22/11/2024 | Yazar: Oğulcan Özgenç
Pembe Hayat ve Kaos GL’nin “Akademide Trans Çalışmaları” etkinliğinde Aslı Zengin, Birgül Karakaş, Jiyan Andiç ve Ani Nar konuştu.
Pembe Hayat ve Kaos GL, 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü etkinlikleri kapsamında Akademide Trans Çalışmaları başlıklı etkinlik düzenledi.
Çevrimiçi olarak yapılan etkinlikte; Aslı Zengin, Birgül Karakaş, Jiyan Andiç ve Ani Nar konuştu. 25 kişinin katıldığı etkinlikte, translara yönelik devlet şiddeti ve direniş biçimleri, medyada trans cinayetlerinin temsili ve trans kadınların yerleşim seçimleri konuşuldu.
Etkinlik kapsamında ilk olarak Aslı Zengin konuştu. Zengin, “Violent Intimacies: The Trans Everyday and the Making of an Urban World” isimli kitabını anlattı. Çalışmanın transfeminist ve trans hikayelerini merkeze alan bir çalışma olduğunu belirten Zengin, şu ifadeleri kullandı:
“Kitaptaki tartışmalardan bir tanesi neoliberal devletin kendisini nasıl kurduğu üzerine. Devlet, kesişimsel bir şiddet repertuvarı oluşturuyor. Devlet, Kürtlere uyguladığı şiddeti aynı zamanda translar ve LGBTİ+’lar üzerinde de uyguluyor. Yine benzer şekilde devlet tarafından onaylanan kentsel dönüşüm projeleri, sadece seks işçilerini ve transları değil birçok toplumsal kesimi hedef alıyor.”
“Translar, alternatif yakınlık ilişkileri geliştiriyorlar”
Şiddet ekonomisinin tek aktörünün devlet olmadığına dikkat çeken Zengin, “İlişkisel şiddet ekonomisine dahil olan ve onu üreten pek çok özne bulunuyor. Şiddet, sürekli dolaşımda olan ilişkisel bir pratik. Şiddet olayı dediğimiz şey gündelik hayatın dokusuna içkin” dedi.
Zengin sözlerine şunları ekledi:
“Translar alternatif yakınlık ilişkileri geliştiriyorlar. Gullüm sayesinde iktidarın yaralayan halleriyle hunharca dalga geçiliyor. Gullüm bir firar olduğu kadar aynı zamanda bir sığınak. Transların dünya anlayışları ve deneyimleri yeni yaşam biçimleri yaratmaya dair yeni patikalar yaratabilir.”
“Hak odaklı haberler, dezavantajlı grupların sesinin duyulması için kritik bir öneme sahip”
Etkinlik, Birgül Karakaş ve Jiyan Andiç’in “‘Çekiyorsunuz ama Yayınlamıyorsunuz’ ya da Nasıl Yayınlıyorsunuz: Dijital Gazete Haberlerinde Hande Kader Cinayeti” sunumu ile devam etti.
Karakaş, sunumun başlığının Hande Kader’in ifadeleri olduğunu hatırlattı. Karakaş, “Medya, ayrımcılık ve nefretin taşıyıcısı olarak konumlanıyor. Nefret söylemine maruz bırakılan kişiler, nefret suçlarına da maruz kalabiliyor. Hande Kader’in cinayeti görünmez kılınmamış olsa da biz haberlerin diline bakarak nasıl görünür kılındığına baktık” dedi.
Karakaş’ın konuşmasının ardından devam eden Andiç; Sözcü, Habertürk ve BirGün gazetelerinin Hande Kader cinayetini nasıl aktardığını değerlendirdi. Andiç, “Hak odaklı haberler dezavantajlı grupların sesinin duyulması için kritik bir öneme sahip” dedi.
“Translar, sürekli yer değiştirmek zorunda kalıyor”
Etkinlik, Ani Nar’ın İzmir Bornova örneği üzerinden trans kadınların yerleşim seçimleri üzerine hazırladığı sunumla devam etti.
Çalışmasının bir beşeri coğrafya çalışması olduğuna dikkat çeken Nar, şunları söyledi:
“Translar, İzmir’de daha periferik alanlarına yaşıyor. Mahalle ve semt tercihlerini etkileyen faktörlerden birisi de trans kadınların kendisine benzeyenlerin varlığı. Trans kadınlar; transfobiye uğradıkça yaşadıkları apartmanları, semtleri terk etmek zorunda kalıyor.”
Nar, sözlerine şunları ekledi:
“Trans kadınlar, çok fazla yer değiştiren bir topluluk. Translar, sürekli yer değiştirmek zorunda kalıyor. Trans kadınların barınma problemi olduğu için ev satın alma gibi bir hayali var.”
Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları, kent hakkı, barınma