20/01/2025 | Yazar: Kaos GL
11. İstanbul Trans Onur Haftası Komitesi, sosyal medya hesaplarından yayınladığı açıklama ile 2025’in “Aile Yılı” olarak belirlenmesine tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Ocak’taki kabine toplantısının ardından yaptığı “Millete Sesleniş” konuşmasında 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini duyurdu.
13 Ocak’ta ise “Aile Yılı” Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde tanıtıldı, LGBTİ+’lar hedef gösterildi.
11. İstanbul Trans Onur Haftası Komitesi, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklama ile 2025 yılının “Aile Yılı” olarak belirlenmesine tepki gösterdi.
Komite, “İktidarın aileyi dayatan politikaları her yönden hayatımıza savaş açmış durumda” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Ne bu “kutsal” aile dedikleri aşkım? Pardon, aile saadetinizi bozacağız çünkü biz LGBTİ+’lar öldürülüyoruz, intihara sürükleniyoruz, babamız, dayımız, amcamız, kuzenimiz tarafından tecavüze uğruyoruz, LGBTİ+ olduğumuz için dayak yiyoruz. Bu mudur sizin kutsalınız?
Bu devlet ve Erdoğan, yıllardır aile aile diye başımızın etini yiyor. 81 ilde yaptıkları aile çalıştayları, LGBTİ+’lara karşı saldırılara alan açan nefret mitingleri, hedef gösteren kamu spotları, aile ahlakı ve annelik üzerinden kadınların bedenlerine kurulan tahakküm, iktidarın aileyi dayatan politikaları her yönden hayatımıza savaş açmış durumda. Ne yazık ki bu nefret siyasetine sayenizde yabancı değiliz. Bu aile yılı saçmalığı sadece LGBTİ+’lar ve kadınları hedef almıyor. Bu düşman politikasına; son dönemde onur yürüyüşlerimize artan saldırılardan, Kürt’e ve diline olan yasaklamalardan, göçmen düşmanı politikalarınızdan, birlikte yaşamaya normalleştirdiğiniz zırhlı araçlarınızdan aşinayız. Ne bu aile dedikleri? Bizler “kutsal aile” masalının içinde her gün kimliğimizle ve varoluşumuzla mücadele ediyoruz. Çocukların doğar doğmaz organlarına bakarak erkek-kız diye etiketleyen, ikili cinsiyet normlarına hapseden, bu norma uymayan LGBTİ+ çocukları ise baskı, şiddet ve dışlamayla ehlileştirmeye çalışan cishetero patriyarkal düzenin adıdır aile. Trans çocukların bu ailelerde yeri yok. Eşcinsel çocukların ailede yeri yok! Bize babası tarafından katledilen Ahmet Yıldız’ı unutturamayacaksınız. Narin Güran’ı, babası ve amcası tarafından katledilen Roşin Çiçek’i unutturamayacaksınız. Aile yılı diyerek yüksek koltuklarınızdan bizi hedef gösteremezsiniz.
Yaşamdan başka hiçbir şey “kutsal” değildir, hele aile, ASLA! Erdoğan, istediğin kadar bize karşı nefret örgütleyebilirsin, günün sonunda kutsal anneler bizleri doğurmaya devam edecek. Biz lubunyalar ailemize açıldığımızda çoğunlukla reddediliyoruz, onarım terapisi adı altında hayatımız zindana çevriliyor, şiddete maruz kalıyoruz. Çoğu zaman ailemizden şiddet görmemek için belki biraz daha sevgi görme umuduyla, varoluşlarımızı ömrümüz boyunca gizlemek zorunda bırakılıyoruz.
Aile; zorunlu heteroseksüelliğin, cinsiyetçiliğin ve ataerkinin en güçlü kalesi. Kadınların bedenlerini kontrol altına alan, kadınların nasıl doğum yapacağına dahi dil uzatan, çocukların hayatlarını kendi istediği gibi şekillendiren, insanları itaatkar ve kendi kalıbına uygun hale getiren, intihara sürükleyen aile…
Her birimiz kendi hikayemizi yazıyor, kutsal ailenizi yıkıyoruz. Siz hormonları engellemeye çalışıyorsunuz; biz hormonlarımızı konuşuyoruz. Siz bizi gözaltına alıyorsunuz; biz bayraklarımızı sallıyoruz. Siz nefret saçıyorsunuz; biz dayanışmaya devam ediyoruz. Herkese buradan duyuruyoruz: İster hazır olun ister kabız: buradayız. Aileden önce de aileden sonra da hep vardık, varız ve var olacağız. Siz korkun, çünkü bizim sizin gibi yarattığımız ‘sahte’ kutsallarımız yok.
Ailenizin içinde yer yokmuş bize, iyi ki de yok! Biz topuklarımızı yere vura vura, bayraklarımızı sallaya sallaya varoluşlarımızın her halini savunarak, kendi yolumuzu açacağız.”
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, aile, siyaset