31/03/2025 | Yazar: Kaos GL
Türk Tabipleri Birliği Öğrenci Kolu, 19 Mart’ta başlayan protestoların ardından kadın ve LGBTİ+’lara yönelik polis şiddetine dair açıklama yayınladı.

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org
Türk Tabipleri Birliği Tıp Öğrencileri Kolu, 19 Mart’ta başlayan protestolarla birlikte kadın ve LGBTİ+’lara yönelik şiddete dair açıklama yayınladı.
Topluluk, açıklamasında “Gözaltı merkezlerinde yaşananlar sadece basit usulsüzlükler değil, devletin insan hakları yükümlülüklerini açıkça ihlal eden sistematik bir şiddet sarmalı haline dönüştü. Polis müdahalelerinde aşırı güç kullanımı, cinsel taciz tehditleri, çıplak arama dayatmaları ve fiziksel işkence iddiaları, kadın bedeni üzerinden bir baskı mekanizması ve cezalandırma yöntemi olarak işliyor” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Türkiye'de yıllardır gözaltına alınan ve tutuklanan kadın ve LGBTİ+’lara yönelik erkek-devlet şiddeti 19 Mart'ta başlayan protestolarla birlikte, bir kez daha iktidar tarafından bir baskı, yıldırma ve cezalandırma yöntemi olarak devreye sokuldu. Gözaltı merkezlerinde yaşananlar sadece basit usulsüzlükler değil, devletin insan hakları yükümlülüklerini açıkça ihlal eden sistematik bir şiddet sarmalı haline dönüştü. Polis müdahalelerinde aşırı güç kullanımı, cinsel taciz tehditleri, çıplak arama dayatmaları ve fiziksel işkence iddiaları, kadın bedeni üzerinden bir baskı mekanizması ve cezalandırma yöntemi olarak işliyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin işkenceyi yasaklayan 3. maddesi ile özgürlük ve güvenlik hakkın düzenleyen 5. maddesi fiilen askıya alınmış durumda. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın avukata erişimin engellenmesi, tutukluluk sürelerinin gerekçesiz ve keyfi bir şekilde uzatılması hukuk devleti ilkesini tamamen yok sayan uygulamalardır. Özellikle cinsel şiddet iddialarının soruşturulmaması, yargının bu suçlara sessiz kalarak failleri açıkça koruduğunu gösteriyor.
Şiddet mağdurlarının yaşadığı travmalar, uzun vadeli psikiyatrik sorunlara yol açarken, fiziksel işkencenin izleri yaşam boyu taşınacak sağlık problemlerine dönüşüyor.
Gözaltı muayenelerinin hastaneler yerine gözaltı merkezlerinde yapılması ve hekimlere valilik kararıyla bu hukuk dışı muayene yönteminin dayatılması uluslararası tip etiği kurallarının açık ihlalidir.
Bu karanlık tablo karşısında acil olarak bağımsız denetim mekanizmaları devreye sokulmalı, gözaltı merkezleri uluslararası standartlara uygun hale getirilmeli ve tüm işkence iddiaları etkin şekilde soruşturulmalıdır. Hukuksuzca özgürlüğünden yoksun kılınmış herkes en kısa sürede serbest bırakılmalıdır.”
Etiketler: insan hakları, kadın, sağlık, sağlık hakkı