20/06/2025 | Yazar: Kaos GL
LGBTİ+ aktivistleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “toplumsal cinsiyet” ve “LGBTİ+” kavramlarını yasaklayan genelgesini 9. Köy’e değerlendirdi.
Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan / csgorselarsiv.org
Kaos GL Derneği’nden Defne Güzel, Pembe Hayat Derneği’nden Eylem Esen Arabacı ve Özgür Renkler Derneği ekibi, 9. Köy’den Delal Meltem Demir’e geçtiğimiz aylarda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kendisine bağlı birimlere “toplumsal cinsiyet”, “cinsel yönelim”, “cinsiyet kimliği” ve “LGBTİ+” gibi kavramların kullanılmaması yönündeki talimatı hakkında konuştu.
Kaos GL Derneği’nden İnsan Hakları Uzmanı Defne Güzel, şunları söyledi:
“LGBTİ+ hareketi özellikle son 10 yılda yoğun baskı altında. LGBTİ+ aktivistleri ve sivil toplum örgütleri medyada hedef haline getiriliyor. Etkinliklerimiz engelleniyor, güvenlik endişesi yaşıyoruz. Temel haklarımıza dönük mücadelemizi sürdürürken bir de bu mücadelenin baskı altına alınmaya çalışıldığını görerek yolumuza devam ediyoruz. Oysa toplumsal cinsiyet de LGBTİ+ demek de meşru. Bizler meşruyuz ve haklı mücadelemizden aldığımız ilhamla da görünür olmayı sürdürüyoruz.”
“Yasaklamalar idari baskı ve otosansür yaratıyor”
Özgür Renkler ekibi ise şu ifadeleri kullandı:
“Bu kavramlar sadece teorik değil; sahadaki ihtiyaçların tanımlanmasında, hizmetlerin planlanmasında ve hak temelli çalışmaların yürütülmesinde hayati bir rol oynuyor. Genelgede geçen yasaklamalar, bu alanda çalışan kurumlar için hem idari baskı hem de otosansür yaratıyor. Bu da hem hizmetlerin niteliğini düşürüyor hem de hedef grupların ihtiyaçlarını görünmez kılıyor.”
Pembe Hayat Derneği’nden Eylem Esen Arabacı ise şöyle dedi:
“Kadınların yaşadığı eşitsizliği, LGBTİ+’ların maruz kaldığı dışlanmayı bu kavramlar olmadan anlayamazsınız. Bu kavramları yok saymak, yaşadığımız gerçeklikleri de inkâr etmek anlamına geliyor. Bu karar, bir bakanlık genelgesi gibi görünse de aslında bize “var olamazsınız” diyen sistematik bir baskı aracı.“
Etiketler: insan hakları, kadın, aile, siyaset
