17/03/2025 | Yazar: Kaos GL
Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği, LGBTİ+ karşıtı kanun teklif taslağına tepki gösterdi. “LGBTİ+’ların eşit ve özgür yaşam mücadelelerini savunuyoruz” dedi.

Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği, Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda LGBTİ+ karşıtı değişiklikler yapılmasını öngören kanun teklif taslağına, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.
Dernek, açıklamasında “Bu yasa tasarısını, 2025'i "Aile Yılı" ilan eden iktidarın uzun süredir uyguladığı LGBTİ+ düşmanı politikalarının bir parçası olarak görüyoruz. Bu politikaları, insana, canlılara ve yaşama dair içkin değerleri tanımayan, çok sesliliğe tahammül edemeyen, itiraz eden sesleri susturmaya çalışan, "makbul" olmayan insanlara ve canlılara yaşam hakkı tanımayan neoliberal sağın dünyadaki ve ülkemizdeki yükselişi ile birlikte ele alıyoruz” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Yakın zamanda LGBTİ+ olmayı ve atanmış cinsiyet rollerine uygun davranmamayı da suç haline getirecek bir yasa teklifinin Meclis'e gelmesi bekleniyor. Bu yasa tasarısını, 2025'i "Aile Yılı" ilan eden iktidarın uzun süredir uyguladığı LGBTİ+ düşmanı politikalarının bir parçası olarak görüyoruz. Bu politikaları, insana, canlılara ve yaşama dair içkin değerleri tanımayan, çok sesliliğe tahammül edemeyen, itiraz eden sesleri susturmaya çalışan, "makbul" olmayan insanlara ve canlılara yaşam hakkı tanımayan neoliberal sağın dünyadaki ve ülkemizdeki yükselişi ile birlikte ele alıyoruz.
Türkiye'de translar için cinsiyet uyum süreçleri her zaman zorlayıcı oldu. Sağlık kurumlarındaki heteronormatif yaklaşım, birçok transın ruh sağlığını zedeledi. Kasım ayında hormon ilaçlarına erişim yeni düzenlemelerle kısıtlanmışken, bu yasa tasarısıyla birlikte cinsiyet uyum sürecine başlama yaşının 18'den 21'e çekilmesi ve yurt dışında bireysel yapılan operasyonlara Türkiye'de hapis cezası verilmesi planlanıyor.”
“LGBTİ+’ların eşit ve özgür yaşam mücadelelerini savunuyoruz”
“Cinsiyet uyum operasyonları için getirilen evli olmamak, üreme yetisinden yoksun olmak, ruh sağlığı açısından zorunlu olarak cinsiyet uyumlaması gereken kişiler kategorisinde olmak, iktidarın insan yaşamı ve bedeni üzerindeki kontrol alanını genişletiyor. Tüm dünyadaki doktorların, ruh sağlığı çalışanlarının kullandığı DSM tanı kitaplarında translık 2013 yılına kadar bozukluk olarak tanımlanmışken, LGBTİ+'ların uluslararası hareketiyle hastalık tanısı olmaktan çıkarıldı. Şimdi ise Türkiye'de ve Amerika, Rusya gibi dünyanın birçok yerinde devletler, trans karşıtı politikalarıyla translığı yeniden hastalık ilan ederek transların varoluşlarını kriminalize ediyorlar. Transların cinsiyet uyum süreçlerindeki ruhsal ya da fiziki sağlık ihtiyaçları devlet tarafından engellenmemeli, aksine bu süreçlerde gerekli destekler sağlanmalıdır.
Yasa tasarısındaki bir diğer madde, "Biyolojik cinsiyete, genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı teşvik eden, öven ve özendirene" hapis cezası verileceği olarak ifade ediliyor. İktidarın tahakküm arzusu bu sefer cinsiyetçi ve ahlakçı denetimi, patriyarkal-aileci normlarla dayatılanın dışına çıkan bütün bedenleri, arzuları, varoluşları cezalandırmakla, sindirmekle tehdit ediyor. Genel ahlaka uymayan bedenlere ayrımcılık, denetim ve şiddet uygulanması meşru hale getiriliyor.
TODAP olarak, LGBTİ+ düşmanı politikaların karşısında, canlılığın ve tüm gökkuşağı renklerinin yanındayız. Başta ruh sağlığı olmak üzere tüm alanlarda LGBTİ+'ların eşit ve özgür yaşam mücadelelerini savunuyoruz.”
Etiketler: insan hakları, sağlık, siyaset, sağlık hakkı