29/04/2016 | Yazar: Kaos GL

Ali ata bakarken, Işık ılık süt mü içmeli? Mehmet futbol oynarken, İpek voleybola mecbur mu bırakılmalı? Kamyonla oynayan Ayşe’nin elinden oyuncağı alıp, minyatür mutfak eşyaları vermek nelere sebep olur? Buyrun!

Toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamak için sınıfımda neler yapabilirim? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ali ata bakarken, Işık ılık süt mü içmeli? Mehmet futbol oynarken, İpek voleybola mecbur mu bırakılmalı? Kamyonla oynayan Ayşe'nin elinden oyuncağı alıp, minyatür mutfak eşyaları vermek nelere sebep olur? Buyrun!

Okul öncesi dönem, doğumdan itibaren çocukların cinsel kimliklerini tanımaya başladığı ve toplumun etkisiyle cinsiyet rollerinin şekillenmeye başladığı dönem. Dolayısıyla toplumun etkisiyle çocukların algısında yer etmeye başlayan cinsiyetçi tutumlara katılaşmadan müdahale edilmesinde, önyargıların yerleşmeye başlamadan uzaklaştırılmasında ve uzun vadede ayrımcılıkla mücadele edilmesinde, çocukların evden fazla zaman geçirdikleri okul ortamlarındaki rol modelleri olan öğretmenlerin etkisi çok büyük. Çocukların sofistike konularda düşünmelerine ve soru sormalarına izin verdiğinizde onların küçük birer aktiviste dönüşerek konunun en iyi savunucusu haline geldiğini görmüşsünüzdür. İşte öğretmenler için 9 maddede “Toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamak için sınıfımda neler yapabilirim?”

1-) Ben ne düşünüyorum?

Her şeyden önce bu konuda öğretmenler olarak kendinizle çalışmaya başlamanız iyi olacaktır. Örneğin, “Ben kadının ve erkeğin eşitliğine dair ne düşünüyorum? Bu konuda önyargılarım var mı? Sorunun mu yoksa çözümün mü bir parçasıyım? Biyolojik cinsiyet dışında her konuda eşit olduklarına inanıyor muyum?” gibi sorulara yanıtlarınız üzerinde düşünmeniz ve eşitlik ilkesi dışında değerlendirmeleriniz var ise önce kendi yargılarınızı yıkmanız gerekecektir.

2-) Düşünce yetmez

Kendi düşüncelerinizin yanı sıra kullandığınız dile de dikkat etmeniz gerekir. “Bunu kızlar yapar”, “Bunu kızlar yapmaz”, “Bunu erkekler yapar”, “Bunu erkekler yapmaz” “Bu kadınların / erkeklerin fıtratında var” gibi söylemlerinizi mutlaka değiştirmelisiniz ve buna benzer söylemleri çocuklardan duyduğunuzda da mutlaka bu konuyu tartışmaya açmalı ve karşı görüşleri görünür kılmaya yardımcı olarak “Bunu herkes yapabilir” görüşünü dile getirmelisiniz. Sınıf ortamında cinsiyetçi söylemlere izin vermemelisiniz. Unutmayın ki bir grubun bir alanda becerilerinin toplum tarafından diğerinden üstün olarak algılanmasının ya da o alanda daha görünür olmasının nedeni, o grubun daha iyi yapabilmesi değil, daha iyi yapmasına fırsat verilmesidir. Sınıflarınızda her çocuğa eşit deneme ve kendini o alanda geliştirme fırsatı sunmalısınız.

3-) Kızlar çiçek erkekler böcek değildir

Sınıf içinde nötr bir dil kullanmanın yanı sıra, çocukların giyim kuşamları ya da yetenekleri için kullandığınız ifadelere de dikkat etmelisiniz. Genelde kızların kıyafetleri, dış görünüşleri, hanımefendi oluşları ile ilgili övgüler verilirken, erkeklerin ise hızları ve güçleri ile ilgili yorumlar yapılabildiğine üzülerek şahit olduğumuz durumlar olabiliyor. Oysaki her iki grubun da olumlu davranışlarına, bir konudaki çabalarına odaklanmanız daha iyi olacaktır.

4-) “Haremlik-selamlık” oyun alanlarını engelleyin

Sınıfınızdaki köşeler, oyun alanları ve oyuncaklar her çocuk içindir. Çocukların bir arada oynamaları için onları teşvik edebilir, kızların ya da erkeklerin sadece kendi cinsleri ile oynadıkları oyun köşelerini her çocuk için ilgi çekici hale getirmeye özen gösterebilirsiniz.  Çocukların üzerinde çok büyük etkisi olan pazarın hepimize dayatmaya çalıştığının aksine, kız oyuncakları, erkek oyuncakları diye bir şey yoktur. Her çocuk, zihninin ve ruhsallığının sağlıklı gelişimi için her türlü oyuncakla oynamalıdır. Kızların arabalarla, inşa malzemeleri ve bloklarla,  erkeklerin bebeklerle ya da evcilik malzemeleri ile oynamaları olağandır. Oyuncakların cinsiyeti yoktur.

