08/12/2014 | Yazar: Hakan Özkan

Apple CEO’su Tim Cook’un açılması samimiyetsiz bir sansasyon mu? Yoksa çalışma hayatında LGBT’lere temas edecek bir açıklama mı?

Tim Cook eşcinsel diye benim mülakatım iyi geçer mi? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Apple’ın CEO’su Tim Cook, Ekim başında Bloomberg Businessweek’e yazdığı bir mektup ile açıldı. Bir hafta sonra ise Bloomberg Businessweek Türkiye mektubu Türkçe olarak bize ulaştırdı. Yıllardır kimliğini resmi olarak açıklamasa da, Tim Cook’un eşcinsel olduğu iddiası söylenti halindeydi ve birçok habere konu oluyordu.
 
Peki, yankılanma etkisi büyük olan ancak üzerinde pek de yazılıp çizilmeyen bu açılmayı nasıl değerlendirebiliriz? Dünyanın en göz önündeki şirketlerinden biri olan Apple’ın CEO’su, yüksek maddî olanaklara sahip, kariyer basamaklarını hızlıca tırmanmış ve Amerika Birleşik Devletleri gibi eşcinsel olmanın görece daha kolay olduğu bir yerde yaşayan Tim Cook’un açılması samimiyetsiz bir sansasyon mu? Yoksa Tim Cook’un mektubunda da bahsettiği üzere, Apple CEO’sunun eşcinsel olduğunu duymak birinin kendini kabullenme çabasında ona yardımcı olmak, kendini yalnız hisseden birini rahatlatmak ya da insanları eşitliği savunmaya teşvik eden, bir özel hayatın gizliliğinden vazgeçme açıklaması mı?
 
Elbette, bu tür açılma haberleri duymaya daha da fazla ihtiyaç duyduğumuz cinsten olumlu haberler. Ancak yayınlanan Kurumsal Eşitlik Endeksi 2014 ile görünen oranlar, Amerika Birleşik Devletleri için umut dolu olsa da, dünya konjonktürünün yalnızca küçük bir kısmını kapsıyor. Yani doğal olarak hepimizin beklediği şu sonuç çıkıyor: Yalnızca büyük mali güce sahip şirketler, işe katılım ve işgücünün niteliğine daha çok değer veriyor ve bunu engelleyecek ayrımcılıklara karşı durmaya çalışıyor. Bunu kanıtlayan başka bir örnek de “tek eşcinsel CEO’nun Tim Cook olmadığı” iddiası. Yüksek malî güce sahip dünya devlerinin çoğunun CEO’sunun eşcinsel olduğu iddiaları giderek büyüyor.
 
Maskülen olarak kodlanılmadığı sürece plazalarda dahi yer bulunamayan, küçük işletmelerde işten çıkarmalarla sonuçlanan ve açık eşcinsellerin mülakata çağırılma oranının %40 daha düşük olduğu işgücü piyasalarında, bu tür olumlu açılmaların yeri ne kadar? Tahmin ettiğimiz gibi kabaca oranladığımız anda, böylesine iyimser hikâyeler oransal olarak çok düşük seviyede ve yalnızca kariyer basamaklarını hızlıca tırmanmış insanlardan duyuluyor.
 
Sektörde işten atılma, ayrımcılık, düşük istihdam, işsizlik, düşük ücret, mobbing gibi sorunlara maruz kalan LGBT’ler, sendikalaşmadan bu sorunlarla doğrudan yüzleşmek zorunda. Bunun yanında sendikalaşmamanın getirdiği büyük sorunlardan biri, yalnızca bireysel dava hakkınız olması. Bunun yanında, heteroseksüel çiftlerin birbirinin sosyal güvencesinden, haklarından yararlanıp eşcinsel çiftlerin yararlanamaması durumu evlilik eşitliği sorunsalı ile beraber iş hayatında da LGBT’lerin karşısına çıkıyor ve bu sorun listesi, küçük-büyük ölçekli uzayıp gidiyor.
 
Yine Tim Cook mektubunda; “Eyaletlerin çoğunda işverenlere, çalışanlarım sadece cinsel yönelimlerinden dolayı işten çıkarma hakkı tanıyan yasalar hâlâ mevcut. Ev sahiplerinin kiracılarını eşcinsel oldukları gerekçesiyle evden çıkardığı ya da hasta partnerinizi ziyaret etmemizin ve mirasından faydalanmamızın engellendiği pek çok yer var. Sayısız insan, özellikle de çocuklar, cinsel yönelimlerinden dolayı her gün korku ve istismarla karşı karşıya kalıyor. Kendimi bir aktivist olarak görmüyorum ama bu ana dek başkalarının fedakârlıklarından ne kadar faydalandığımı fark ediyorum” şeklinde, ABD’deki hak ihlallerinden ve pratiklerinden bahsetmiş. Son dönemde ABD’de dahi Ayrımcılığa Karşı Kararnamelerin imzalanmasına karşın, pratikte böyle sorunları fazlasıyla görüyoruz. Türkiye’de ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda bulunan genel ahlâk maddeleri ile LGBT’lerin çalışma hayatındaki görünürlüğü Türkiye’de ve dünyada sınırlandırılıyor.
 
Sonuç olarak, ABD ve Türkiye incelendiğinde, çalışma hayatında LGBT’ler için önemli hususlar şunlar: Kayıtlı beraberlik ve eşcinsel evlilik içerisinde olan eşlere, eşit sosyal yardımlar ve desteklerin sunulmasını güvenceye almak. Trans çalışanlara ve aile bireylerine karşı sosyal yardım ve sağlık güvencesi ayrımcılığını ortadan kaldırmak. LGBT meselesine dair kurumsal yetkinliklerin güçlenmesi, şirket bünyesinde LGBT çalışanların eşitliğine dair açık taahhüt gösterilmesini sağlamak. Şirketlerin, LGBT eşitliğini baltalayacak iç ve dış etkinliklere girişmesini önlemek. Bunun yanı sıra sendikal faaliyetlerin ve yasaların güçlendirilmesi konusundaki kamu politikaları gerekliliği de ortada.
 
Tüm bu ortamın sağlanmasında, Türkiye örneği incelendiğinde kat edilmesi gereken yolun fazlaca uzun olduğu açıkça görülüyor ve kamu politikalarının yanında özel sektör uygulamalarının düzenlenmesi konusunda iki işlevli bir çözüm gerekiyor. 

Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
İstihdam