İşkence ve kötü muamele vakalarında bu anlamda kurumun hareket alanı daha sınırlı. İşkence, kötü muamele iddialarında böyle bir kaçış normu yok. Somut başvuruda da esasa ilişkin bir karar vermiş. Şu ana kadar bilebildiğimiz kadarıyla LGBTİ+'lar lehine bir ayrımcılık kararı kurum tarafından verilmiş değil.”
“LGBTİ+ mahkumlar, hücre hapsinde tutulduklarında cezaevi görevlilerinin kötü muamelesine karşı savunmasız kalıyor”
Hapishane koşulları ve mahpus hakları konusunda çalışan Prison Insider’ın, “Ülke Profili” adını verdiği raporu, Türkiye’nin de ceza ve tutuklama politikaları, yasal çerçeveleri ve hapishane koşulları ilgili ayrıntılı bilgi veriyor.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) destek sunduğu raporda; Türkiye’deki LGBTİ+ mahpusların, fiili izolasyona maruz bırakıldığı belirtiliyor. LGBTİ+ mahpusların diğerlerinden ayrı tutulduğuna dikkat çeken raporda; LGBTİ+’ların sosyal ve fiziksel aktivitelerden, sosyalleşme ve başkalarıyla iletişim kurma haklarından mahrum bırakıldığı vurgulanıyor:
“Hücre hapsine yerleştirilen LGBTQI+ mahkumların sağlık hizmetlerine erişimi sınırlıdır. Bazen yanlarındaki nakil aracında diğer erkek mahkûmlardan görecekleri muameleden korktukları için hastaneye gitmeyi reddediyorlar. CİSST, LGBTQI+ mahkûmların sık sık nakledildiğini, bunun da ziyaret almayı ve diğer mahkûmlarla dayanışma kurmayı zorlaştırdığını gözlemliyor.”
Raporda ayrıca şu ifadeler yer alıyor:
“LGBTQI+ mahkûmlar hem diğer mahkûmlar hem de personel tarafından ayrımcılığa ve istismara maruz kalıyor. Bu mahkûmlar, hücre hapsinde tutulduklarında, cezaevi görevlilerinin kötü muamelesine, tacizine, tecavüzüne ve fiziksel ya da psikolojik işkencesine karşı savunmasız kalıyor. Ayrıca dış dünyayla temastan daha izole olma eğilimindedirler. Şikayetler etkisiz kalıyor ve daha fazla şiddete yol açıyor. Bazı durumlarda bu tür olayların ardından mahkumlar başka bir cezaevine nakledildi.”
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, dava, özel haber