5-) Oyun alanı kadar oyuncak seçimi de önemlidir

Burada sınıftaki oyuncakların seçimini de ele almak ve hangi oyuncakların hangi değerleri temsil ettiğini, çocuklara ne aşıladığını düşünmek gerekiyor. Sınıfa oyuncak seçerken çocukların yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini geliştirecek, fiziksel, sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimlerini destekleyecek, birden fazla şekilde kullanılacak oyuncaklar olmalarına dikkat etmek gerekmektedir. Sadece barbie bebeklerle, prenseslerle oynayan kız çocuklarına ya da sadece silahlarla süper kahramanlarla oynayan erkek çocuklarına aşılanan değerleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kırma önünde çok büyük engeldir.

6-) Eğitim materyalleri eşitleyici bir yerde durmalı

Sınıfınızda kullandığınız görsellerin, eğitim malzemelerinin ve kitapların seçimi de diğer önemli bir konu. Örneğin ailede kimler nelerden sorumludur konusunu işlerken sorumlulukların her bireye eşit şekilde dağılışını gösteren resimli kartlar kullanabilirsiniz. Okuduğunuz kitaplarda, tartıştığınız vakalarda evrensel değerleri taşıyan kız, erkek ya da cinsiyetsiz figürlerin olmasına ve güçlü oldukları alanlar kadar zayıf oldukları alanların da eşit şekilde temsil edilmesine özen gösterebilirsiniz.

7-) Çocukların katılabileceği küçük tartışmalar açın

Bu seçimlerin yanı sıra, çocuklarla bir arada, “Kız işi nedir? Erkek işi nedir? Kızların ve erkeklerin nasıl göründüğüne ve nasıl hareket edeceklerine kim karar vermeli?” gibi sorularla tartışma başlatıp, “Kızlar ve erkekler istediklerini giyer, istediklerini oynar, istedikleri mesleği seçerler” diye başlayan ve “Bazı insanlar sadece kızların/ erkeklerin ….’ı yapabileceğini söyler ama bu doğru değil çünkü ….. de bir kız/ erkek ve …..u yapmayı seviyor (örn: Bazı insanlar sadece erkeklerin kamyonlarla oynadığını söyler ama bu doğru değil çünkü Ece bir kız ve o kamyonlarla oynamayı seviyor)” diye her çocuğun yapmayı sevdiği şeyleri resmettiği ve sonunda kız ya da erkek olmamız önemli değil çünkü hepimiz, diğerleri ne söylerse söylesin, kendi kararlarını verebilen özel insanlarız diye biten kendi cinsiyetçi olmayan sınıf kitabınızı da oluşturabilirsiniz.

Ana akım medyadan, oyuncakçılardan, oyuncak kataloglarından faydalanarak çember zamanlarınızda tartışmalar başlatabilirsiniz. Pembe kıyafetler giymiş, pembe mutfak oyuncakları ile yemek yapan ya da barbie bebeklerle oynayan kızın ve şovalye, süper kahraman ya da itfaiyeci kıyafetleri giymiş erkeklerin olduğu oyuncak kataloğunu inceleyip “Neden bu mağaza, erkeklerin sadece spor yapıp, süper kahramanlarla oynadığını ve kızların sadece pembe elbiseler giyerek barbie bebeklerle oynadığını gösteriyor? Bazı yetişkinlerin sizin ne oynayacağınıza karar vermesi ile ilgili ne hissediyorsunuz? Sizce bu adil mi?” gibi sorularla tartışmaları başlatabilir, oyuncak firmasına şikayetlerini anlatan ve oynamak istedikleri oyuncak ve oyunları resimledikleri mektuplar yazmalarına destek olabilirsiniz.

8-) Cinsiyete göre meslek diye bir şey olmadığını örneklerle gösterin

Sınıfınıza mühendis, sanatçı ebeveynleri ya da konukları çağırabilirsiniz. Toplumun aşıladığı değerlere karşın (Örn: kadınlar için öğretmenlik mesleği uygundur, sadece erkekler futbolcu olabilir) öyle olmadığını göstermek çocuklar için olumlu örnek teşkil edecektir. Ailelerin bu anlayışta olmadığı durumlarda ise onları bilgilendirmek, çocuklarına eşit fırsat sunma konusunda hassasiyet geliştirmelerine katkı sağlayabilirsiniz.

9-) Eşitlik vurgusu tüm alanlarda önemli

Son olarak eşitlik sadece cinsiyet meselelerinin konusu değildir. Aynı sorgulama ve düşünme yaklaşımını çocuklar arasında gündeme gelebilecek diğer konularda da benimsemelisiniz. Eğitimde ve sınıf ortamında ayrımcılığın yeri yoktur ve cinsiyet, din, mezhep, dil, ırk, millet, tür, ekonomik statü gibi her alanda öğretmenlerin izleyeceği eşitlikçi yaklaşım daha hoşgörülü toplumların oluşmasında katkı sağlayacaktır. Her türlü ayrımcılık ve ayrıştırma, barış ve hoşgörü ortamının zedelenerek, yaşadığımız ortama bir arada katacağımız katkıların yok olmasına neden olmaktadır. Unutmayalım ki sınıf ortamı özlem duyduğumuz demokratik ve eşit dünyanın küçük bir modeli ve hepimiz herhangi bir gruba dahil olmaktan öte temelde,  ortak paydada aslında hepimiz sadece insanız.

Tümay Algan Ferrara'nın Merak Eden Çocuk'ta yayınlanan aynı isimli yazısından düzenlenmiştir.


Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam