31/05/2022 | Yazar: Gözde Demirbilek
TİHV’e 2021 yılında işkence ve ağır insan hakları ihlalleriyle ilgili LGBTİQ+'ların başvuruları altı kat arttı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Raporu (2021) yayınlandı. Raporu yayına Aslı Davas, Aytül Uçar, Bilal Yıldız, Canan Korkmaz, Deniz Akyıl, İlker Özyıldırım ve Ümit Biçer hazırladı.
Raporun sunuş kısmında COVID-19 pandemisinin ağır sonuçlarını esas olarak gittikçe derinleşen eşitsizliklerden doğrudan ya da dolaylı; emekçiler, yoksullar, yoksunlar, kadınlar, çocuklar, LGBTİQ+’lar, özgürlüğünden alıkonanlar ve mülteciler başta olmak üzere en olumsuz etkilenen kesimlerin yaşadığı ifade ediliyor:
“Temel haklar kapsamında başta sağlık, eğitim ve temiz bir çevre olmak üzere tüm kamusal alanların piyasaya terkedilmesi ve insanın doğaya vahşi müdahalesi giderek daha büyük yıkımlara ve salgınlara yol açmakta olduğu gerçeği çok geniş toplumsal kesimler tarafından ne yazık ki doğrudan yaşanarak deneyimlenmektedir.
"Her ne kadar pandemi sonrasında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ifadesi yaygın olarak kullanılıyor ise de salgın sonrası yaşanacaklar yaşamakta olduğumuz pandemi sürecinde ‘insan hakları merkezli pandemi mücadelesi’nin gereklerini ve gerekli olan radikal dönüşümleri hep birlikte ne denli amaca yönelik gerçekleştiriyor olduğumuz ve de olacağımız ile doğrudan ilgili olduğunu paylaşmak isteriz.”
İşkence ve kötü muamele “normalleştirilerek” görünmez kılınıyor
Raporun İşkence ve Kötü Muamele Başlığında 2021 Yılı Değerlendirmesi bölümünde; evrensel hukukun mutlak olarak yasaklamasına rağmen sistematik işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının, toplumun çok geniş bir kesiminin yakın tanıklığında gerçekleştiği için bir yönü ile tüm topluma bir mesaj anlamında görünür bir hale dönüştürüldüğünün altı çiziliyor:
“Hak temelli rejim fikrinden uzaklaşıldığı bir ortamda işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları ‘normalleştirilerek’ aynı zamanda görünmez kılınmaya da çalışılmaktadır.”
“Son yıllarda giderek yaygınlaşan kolluk güçlerinin barışçıl toplantı ve gösterilere müdahalesi sırasında, sokak ve açık alanlarda ya da ev ve iş yeri gibi mekânlarda, yani resmi olmayan gözaltı yerlerinde ya da gözaltı dışındaki ortamlarda yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları, 2020 yılında başlayan Covid-19 salgını koşullarında kazandığı yeni bir boyut ve yoğunluk ile, son çalışma döneminde de sıradanlaşarak gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiştir.”
“Belirtmek gerekir ki ülkemiz tarihinde örneği olmayan bir şekilde sadece 16 yıl içinde tutuklu ve hükümlü sayısının yaklaşık beş buçuk misli artması, son yıllarda ülkemizde yaşanan gelişmelerin de bir açıdan özeti niteliğindedir.”
Nefret dili işkenceyi artırıyor
TİHV’e 2021 yılında işkence ve ağır insan hakları ihlalleriyle ilgili yapılan başvurularda; 2020 yılında başvuran LGBTİ+ sayısı altı iken 2021 yılında başvuruların altı katı arttığı ve LGBTİ+’ların %94,6’sının son işkence tarihi 2021 yılı olduğu belirtiliyor:
“Bu artışın LGBTİ+’lara yönelik kullanılan homofobik nefret dilinin ve fiillerinin yukarıda anılan eylemlerde (Boğaziçi Protestoları, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme süreci, Pride yürüyüşü vb.) hakim kılınmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.”
“İki il dışındaki temsilciliklere LGBTİ+ başvuru olmamıştır. 2021 Haziran’ında Ankara’da Onur Yürüyüşünde 20 kişinin darp edilerek gözaltına alındığı haberi basında yer almasına rağmen TİHV’e başvuru olmaması hizmet planlaması ve duyuru açısından daha fazla çabaya gereksinim olduğuna işaret etmektedir.”
2021 yılında TİHV’e yapılan başvurularda LGBTİ+ başvurularının %89,2’sine işkence süreçleriyle ilgili tedavi desteği verildiği raporda kayda geçiyor.
LGBTİ+’ların başvurularında en sık ruhsal (%86,5), kas iskelet sistemi (%83,8) ve cilt yakınmaları (%59,5) belirttiği, psikofarmakoterapi ve psikoterapi tedavilerininse en sık LGBTİ+ başvurulara önerildiği ifade ediliyor.
LGBTİ+ başvuruların %41,7’nin travma sonrası stres bozukluğu tanısı aldığı; kadın ve LGBTİ+ başvurularda majör depresyonun görülme oranına bağlı olarak psikolojik görüşme sayısının erkeklerden anlamlı olarak daha yüksek olduğu belirtiliyor.
TİHV’in Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Raporuna (2021) buradan ulaşabilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, sağlık